04 Aralık 2017 10:20
Son Güncellenme Tarihi: 04 Aralık 2017 12:45

Dink davasında heyet değişikliği

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davanın 60. duruşması görülüyor.

Paylaş

Cansu PİŞKİN
İstanbul 

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davanın 60. duruşması dün Çağlayan’daki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 

Hrant Dink’in öldürülmesinde sorumluluğu bulunan Emniyet, İstihbarat ve jandarma görevlilerinin yargılandığı davanın 18. duruşma haftasında Trabzon Jandarma Komutanı Ali Öz, Trabzon Jandarma görevlisi Metin Yıldız, İstanbul Jandarma görevlisi Muharrem Demirkale’nin sorguları yapılacak. Öte yandan mahkeme heyetindeki üye hakimlerin de değiştiği görüldü. Heyete gelen üye hakimlerden biri Askeri Mahkeme’den atanan Sonat Güvenç. Diğer üye hakim Mesut Düzgün’ün ise Ankara’dan geldiği öğrenildi. 

YORULMAZ KEŞİF İDDİALARINI YALANLADI

Mahkemeye gelen evrakların okunmasıyla başlayan duruşmada ilk olarak, Hrant Dink cinayeti öncesi, Dink’in Bakırköy’deki ev ve iş yeri civarında keşif yapmak için İstanbul’a geldiği iddia edilen Trabzon Jandarma İstihbarat Görevlisi Ergün Yorulmaz savunma yaptı. Yorulmaz, İstanbul’a gelme sebeplerinin cinayet zanlısı Coşkun Aydın isimli kişiyi yakalamak olduğunu belirterek hakkındaki keşif iddialarını yalandı. Yorulmaz, Dink cinayetiyle ilgili hiçbir alakası olmadığını, cinayeti işleyen ve azmettiren sanıklarla olay öncesi ve sonrası hiçbir görüşmesinin olmadığını savundu. 

HTS KAYITLARI İLE SÖYLENENLER UYUŞMUYOR

Dink Ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu Yorulmaz’a, HTS kayıtlarında Dink’in sahibi olduğu Beyaz Adam Yayıncılık yakınlarında telefonun sinyal verdiğini, benzer tespitlerin Okan Şimşek, Gazi Günay için de geçerli olduğunu hatırlatarak, “HTS tespiti ve söylenenler uyuşmuyor. HTS kayıtlarına göre Küçükçekmece Karakolu’na gitmemişsiniz fakat gittiğinizi iddia ediyorsunuz. Konuya ilişkin açıklama yapar mısınız” diye sordu.  Yorulmaz ise şöyle cevapladı: “Karakola gidildi diye hatırlıyorum çünkü ordan bize yardımcı olması için görevli verildi. HTS kayıtlarına gelince, bir kere biz geldiğimiz yeri bilmiyoruz. Haber elemanının dediği yerde buluştuk. Ben devlet telefonu kullanmıyorum kendi telefonumu kullanıyorum böyle bir şey yapacaksam neden kendi telefonumla gideyim?​” Bakırcıoğlu Yorulmaz’a kendisinin ya da Unsur Komutanı Gazi Günay’ın Trabzon İl Emniyeti ile bilgi alış verişlerinin bulunup bulunmadığını sordu. Yorulmaz, kendisinin bir bilgi alışverişi olmadığını, Günay’ın da olduğunu düşünmediğini söyledi. Bakırcıoğlu Yorulmaz’a, Trabzon MİT ve  Trabzon Jandarma arasında bilgi paylaşımı oldu mu diye sordu. Yorulmaz, “Onu ben bilemem şube müdürüm ve alay komutanım bilir” diye yanıtladı. 

‘VİCDANEN RAHATSIZLIK DUYDUM’

Bakırcıoğlu Yorulmaz’a son olarak, İstanbul Emniyet’teki ifadesinde “Yalandan beladan başka bir şey gelmez” ifadesini hatırlatarak neyi kastettiğini sordu. Yorulmaz, “Cinayetin işlendiği gün Trabzon il merkezinde bir araya gelindi. Tam olarak ne konuşuldu hatırlamıyorum. O dönem cinayetin bilgisinin önceden haber edildiğini öğrenmem üzüldüğüm bir durum oldu. Yıllarımı vermişim istihbarata vicdanen rahatsızlık duydum. Böyle bir haberin es geçilmesinin imkansız olduğunu söyledim ve müfettişler geldiğinde herkes bildiğini anlatsın dedim. Vicdani rahatsızlık duydum” dedi.

GÜNAY SAHTE HABER KAYIT FORMUNA PARAF ATMIŞ

Geçtiğimiz celse tahliye edilen dönemin Trabzon Jandarma Unsur Komutanı Gazi Günay savunmasına, asayiş ve kaçakçılık organize suçlardan sorumlu komutan olduğunu, 2007’den sonra herhangi bir istihbarat kurumunda çalışmadığını belirterek başladı. Dink cinayetinin planlanması ve icrası esnasında müşterek hareket ettiği iddia edilen Trabzon Jandarma görevlilerinden olan Günay, Dink’in Bakırköy’deki ev ve iş yeri çevresinde keşif gezisi yapmakla suçlanıyor. Günay da Yorulmaz gibi, İstanbul’a geliş amaçlarının cinayet şüphelisi Coşkun Aydın’ın yakalanması amacıyla olduğunu ileri sürdü. Günay, “Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz ‘Gidin şu adamı yakalayın diye’ emir verdikten sonra Ergün Yorulmaz, Okan Şimşek ve ben valilik imzalı görevlendirme belgesiyle birlikte İstanbul’a geldik” dedi. Günay, İstanbul’da bulundukları 3 gün süresince Coşkun Aydın’ın akrabası Halit Sağlam ile buluştuklarını ancak verdiği adreste Aydın’ı bulamadıklarını bunun üzerine Trabzon’a geri döndümlerini anlattı. Günay da Yorulmaz gibi keşif iddialarını yalanlayarak, “Dink cinayeti ile ilgili hiçbir detaya sahip değildim, elde ettiğim bilgi yoktu, öldürüldüğünü televizyondan öğrendim” dedi. Günay, Dink’in öldürülmesinden sonra 20 Ocak 2007’de askeri gazinoda Okan Şimşek, Veysel Şahin, Ergün Yorulmaz ve Metin Yıldız ile bir araya geldiklerini, 156 jandarma hattına ihbar geldiğini ve öldüren şahsın Trabzonlu olduğu bilgisinin geldiğini aktardı. Günay, “Okan şimşek ve uzman başçavuş, cinayet zanlısının kimliği öğrendikten sonra haber kayıt formu yazdı önceki bilgilerine dayanarak. Ben bu toplantıda görevim gereği sekreterya olarak bulundum ve haber kayıt formuna paraf attım” dedi. “Cinayette ihmalim söz konusu değil beraatimi istiyorum” diyenü Günay’ı Mahkeme Başkanı Ali İhsan Horasan, “Benim bu olayla alakam yok, sahte belgeye imza atmam diyemediniz mi” diye azarladı. 

‘SAMAST’IN KİMLİĞİNİ TELEVİZYONDAN ÖĞRENDİK’

Avukat Hakan Bakırcıoğlu Günay’a Dink cinayetinin işlenmesinin ardından Trabzon Jandarma görevlileri tarafından düzenlenen haber kayıt bildirim formunda 156 jandarmaya gelen ihbar telefonundan neden bahsetmedikleri sordu. Günay da tetikçi Ogün Samast’ın kimliğini gelen ihbar telefonundan değil, televizyondan öğrendikleri için yazmadıklarını söyledi. Bakırcıoğlu, “Yasin Hayal’in silah temin ettiği bilgisini haber kayıt bildirim formuna geçmişsiniz bu bilgiyi nerden edindiniz” diye sorduğu Günay, “Okan Şimşek söyledi ben de haber kayıt formuna aktardım” cevabını verdi. Bakırcıoğlu Yorulmaz’a sorduğu HTS kayıtları ve ifadeler arasındaki çelişkiyi Günay’a da sordu. Günay, “İddianamedeki iddialara inanıyorsanız şunu sorayım, biz niye Agos’un bulunduğu yer olan Şişli’ye değil de Bakırköy’e gitmişiz? Dink’in kapıcısı silahlı 3 şahsın geldiğini beyan etmiş, neden bizi tespit edemedi? Başka işimiz gücümüz yok da Dink’in evine mi gideceğiz? HTS kayıtları devletin verdiği kayıtlar nereden bileyim nerden çıkarmışlar” şeklinde cevap verdi.

‘DİNK CİNAYETİ HERKESİN GÖZÜ ÖNÜNDE İŞLENDİ’

Hrant’ın Arkadaşları duruşma öncesi İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. “Hrant için adalet için” pankartı açan Hrant’ın Arkadaşları adına açıklama yapan Bülent Aydın, 1 buçuk ay sonra Hrant Dink’in öldürülmesinin 11. yılı olduğunu hatırlattı.  Davadan adalet beklentilerinin devam ettiğini söyleyen Aydın, “2 Temmuz 2007’de açılan cinayet davası 10 yıl 5 aydır devam ediyor. Bu cinayet herkesin gözünün önünde hazırlanışı işlenişi ve sonrasında delillerin karartılmasıyla devlet görevlilerinin  bilgisi ve gözetimiyle işlendi. Geçtiğimiz yargı aşamalarında bunu duruşma salonunda izledik. Emniyet istihbarat ve son duruşmalarda dinlediğimiz jandarma yetkilileri sorumluluğu birbirinin üstüne atmaya çalıştılar. Ama her duruşma yeniden gördük ki Hrant Dink cinayetini engellemek için hiç kimse hiçbir şey yapmamış. Bu davadan adalet beklentimiz devam ediyor. Fakat adaletin hiçbir ölçüsünün kalmadığı bir ortamdayız. Bu ortam sahiden sonuç almaya yönelik sağlıklı bir yargı sürecine dair umut beslemeye olanak vermiyor” dedi.

ÖNCEKİ HABER

HDP'li 19 milletvekili hakkında fezleke hazırlandı

SONRAKİ HABER

MESS'in sözleşme dayatmalarına karşı işçiler eylem yaptı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa