Bir ilçede 16 kişi silikozisten öldü, 110 kişi ise hasta

Son 13 yılda, Bingöl'ün Karlıova ilçe merkeziyle Taşlıçay köyünde 16 kişi, silikozis nedeniyle yaşamını yitirirken 110 kişi halen hasta.

27 Kasım 2017 09:50
Son Güncellenme Tarihi: 27 Kasım 2017 10:26
Paylaş

Serkan BİNGÖL

Bingöl’ün Karlıova ilçesiyle Taşlıçay köyündeki 16 kişi, çalışmak için İstanbul’da ‘merdiven altı’ diye tabir edilen kaçak atölyelerde yaptıkları kot taşlama işi nedeniyle silikozis hastalığına yakalanarak yaşamını yitirdi.

Kaçak kot taşlama atölyelerinde, 2004 yılında 800 lira ücretle çalışan işçiler, hastalığı ilk olarak o yıl Karlıova ilçe merkezinde silikozis nedeniyle Kenan Temiz’in hayatını kaybetmesiyle öğrendi. Yaptıkları işin silikozise yol açtığını gören işçiler, 2004’ten itibaren çalışmayı bırakıp, eve döndü; ama hastalık, onların peşini bırakmadı. Son 13 yılda, Karlıova ilçe merkeziyle Taşlıçay köyünde 16 kişi, silikozis nedeniyle yaşamını yitirirken, 80’i Taşlıçay köyünde ve 30’u Karlıova ilçe merkezinde olmak üzere toplam 110 hastanın da hâlâ bu hastalıkla mücadele ettiği belirtildi.

‘İYİLEŞEMEYECEĞİMİ BİLİYORUM ARTIK’

Taşlıçay köyünde 4 kişi, yaşamını solunum cihazına bağlı sürdürürken, 1 kişi ise Erzurum Atatürk Araştırma Hastanesinin yoğun bakım servisinde yaşam mücadelesi veriyor. Taşlıçay’da 4 yıldır solunum cihazına bağlı olarak yatalak yaşayan 37 yaşındaki Ramazan Aydar, 13 yıl önce hastalığa yakalandığını söyledi. Aydar, köylerinin 1994 yılında işsizlikten ötürü İstanbul’a çalışmak için gittiklerini belirterek, “800 lira maaş alıyorduk. Ama kaçak ve sigortasız çalıştırıldık. O yıllarda sigortalı çalışmanın ne olduğunu, kot taşlama işinin sağlıksız olduğunu bilmiyorduk” dedi.

6 çocuk babası Aydar, “Köyde elektrikler, sık sık kesiliyor. Elektriklerin kesildiği zamanlarda solunum cihazımız, çalışmıyor. Bu yüzden hastaneye gidiyoruz; çünkü bu makineler, bizim nefesimiz. Çocuklarıma her baktığımda, onlara destek olamayıp, doğru dürüst babalık yapamıyorum. Her gün çocuklarıma baktıkça kahroluyorum; çünkü artık iyileşemeyeceğimi biliyorum” dedi.

KORKUYLA BEKLİYORLAR

Yaşamını 3 yıldır yatağa bağlı sürdüren 31 yaşındaki Hasan Dündar ise kot taşlama işinde 1997 yılında çalıştığını anlattı. O yıllarda, İstanbul’a gelen bütün köylülerin kot taşlama işine girdiğini belirten 2 çocuk babası Dündar, şöyle devam etti: “Çünkü bu mesleği çabuk kavrıyorduk ve maaşı da iyiydi. Son dönemlerde bazı arkadaşlarımız, atölyede rahatsızlanıp, hastaneye gittiklerinde belli bir teşhis konulmuyordu. Son zamanlarda köyümüzden Erhan Akyürek adlı arkadaşımız birden hastalanarak öldü. O zamandan sonra biz, bu mesleğin tehlikeli olduğundan şüphelenerek, hepimiz işten çıkmaya başladık. Köye döndükten sonra hepimiz, birer birer hastalanarak, hastanelere gittik. İlk başlarda, bu hastalığın ismini ne biz ne de doktorlar biliyordu. Bir süre sonra hastalardan ölümler yaşanmaya başlayınca, korkmaya başladık. Hepimiz, ‘Sıra bize ne zaman gelecek?’ korkusunu yaşıyoruz.” (Bingöl/DHA)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Bilecik'te MHP'den toplu istifa

SONRAKİ HABER

Akgöl Sazlığı'nda 6 flamingo öldürülmüş olarak bulundu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...