07 Ağustos 2012 04:49

Çözüme çağrı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir özel televizyon kanalında yaptığı söyleşi ve konuşmalarına muhalefet partileri, insan hakları örgütleri ve gazetecilerden tepki geldi. Erdoğan’ın konuşmasında adeta hükümetten başka herkesi suçlaması dikkat çekerken, BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş bunu “ikiyüzl&

Çözüme çağrı
Paylaş

‘BİLDİĞİMİZ GİBİ’ Başbakan Erdoğan’ın sözlerini gazetemize değerlendiren Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Başbakan bildiğimiz gibi” dedi. Başbakanın sözleri için, “Bu kadar savaşın, kanın, revanın ortasında halen çözüme, barışa dair tek cümle kuramıyor olması, kafasındaki savaş politikalarının yansımasıdır” değerlendirmesini yapan Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir defa ülkenin Başbakanı olduğunu unutarak konuşuyor. Bütün olup bitenlerin birinci derecede siyasi sorumlusu olduğunu unutturmaya çalışıyor. Kendisinden başka herkes sorumlu, kendisi sütten çıkmış ak kaşık. Bu tam bir ikiyüzlülüktür.”  

‘ASİMİLASYON YOK’ YALANI Başbakanın Türk- İslamcı, ırkçı yaklaşım çerçevesinde Türkiye’deki ve bölgedeki bütün farklılıklara düşmanca baktığını kaydeden Demirtaş şunları ifade etti: “Daha geçen hafta Diyarbakır’da kendi kaymakamları tarafından Kürtçe park isimlerinin yasaklandığını unutarak, ‘Asimilasyon, inkar bitmiştir’  yalanına sarılıyor. Yine Alevileri de hakarete varan bir söylemle değerlendiriyor. Özellikle Kürt Alevilere karşı küçümseyici, ötekileştirici ifadeler kullanıyor. Bunlar hükümetin resmi görüşüdür ve AKP’yi destekleyenlerin resmi görüşüdür.”  

LİBERALLELERE ÇAĞRI Demokratikleşme ve reform adına AKP’yi destekleyenlerin, Başbakanın bu görüşüne ortak olmak istemiyorsa seslerini daha fazla yükseltmeleri gerektiğini belirten Demirtaş, “Özellikle liberal çevreler, Gülen Cemaati dışındaki bazı cemaatler bugüne kadar AKP’ye destek verdiler ve bundan sonra bu politikalara alet olmak istemiyorlarsa seslerini yükseltmelidir” dedi.

‘BARIŞ SÖYLEMİ BAŞBAKANI KÜÇÜLTMEZ’ “Başbakan, ‘Kürt sorununda askeri çözüm seçeneği rafa kaldırılmıştır, bundan sonuç çıkmayacağı anlaşılmıştır. Bundan sonra müzakere ve siyasi çözümü tercih edeceğiz’ demeliydi” diyen Demirtaş, bu sözlerin bir Başbakanı, devleti küçültmeyeceğini, tam tersine barış yollarını açıp, topluma huzur getireceğini söyledi. Demirtaş, “Ama görünen o ki; Başbakan ölümler üzerinden politikasını sürdürecek. Dünkü açıklamaları bunun net işareti” dedi.  

‘BU SAVAŞI BİTİRİN DEMELİLER’ Demirtaş “Çocukları askerde veya poliste görev yapan aileler, evlatlarının vatan için değil AKP için öldüğünü artık görmeli ve ‘Bu savaşı bitirin’ demeli” çağrısı yaptı. “Türk-Kürt anaları el ele verirse barış için, birlik olurlarsa hiçbir siyasetçi savaş politikasında ısrar edemez” diyen Demirtaş, “Türk halkının barış için sesini daha fazla yükseltmesi, milliyetçiliğe, ırkçılığa prim vermemesi gerektiğini” ifade etti.  

‘SURİYE’Yİ BIRAK ÜLKENE BAK’ Başbakan Erdoğan’ın Suriye Hükümetine ve Esad’a yönelik söylemlerine da atıf yapan Gürkan, “Kendi politikalarına bakmadan başkalarını suçlamak kolay, kendi ülkesinde Kürt’ü, Alevi’yi, işçiyi, kadını ezen, hor gören politikalar uygulayacaksın, başka ülkeye demokrasi isteyeceksin. Bu anlaşılır değil” dedi. Giderek artan çatışmaları ve ölümleri, “AKP iktidarının politikalarına” bağlayan Gürkan, “Bu çatışmalarda yaşamını yitiren gençlerimin  ailelerinin üzüntülerini paylaşıp, başsağlığı diliyorum” dedi. Gürkan bu çatışmaların durması, yeni gençlerin yaşamlarını yitirmemesi için “Türk ve Kürt annelerini acilen ellerini birleştirmeye” çağırdı. Gürkan Başbakan Erdoğan’a seslenerek, bu ayrımcı ve şiddet içeren politikalardan vazgeçme ve barış çağrısında bulundu.  

‘ERDOĞAN DEMAGOJİ YAPIYOR’ Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarına ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, “Güvenlik politikalarının çıkmaz

‘YURTTA BARIŞ BÖLGEDE BARIŞ’ Cumhurbaşkanlığına hazırlanan Erdoğan, milliyetçi-muhafazakar bir uzlaşıya dayanıyor. Bu sebeple İdris Naim Şahin’in içişleri bakanı olarak göreve getirilmesi, Kürt sorununda daha sert politikaların uygulanması, vb. örnekleri yaşıyoruz. Etnik kimliklerin önemi yok, savaşta ısrar gençlerimizi toprağa düşürüyor. Her ne kadar Başbakan Erdoğan bu sözü sevmese de biz hem bölge hem de ülkemizdeki savaş ortamından hareketle ‘Yurtta barış, bölgede barış’ diyoruz. Türkiye’nin bölge ülkeleri üzerinde saygıyla anılmasını sağlayan olay 1 Mart 2003 tezkeresinin Mecliste reddedilmesiydi. Şimdi de Kürt sorununda barışçıl çözümü gerçekleştirmesi bir kez daha saygınlık kazanmasını sağlar.  

‘UZAYDA MI YAŞIYOR?​’ Başbakan Erdoğan’ın, basının hükümete yönelik psikolojik harekat yürüttüğü yönündeki açıklamalarına da tepki gösteren Taş, “Erdoğan uzayda mı yaşıyor? Hangi basının psikolojik harekatından bahsediliyor. Bu konuda ana akım medyanın desteği hükümete yöneliktir” dedi. Taş sözlerine şöyle devam etti: “Marjinal olarak gördüğü kimi gazete ve televizyonların Şemdinli’de yaşananlara ilişkin yaptığı haberler Erdoğan’ı tedirgin etmiş olacak tüm sıkıntı ve sorunlarını medyanın üzerine yıkmak istiyor. Başbakan suyu bulandırıyor.” (Ankara/EVRENSEL)


‘SORUNU BU NOKTAYA TAŞIDILAR’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da Başbakanın sözlerini eleştirerek, “AKP 10 yılda ülkenin en temel meselesini daha da karmaşık ve travmayı artıran bir boyuta taşımıştır” dedi. Tanrıkulu, “Sorunun temel boyutlarının ne olduğu ve demokrasi ekseninde bir vizyon sahibi değiller. Başbakan özgüven patlaması, danışmanları da kibir içerisinde. Sorunu bu noktaya taşıdılar” dedi.  

‘YENİ MONARK OLMA İSTEĞİ’ Tanrıkulu, “Başbakanın tek derdi var, 2014’te Türkiye’nin yeni monarkı olmak. Bu nedenle ölümlerin, çatışmanın boyutunun farkında bile değil, umursamaz tutum içerisinde. Halen meseleyi başka odaklara bağlayan, başka yerlerde çözüm arayan, ülkenin topraklarını ‘NATO toprağı’ olarak gören, ne söylediği belirsiz, bir tutum içerisinde. Sorunu başkalarında değil, kendilerinde arasınlar” dedi.  

‘MECLİS ACİLEN TOPLANMALI’ Yapılması gereken tek şeyin Meclisin acilen toplanması ve mutabakat komisyonu kurması olduğunu belirten Tanrıkulu, bir yandan da ortak akıl heyeti oluşturulmasını ve çalışmalara başlamasını önerdi. Tanrıkulu bunun için Meclisin toplanması gerektiğini hatırlattı.


ÇOK İSTİYORSA GAZETELERİ DE KAPATSIN! Gazeteci ve Yazar Celal Başlangıç, Başbakan Erdoğan’ın son açıklamalarında ‘Şemdinli’de ne oluyor?​’ sorusuna bile tahammülü olmadığının görüldüğünü ifade etti. Başlangıç şunları ifade etti: Şemdinli’de yaşananlar konusunda hükümet hâlâ sağlıklı bir bilgi vermiş değil. Medyanın görevi dünyada olup bitenleri halka duyurmaktır. Medyanın, Başbakanın istediği gibi görevleri yoktur. Çok istiyorsa darbe dönemlerinde olduğu gibi, sıkı yönetim kararları çıkartıp medyayı biçimlendirsin, beğenmediği gazeteyi kapatsın. Başbakan Erdoğan istiyor ki içerde ve dışarıda uyguladığı politikaların sonuçları ortaya çıkmasın, halk ne olup bittiğini anlamasın. Dediğim gibi medyanın görevi gerçekleri halka ulaştırmaktır.”


MAZLUMDER: ERDOĞAN’DAN BEKLENEN AÇIKLAMA MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, ramazanda da süren çatışmalardan kaygı duyduklarını belirterek, “Kürt sorununda çözüm adına Hükümetin bir çabası olmadığı için böyle bir tabloyla karşı karşıya kaldık” dedi. Ünsal, “Başbakan kendisinden beklenen açıklamayı yapmıştır aslında. Çünkü son bir yıldır Kürt sorunu için izlediği politika, bizi başka bir beklenti içine sevk etmiyor” ifadelerini kullandı.


MEDYA SUSSA DA KÜRT KONUŞMAZ MI?

Gazeteci Ragıp Duran, Başbakanın medyayı eleştirmesine “Başbakan Erdoğan, kendisine yüzde yüz biat eden amigo medya istiyor. Dumanların, Karaalioğullarının, Kekeçlerin, Tunaların, Alçıların, Ilıcakların, Mahçupyanların işi giderek zorlaşıyor” şeklinde yanıt verdi. Duran şunları kaydetti: Başbakan Erdoğan, PKK’nin 23 Temmuzda başlatıp bugün halen devam eden Şemdinli eylemi konusunda, bugüne kadar  ayrıntılı resmi açıklama yapılmamış olması dolayısıyla,  konuya ilişkin doğru dürüst haber yayınlamayan medyayı hâlâ eleştiriyor.  

‘ERDOĞAN YETERLİ BULMUYOR’ Bilmeyen de sanır ki, Türk medyası, esas olarak, Şemdinli konusunda PKK’yi öven yayınlar yaptı, TSK’yı kınadı, hükümeti eleştirdi.  Egemen medyanın susarak da olsa Erdoğan’a destek vermesini yeterli bulmayan Başbakan, medyaya yönelik tehditlerini bu konuşmasında da sürdürüyor. Tabi kendi mekanında, yandaş gazetecilerden hiç biri de, sadece  mesleklerini  savunmak adına kalkıp bir şey bile söyleyemiyor. Erdoğan’ın, yakın geçmişte medya yöneticilerine yaptığı terör uyarısının yeterince iyi kavranıp uygulanmadığını öne sürmesi de ilginç. Çünkü tüm bu açıklamalardan anlaşılıyor ki, Erdoğan, kendisine yüzde yüz biat eden amigo medya istiyor.”


TİHV: 30 YILDIR AYNI CÜMLELER TİHV Genel Sekreteri Metin Bakkalcı, Erdoğan’ın Kürt sorununda dile getirdiği sözleri, “30 yıldır aynı cümleler tekrarlanıyor” sözleriyle eleştirdi. Bakkalcı, “Yaşananlar insan hakları ihlalidir. Bu söylemlerin derin kopuşları bağrında taşıdığı aşikardır” dedi. Bakkalcı, “Bu bir oyun değil, gizlenen bilgiler hemen bütün toplumla paylaşılmalı. Bu ülkede yaşayan bizler bu olanlara müdahil olmalıyız. Eşit, özgür yurttaşlar olarak yaşamak için bir araya gelmeliyiz.


İHD: MÜZAKERE SÜRECİ TEKRAR BAŞLAMALI

“Öldürme ve tasfiye politikaları bu ülkede 30 yılı aşkındır başarılı olmadığını” belirten İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “AKP Hükümetinin şimdi yapması gereken bu operasyonları durdurmak ve tekrar müzakere sürecinin başlatılmasını sağlamaktır” dedi. Türkdoğan şunları kaydetti: “Bugün Ortadoğu yeniden şekilleniyor. En son olarak Suriye’deki gelişmeler Kürtleri önemli bir konuma getirmiştir ve Kürtlerin talep çıtasını da yükseltmiştir. Bu nedenle Kürt sorunun diyalogla, gerçekçi bir şekilde çözüme kavuşturulması lazım. Savaşın bitmesini de sadece Kürtler değil aynı zamanda Türk köylüsü, işçisi, yoksulların da istemesi gerekir. Başbakan yaptığı açıklama, şiddet ve tasfiye politikasına devam sinyalleri veriyor. Ancak yapılması gereken ortamı yatıştırıcı, sakinleştirici açıklamalardır.  

ÖNCEKİ HABER

Bir filmin bile yönetmeni olamadığım için ne olur bağışla

SONRAKİ HABER

'Çok yanlış bir söylem'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...