23 Kasım 2017 20:14

Tükel: Büyük hastane verimli hastane demek değildir

İTO tarafından düzenlenen şehir hastaneleri sempozyumunda konuşan TTB Başkanı Raşit Tükel, ‘Büyük hastane verimli hastane değil’ dedi

Paylaş

Şişli'de bulunan Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde, İstanbul Tabip Odası (İTO), sağlık alanında son günlerde gündeme gelen şehir hastanelerine dair sempozyum gerçekleştirdi. Yapılan sempozyomun açılış konuşmasını İstanbul Tabip Odası Başkanı Selçuk Erez gerçekleştirirken, panelde sunumu ise Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Raşit Tükel yaptı. Panele DİSK Genel Başkanı Kani Beko, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, sağlık emekçileri ve çok sayıda yurttaş katıldı.

 

‘MAKSAT RANT YARATMAK’

Panelde açılış konuşmasını Prof. Dr. Selçuk Erez gerçekleştirdi. Erez, konuşmasında Maslak’tan, 30-40 katlı, yan yana dizili binalardan bahsederek şunları söyledi; “Şehir hastaneleri projesine de bu projelere benziyor. Bu binaları yapanlar, bu binaların yükselmesine izin verenler biliyor ki bu binalarda binlerce insan yaşayacak, hepsinin özel aracı olacak. Ve burada oluşan trafik sebebiyle ne bir ambulans, ne bir itfaiye aracı giremeyecek. Bu binaların yükseltilmesinin sebebi rant beklentisidir. İşte şehir hastaneleri projesinde sakıncaları ortada olduğu halde ısrar edilmesinin sebebi rant sağlamaya dönük aynı bakış açısıdır.  Şehir hastanelerin bu şekilde yapılması makul değil. Rant oluşturmak bakımında makul. Maksat makul bir şey yapmak değil rant yaratmak.” Şehir Hastaneleri binlerce kişilik, 2600-2700 kişilik yatak kapasitesiyle lanse edildiğini aktaran Erez, “Dünyanın en büyük hastaneleri geliyor, deniliyor. Oysa ABD, İngiltere ve Avrupa ülkelerinde yapılan onlarca yayında ‘200 yataklıdan düşük, 600 yataklıdan büyük hastanelerin verimli olmadığı’ ortaya konuyor. 2600-2700 yatak kapasiteli hastaneler ne için yapılıyor o zaman? AVM tarzı devasa hastanelerin toplumun sağlık hizmeti ihtiyacına cevap vermesi mümkün olmayacaktır. Bunu yapanlar aynen Maslakta olduğu gibi rant alanı olarak görüyorlar sağlık alanını”diye konuştu.
 
‘MALİYET AÇISINDAN FELAKET’
Panelde sunum yapan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Raşit Tükel de dünya deneyimlerinden örnekler verdi. Tükel, “Şehir hastaneleri Birleşik Krallık ortaya çıktı ve yavaş yavaş dünyaya transfer edildi. Fakat yapılan araştırmada bu sistemin çöktüğü ifade edildi. Birleşik Krallık bu sistemden vazgeçmeye çalışıyor” dedi. Şehir hastanelerinin, kamu özel ortaklığı finansmanı yöntemiyle yapıldığını paylaşan Tükel, bu alanda ilk yasal düzenlemenin 2005 yılında 5396 sayılı "Sağlık hizmetleri temel kanununa bir ek madde eklenmesi hakkında kanun” ile yapıldığını belirtti. Tükel, KÖO modelinin, kamu hizmetleri sunumunda kâr dürtülü piyasa mantığının yerleşmesine ve giderek şirketleşen bir kamu hizmet yönetimi katmanı oluşmasına yol açtığını ve maliyet açısından büyük bir finansal felaket olduğunu aktardı.

 

‘SAĞLIK BAKANLIĞI KİRACI'

Tükel, Şehir hastanelerinin, bedelsiz olarak şirketlere tahsis edilen Hazine arazileri üzerine şirketler tarafından yapıldığını, bu hastanelerde Sağlık Bakanlığı’nın kiracı olduğunu, bakanlığının ilgili şirketlere en az 25 yıl boyunca kira ve bina bakım parası ödeyeceğini, kiracı olmasının yanı sıra Şehir Hastanesini inşa eden şirketten hizmet satın alınacağını söyledi. Tükel, “Şehir hastanelerinin yapılmasına “yapılacak hastanedeki yatak sayısı kadar mevcut hastanelerin azaltılması ya da mevcut hastanelerin kapatılması kaydıyla” izin verildiğini, şehir hastanesi kurulan illerde bir adet yeni bina yapılırken mevcut hastanelerin kapatıldığını, dolayısıyla yeni hasta yatağı oluşmayacak. Hastanelerin bina kullanım bedelleri ile şirketlere ödenecek hizmet bedellerinin, öncelikle bütçe dışında ve temel olarak mali izleme olanağı bulunmayan döner sermayeden ödenmesi öngörüldü” dedi.

 

‘SAĞLIK HİZMETİNE ERİŞİM ZORLUĞU’

Hastaneyi yapan firmaya Bakanlığın yüzde 70 doluluk garantisi verileceğinin altını çizen Tükel, Maliye Bakanı’nın 2018 bütçe görüşmelerinde şehir hastanelerinin garanti ödemeleri için bütçesine 2.6 milyar TL ödenek ayrılmasının da bunu doğruladığını söyledi. 6428 sayılı kanuna göre şehir hastanelerinin kiralarının döner sermayeden ödeneceğini aktaran Tükel, “Hastanenin döner sermayesi yetmezse Sağlık Bakanlığı’nın bütçesinden ya da hazineden karşılanır” dedi.  amu özel ortaklığı finansman yöntemiyle yurttaşların cebinden küresel sermayeye kaynak aktarıldığına dikkat çeken Tükel, “Şehrin içinde yer alan kolay ulaşılabilir hastanelerin kapatılması, sağlık hizmetlerine erişim zorunluluğu getirecek. Sağlık çalışanları güvencesiz olarak, düşük ücretlerle uzun saatler çalışmak zorunda bırakılacak” ifadelerini kullandı.

 

‘VERİMSİZ SAĞLIK HİZMETİ’

31 şehir hastanesi projesinden söz edildiğini, bunlardan 18 şehir hastanesinin sözleşmesinin imzalandığını söyleyen Tükel, “18 şehir hastanesi için yılda ödenecek kira bedellerinin toplamı 3 milyar Lirayı geçecek. Bir şehir hastanesine ortalama 1.417 yatak düştüğünü, oysa araştırmalara göre, hastanelerde 300 yatağın altında ve 600 yatağın üzerinde verimliliğin anlamlı oranda düştüğünü biliyoruz. Hastane yatak sayısının artmasının sunulan hizmetin etkinliği bakımından olumlu bir etkisi olmadığını, yine araştırma sonuçlarının, şehirden uzak büyük hastaneler yerine, şehir içinde 300-600 yatak kapasiteli hastanelerin korunmasının ve ihtiyaca göre bu kapasiteye sahip hastanelerin yaygınlaştırılmasının önemine işaret etti” ifadelerini kullandı. Tükel, Bilkent ve Etlik Şehir hastanelerinin faaliyete başlaması durumunda 15 hastanenin kapanacağını söyledi. Maliyetlerinin daha da artacağını dile getiren Tükel, “Bu sistemin; sağlık çalışanlarının daha uzun sürelerde, giderek daha az ücretlerle çalışmasını, daha fazla sayıda hasta bakmasını, daha fazla tetkik yapmasını, “para getirmeyecek” hastaları başka yerlere sevk etmesini demek. Yine bu sistemle; kamu hizmet ve yatırım alanlarının piyasalaştırıldığını, kamu çalışanlarının istihdam güvencesinin ortadan kaldırıldığını, sözleşmeli çalışma, taşeron çalışma vb. güvencesiz çalışma yöntemlerinin gündeme getirilecek” dedi.
 
Tükel; kamu-özel ortaklığı finansman yöntemiyle yurttaşların cebinden küresel sermayeye kaynak aktarıldığını, şehrin içinde yer alan kolay ulaşılabilir hastanelerin kapatıldığını, sağlık hizmetlerine erişim zorluğu getirildiğini vurguladı ve sendikalar, meslek örgütleri, tüm sağlık çalışanlarının ve vatandaşların ortak mücadele etmesi gerektiğini vurgulayarak sunumunu sonlandırdı.
 
Son olarak DİSK Genel Başkanı Kani Beko kısa bir konuşma yaptı. Beko, “Sağlık felaketin eşiğinde.  Devlet eliyle yapılan tam bir soygun. Kamu hastaneleri, Üniversite hastaneleri gözden çıkarmışlar. Şimdi şehir hastaneleri adında sağlığı sermayeye peşkeş çekmeye çalışacaklar” ifadeleri kullandı.
 
Panel soru- cevap kısmı ile devam etti. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

KESK: Kadınları hayatlarına sahip çıkmaya çağırıyoruz!

SONRAKİ HABER

Zırhlı araca roketatarlı saldırı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...