BES Genel Başkanı: Yargı emekçilerinin intiharı politiktir

Cansu PİŞKİN
İstanbul

KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) Genel Başkanı Serpil Akpınar, kasım ayında 3 yargı çalışanın intihar etmesinin sebebinin politik olduğunu söyledi. Akpınar, “Temel ücretin sağlanmadığı, insani şartlarda çalışma ortamının ve adaletli vergi sisteminin olmadığı bir düzende, intiharların nedeni, sistemin yarattığı bir sonuçtur. Nedeni politiktir” dedi.

BES: Düşük ücret ve baskı, yargı emekçilerinin kaderi değil

Kasım ayında art arda 3 yargı emekçisinin intihar etmesi, yargıdaki ağır çalışma koşullarını gündeme getirdi. BES yargı emekçilerinin intiharının “kişisel sebepler” denilerek geçilemeyeceği gerçeğini hatırlatmak ve intihara sebep olan etkenlere dikkat çekmek amacıyla önceki gün Türkiye genelindeki adliyelerde siyah giyinme/siyah kurdele takma eylemi yaptı.Eylemlerini hafta boyunca sürdüreceklerini belirten BES yetkilileri, intiharlara ilişkin Adalet Bakanlığı nezdinde de birtakım girişimlerde bulunacaklarını belirtti. Yargı emekçilerinin intiharlarına ilişkin gazetemize açıklamalarda bulunan BES Genel Başkanı Serpil Akpınar, BES Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri Özlem Yılmaz Yeşer ile BES İzmir Şubesinden Mustafa Güven, ağır çalışma koşullarına ve ekonomik sıkıntılara dikkat çekti.

‘15 TEMMUZ’DAN SONRA İŞ YOĞUNLUĞU ARTTI’

Yargıdaki ağır çalışma koşullarına dair tespitlerini aktaran BES Genel Başkanı Serpil Akpınar, özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra iş yoğunluğunun daha çok arttığını kaydetti. Akpnar, “FETÖ operasyonları kaynaklı adliyelerde çalışan birçok hakim/savcı gözaltına alındı ve mahkemeye çıkarıldı. Katip arkadaşlarımız, çalışma arkadaşlarının gözaltına ve sorgulanmalarına şahit olmakla birlikte gece yarılarına kadar mesailer yaptı. Bu anlamda psikolojik olarak da çok sıkıntılar yaşadılar ve yıprandılar” dedi. Yargı emekçilerinin özellikle ekonomik olarak son yıllarda yoksullaştıklarını ve birçok haklarının ellerinden alındığını belirten Akpınar, ulaşım ücretlerinin kaldırıldığını, fazla mesai ücretlerinin de ödenmediğini söyledi. Kasım ayında yaşanan intiharlara ilişkin üyeleri aracılığıyla bilgi topladıklarını anlatan Akpınar, “Edindiğimiz bilgiler ağırlıklı olarak ekonomik geçimsizlik. İstanbul’da intihar eden arkadaşımız maddi sıkıntılar yaşadığı için son 1 yıl içerisinde 3 defa memleketine tayin istemiş ancak bu tayin talebi yerine getirilmemiş. En sonunda çocuklarını ve eşini Yozgat’a göndermiş ve akabinde evlerinde intihar etmiş. Antalya’da 27 yaşındaki yargı çalışanı arkadaşımız, kardeşinin borçlarını kapatmak için kendi bilgisayarını ve televizyonunu satmış. Parçalanmış bir ailenin çocuğu, yurtta büyümüş onun da hem psikolojik hem de ekonomik sorunları varmış ve çocuk nasıl bir baskılama yaşadıysa, adliyede 7. kattan atlayarak mesai saatleri içerisinde yaşamını sonlandırmış. Çemişgezek’teki vaka konusunda çok bilgi toplayamadık ama onun da 43 yaşında 3 çocuk babası olduğunu ve adliye arşivinde yaşamını sonlandırdığını biliyoruz” diye konuştu. 

BES: Yargıdaki intiharlarının nedeni çalışma koşulları

‘İNTİHARLARIN MÜNFERİT SAYILMASI TRAJİK’

“Temel ücretin sağlanmadığı, insani şartlarda çalışma ortamının ve adaletli vergi sisteminin olmadığı bir düzende, intiharların nedeni, sistemin yarattığı bir sonuçtur. Nedeni politiktir” diyen Akpınar, Adalet Bakanlığının ve ilgili adliye savcılarının intiharlara ilişkin henüz bir açıklama yapmamış olmasını da eleştirdi. Akpınar, “İşin kötü ve trajik tarafı bu olayların münferit sayılıyor olması. OHAL’den sonra ihraç edilen 53 kamu emekçisi intihar etti. Biz bu 3 arkadaşımızı da onlardan azade tutmuyoruz. İntihar eden arkadaşlarımız ihraç edilmediler ama çalışırken yoksul bırakıldılar, mobbing’e maruz kaldılar ve değersizleştirildiler” dedi. 

İNTİHARLARDA ‘EKONOMİK KRİZ’ DE ETKİLİ

BES Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri Özlem Yılmaz Yeşer de, “Az personel ile çok iş yapma söz konusu” diyerek ağır çalışma koşullarına dikkat çekti. Yaşanan intiharlarda ağır  çalışma koşullarının yanı sıra ekonomik krizin de etkisinin olduğunu söyleyen Yılmaz, 3 intiharda da ekonomik krizin ortak nokta olduğunu belirtti. Yılmaz, “Adalet Bakanlığında temel problem ve çözülemeyen sorun personel eksikliği. Ama son 1 buçuk yılda yaşanan darbe süreciyle iş yoğunluğu daha çok arttı katmerli hale geldi. Personel sayısı eksildi. Dosya sayısı çok fazla. Bir ülkede yaşam normal gitmiyorsa doğal olarak her türlü ekonomik ve sosyal bozuşma adliyelere yansıyor” diye konuştu.

‘ADLİYELERDE SENDİKAL FAALİYETLER ENGELLENİYOR’

Yargı çalışanlarının kendilerini ifade etme haklarının kalmadığını söyleyen BES İzmir Şubesinden Mustafa Güven, çeşitli adliyelerde sendikal faaliyetlerin de engellenmeye çalışıldığını anlattı.Geçtiğimiz günlerde İzmir Adliyesindeki sendikal faaliyetlerinin engellendiğini aktaran Güven, “İzmir Adliyesinde yargı çalışanlarının çalışma koşullarına ilişkin bir anket çalışmamız vardı. Başsavcı talimatıyla çevik kuvvet ekipleri çağırılarak İzmir Adliyesinde sendikal faaliyetlerin yasak olduğu söylendi.Sendikal faaliyetimizi sürdürmeye devam edersek sanki orada eylem yapıyormuşuz gibi hakkımızda işlem yapacaklarını ve gözaltına alacaklarını söylediler.Biz de bununla ilgili tutanaklarımızı tuttuk suç duyurusunda bulunacağız” dedi. Yargı çalışanları üzerinde mobbingin çok yaygın olduğunu belirten Güven, bu tip baskıların da intihara yol açabileceğine değindi.