10 Ekim Katliamı davasında Antep polisi üç maymunu oynadı

10 Ekim Ankara Katliamı'nın 6. grup duruşmasında, IŞİD sanığıyla katliam sonrası görüştüğü iddia edilen polisler tanık olarak dinlendi.

22 Kasım 2017 06:53
Son Güncellenme Tarihi: 22 Kasım 2017 11:32
Paylaş

Birkan BULUT
Ankara

10 Ekim Katliamı davasının görülen 6. duruşmasında, Antep Emniyetinin IŞİD’e yönelik etkin soruşturma yürütmediği ve müsamaha gösterdiği suçlamalarını haklı çıkartan tanık ifadeleri damgasını vurdu. 

DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA: MÜCADELEYİ BÜYÜTMEK GÖREVDİR

Duruşma öncesi 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği (10 EkimDER) basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı okuyan Dernek Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, mücadeleyi büyütmeyi görev bildiklerini söyledi.

Açıklama öncesi, katliamın 2. yıl dönümündeki anmaya izin verilmemesi sebebiyle, yaşamını yitirenler için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

Dernek Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, adalet mücadelesine başladıktan sonra mağdurlara çok iş düştüğünü gördüklerini söyledi.

10 Ekim Ankara Katliamı

Coşgun, bu zamana kadar şikayetlerinin kabul görmediğini ancak buna rağmen mücadeleyi büyütmeyi görev bildiklerini ifade etti. 

TANRIKULU: KAMUOYU DURUŞMAYI DİKKATLE TAKİP ETMELİ

Öte yandan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, duruşma öncesi yaptığı açıklamada bugün ve yarın görülecek duruşmanın kamuoyu tarafından dikkatle takip edilmesi çağrısı yaptı.

Tanrıkulu açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"Çünkü Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük toplu bombalı katliamının faillerinin katliam öncesinde aylarca izlenmiş olduğu artık açıktır. Buna rağmen bu canilerin engellenmemiş olmasının sorumluları mutlaka yargı önünde hesap vermelidir. Bu vahşetin geleceğini bile bile önlem almayan sorumlulardır!10 Ekim Katliamı sonrası kamuoyu araştırması yaparak oylarındaki artışı belirleyenler ve bunu utanmadan kamuoyuna ilan edenler, önleyici tedbirleri almamalarının sebebini ortaya koymuşlardı. Ayrıca katliam sırasında yaralıların üzerine tazyikli su ve gaz sıkan ve sıktıran kamu görevlilerinin de niyetleri açıktır. Ankara Katliamı kendisi kadar öncesi ve sonrası açısından da korkunç bir suç zincirinin bütünüdür. Bu suç zincirinin tüm halkaları teker teker ele alınmalı ve sorumlular tek tek adaletin karşısına çıkarılarak cezalandırılmalıdır.

Ankara Adalet Sarayı’ının hemen yanında gerçekleşen bu katliamın sorumlularının yine aynı Adalet Sarayı’nda cezalandırılması, adaletin bir an önce tecelli etmesi tüm kamuoyunun ortak beklentisidir."

POLİSLER SİLAHLARIYLA SALONDA YER ALDI

10 Ekim Ankara Katliamı’nın 6. grup duruşması Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. İki gün sürecek olan duruşmaların ilk gününe katılım yoğun oldu. Duruşmaya KESK Eş Genel Başkanları Mehmet Bozgeyik ve Aysun Gezen, KESK’e üye sendikaların genel başkan ve yöneticileri, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, CHP ve HDP milletvekillleri, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan katıldı. 19 tutuklu sanığın bulunduğu davaya 15 sanıkla başlandı. Öte yandan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal çevik kuvet polislerinin salona silahlarıyla girmelerine tepki gösterdi. Ancak polisler silahlarıyla salonda yer aldı. 

ANTEP EMNİYETİ NEYİ SAKLIYOR?

Mahkemede Sanık Suphi Alpfidan’ın katliam sonrasında görüştüğünü söylediği Antep Emniyetinden 3 polisten 2’sinin tanık olarak dinleneceği söylendi. Ancak Antep Emniyeti Alpfidan’la görüştüğü tespit edilen Hamit isimli polis yerine dönemin istihbarat polisi T.S’yi ifade vermeye gönderdiği ortaya çıktı. Katliam mağdurlarının avukatlarından Ahmet Özdel, Evrensel’e yaptığı açıklamada bu duruma tepki göstererek, “Antep Emniyeti kasıtlı olarak başka birini gönderdi. Başından itibaren emniyetin bir takım bilgileri gizlediğini iddia ettik bu da ispatlandı” dedi. Daha sonra polislerin ifade işlemi başladı. Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü’nden T.S. ifadesinde sanıkların hiçbirini tanımadığını iddia etti. Bu davayı tesadüfen öğrenerek geldiğini savunan T.S., kendisine kimse tarafından bildirim yapılmadığını dile getirdi. 

POLİSİN, IŞİD İÇİNDEKİ MUHBİR TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ DOĞRULADILAR

Mahkemede Sanık Suphi Alpfidan’ın katliamdan önce görüştüğünü söylediği 3 polisten açığa alınarak emekli olan Terörle Mücadele Şubesi Müdür Yardımcısı B. B.D. ve dönemin istihbarat polisi T.S. tanık olarak dinlendi. Alpfidan’ın görüştüğü diğer polisin ise basına “IŞİD'in hücre evini tespit etmek amacıyla terör örgütü militanını takip ederken başından vurularak ağır yaralanarak yaşamını yitirdi” şeklinde yansıyan Hüseyin Gümüş olduğu ortaya çıktı. Ancak tanık olarak dinlenen polislerin ifadeleri Gümüş’ün IŞİD içerisinde muhbir olarak kullanılan 17 yaşındaki Hanifi Çelik tarafından öldürüldüğünü doğruladı. 

CİNAYET SORUŞTURMASINI YÜRÜTTÜ, KONUŞMADI

Tanık polis B.B.D., öldürülen polis Hüseyin Gümüş cinayeti soruşturmasını yürüttüklerini söyledi, ancak buna dair sorulara sorulara “Dosyasında vardır”, “Evin içinde ölmüş olması lazım” diyerek cevap vermekten kaçındı. Basına neden polis Hüseyin Gümüş’ün ölümüyle ilgili yanlış bilgi verildiği yönündeki soruları da geçiştirmeye çalıştı. 

SANIKTAN TANIK POLİSE: HATIRLIYOR MUSUN  SİZİN CEMAATTENDİ?

Tanık polislerden T.S. sanıkların hiçbirini tanımadığını iddia etti. Tanık eski polis B.D. de Suphi Alpfidan’ı tanımadığını öne sürdü. Sanık Suphi Alp Fidan ise B.B.D.’yi tanıdığını, diyaloğa geçtiğini, kendisinin istihbarat şubeyi aradığını ve oradan biriyle görüştüğünü söyledi. Diğer görüştüğü kişinin Ocaklar Karakolu’nda çalıştığını belirten Alpfidan, tanığa dönerek “Siz hatırlıyor musunuz? Sizinle aynı cemaatten. Kendisi bütün cemaatleri biliyor. Neden beni tanımadığını söylüyor, neden gerçeği ortaya çıkarmıyorlar?"” dedi. 

IŞİD’LİLERE ÖSO’CU OLABİLİR DİYE MÜDAHALE ETMEMİŞLER

Cihatçı listesi tutulup tutulmadığı sorusuna da önce “Bilmiyorum” yanıtı verdi sonra da “liste varsa alınır” dedi B.B.D., son olarak ise“varsa kayıt tutarız” şeklinde kendisini savunmaya çalıştı. Avukat Kazım Bayraktar’ın sorularını yanıtlayan B.B.D., Antep Kına Gecesi Katliamından sonra operasyona katıldığını söyledi. 16 Ekim 2016’da 3 polisin öldüğü operasyon sırasında cemevinde görevli olduğunu söyleyen B.B.D., IŞİD üyesi Mehmet Kadir Cabael’in operasyonuna da katılmadığını ifade etti. Cabael’in patlamada öldüğü söylenirken adli tıp raporunda yakında kafasına ateş ediğini üzerine “yakın çatışma demek ki” dedi. Başka bir avukatın cihatçıların Türkiye’ye gelip hastanelerde tedavi olduğunu, bunun takip edildiğini soruları üzerine B.B.D., “Suriye’de kaotik bir ortam var. Şahsın ÖSO ya da hangi örgütten olduğunu karışabiliyor. Kolluğun bunu tespit etmesi gerekiyor. Örgüt başka ÖSO başka. Terör örgütü kapsamına alındıktan sonra her örgüte işlem yapılır” dedi. 10 Ekim Ankara Katliamı soruşturmasına gönderdiklerini söylediği evrakların  hangi birim tarafından yapıldığı sorusuna yanıt vermekten kaçınan B.B.D., “Her birim göndermiş olabilir” dedi. 

TANIK DABANIYASSI IŞİD’E YARDIMDAN CEZA ALMIŞ

Hakim dava dosyasına gelen belgeleri okudu. Gelen belgelerde davanın 5. grup duruşmasında tanık olarak dinlenen ve müşteki avukatların ısrarla sanık olması gerektiğini söylediği Cuma Dabanıyassı hakkında daha önceden IŞİD’e “bilerek ve isteyerek yardım etmek”ten hapis cezası verildiği ortaya çıktı.  Avukat Ahmet Özdel, aynı davada Deniz Duman ve Mehmet Korkmaz isimli kişilerin de yargılandığını ve bu 3 ismin 10 Ekim dosyasında sanık olması gerekirken Antep Emniyeti ve savcılığı tarafından, başka bir soruşturma dosyasına dahil edilerek haklarında “IŞİD’e yardım etmek” suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası verildiğini söyledi. Bu durumu eleştiren Özdel, “Bu dosyalar gerçekler dosyalarıyla birleştirilmediği için örgütün yapısı ortaya çıkmıyor. Bu yüzden IŞİD üyeliğinden ceza almaları gerekirken daha düşük cezalar veriliyor. Burada Antep Emniyeti ve savcılığın görevi kötüye kullanması var” dedi. 

IŞIK: POLİSİN AĞZINDAN KANITLANDI

Katliam mağdurlarının avukatlarından İlke Işık, eski polis B.B.D’nin Antep’te TEM Şube’de görev yaptığı dönemin 10 Ekim soruşturmasının yürütüldüğü, Düğün Katliamı ve Antep Emniyetine saldırıların yapıldığı dönem olduğunu dile getirdi.

B.B.D’nin bu dönemde IŞİD’e yönelik sayısız operasyonlara katıldığını ve 10 Ekim soruşturması sürecinde Ankara Cumhuriyet Savcılığına evraklar gönderdiklerini söylediğini hatırlatan Işık, “TEM Müdür Yardımcısı olan bu kişi 10 Ekim Katliamı’nın şüphelilerini tanımadığını söylüyor, Antep’te IŞİD’le anılan derneklere dair de ‘Bilmiyorum, duymuştum’ gibi geçiştirici yanıtlar veriyor. Tüm sorulara ‘bilmiyorum, tanımıyorum, duymuş olabilirim’ şeklinde yanıtlar verebiliyor” diye tepki gösterdi. Yargılamanın başından itibaren Ankara Cumhuriyet Savcılığı, Antep Emniyeti ve Antep Savcılığının etkin soruşturma yürütmediği ve IŞİD’e müsamaha gösterildiği, göz yumulduğunu ifade ettiklerini belirten Işık,  bu suçlamaların B.B.D’nin ifadesiyle de doğrulandığını ekledi. 

EMNİYET GÖNDERMEDİ, SAVCILIK PEŞİNE DÜŞMEDİ

Tanıklardan sonra sanıkların çapraz sorgusuna geçildi. Daha sonra söz alan mağdur avukatlarından Senem Doğanoğlu, en önemli delillerin dosyaya silik bir şekilde geldiğini ifade etti. Gaziantep Emniyetinin ve yargı mercilerinin ihmal ve kasıtları bulunduğunu ifade eden Doğanoğlu, Antep’teki hücre evi baskınında kendisini patlattığı ileri sürülen Yunus Durmaz'ın cenazesinin kimliklendirme işleminin dahi hala gerçekleşmediğini söyledi. Bu kadar kritik bir sanığın ölümünün şüphesi altında yol almaya çalıştıklarına dikkat çeken Doğanoğlu, “Kendini patlattığı iddia edilen Yunus Durmaz'ın otopsi raporu ve DNA karşılaştırma raporu hala dosyaya sunulmamıştır. Yunus Durmaz kendisini gerçekten patlattı mı, bilemiyoruz. Ölen kişinin Yunus Durmaz olduğunu gösteren parmak izi olduğu söyleniyor ancak otopsi raporuna göre sanığın incelenen organları arasında el yok. Parmak izini nereden aldılar? Yunus Durmaz'ın kendisini patlattığı söyleniyor ancak vücudunda mermi izleri olduğunu rapordan öğrendik. Olay yeri tutanağında da çatışma olmadığı yazıyor. Neden çatışma içinde olmamasına karşın Yunus Durmaz’ın vücudunda mermi izleri bulunduğunun açıklanması gerekmektedir. Gaziantep Savcılığı ya da emniyeti 19 Mayıs soruşturmasının dosyasını yollamamıştır. Ankara Başsavcılığı da peşine düşmemektedir” dedi. Beyanların ardından duruşma son buldu. Yarın devam edecek. 


'100 YIL DA SÜRSE HESAP VERMELERİ İÇİN HER ŞEYİ YAPACAĞIZ'

10 Ekim Katliamı davasının 6. grup duruşmalarının ilk oturumu sonunda aileler adliye önünde basın açıklaması yaptı. Avukat İlke Işık, Gaziantep Emniyetinin IŞİD’in örgütlendiği dernekleri bilmesine karşın hiçbir şey yapmadığını, katliam öncesinde de harekete geçmediğini ifade etti. Bu nedenlerle Gaziantep Emniyet Müdürü hakkında suç duyurusunda bulunduklarını aktaran Işık, diğer kamu görevlileri hakkında da bu taleplerini sürdüreceklerini söyledi. Işık, “Bir yıl da sürse, 10 yıl da sürse, 100 yıl da sürse gerçek sorumluların tek tek hesap vermesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız” ifadelerini kullandı.

10 Ekim Ankara Katliamının 6. grup duruşmasının ilk gününün sonunda basın açıklaması gerçekleştirildi. 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği adına konuşan Mehtap Sakinci Coşgun, bir yıldır devam eden yargılama sürecinde tanıkların ve bir sanığın ifade ettiği kamusal sorumluluğun nasıl ihmale ve kasta varacak duruma geldiğini izlediklerini söyledi.

10 Ekim soruşturması kapsamında Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, talep edilen birçok şeyi yapmadığını ifade eden Coşgun, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından talep edilen hiçbir evrakın, kaydın ve dijital verinin de dosyaya girmediğini belirtti. Coşgun, sürecin başından beri etkili bir soruşturma yapılmadığını dile getirdiklerini ve ortaya konan iddianamenin gerçek suçluların tamamını ifade etmediğini söylediklerini vurguladı. Bu duruşmayla, bu zamana kadarki çabalarının önemini gördüklerini belirten Coşgun, “Eğer biz bu soruşturmaya, bu kovuşturmaya ve bu adalet mücadelesine bu kadar sahip çıkmasaydık, görünen o ki gösterilen sadece birkaç ismin bu katliamın sorumlusu olduğunu düşünecektik” dedi.

Avukat İlke Işık, yargılama süreci birinci yılına girerken hala gerçek adalet ve tüm sorumluların yargılanması taleplerini dile getirdiklerini söyledi. Bugünkü duruşmada, sürecin başlangıcından bu yana ilk kez iki polis memurun dinlendiğinin altını çizen Işık, ifadelerden de görüldüğü üzere Gaziantep’te 5 katliamın planlanmasına karşın Gaziantep Emniyetinin, Valiliğin ve görevlilerin hiçbirinin sorumluluğunu yerine getirmediğini yineledi.

IŞİD örgütlenmesinin devam etmesi ve katliamlar hazırlayabilmesi için her türlü olanağın sağlandığını ifade eden Işık, dinlenen TEM amirinin ifadelerinin de son derece belirsiz olduğunu dile getirdi.

Işık, Gaziantep Emniyetinin IŞİD’in örgütlendiği dernekleri bilmesine karşın hiçbir şey yapmadığını, katliam öncesinde de harekete geçmediğini ifade etti. Bu nedenlerle Gaziantep Emniyet Müdürü hakkında suç duyurusunda bulunduklarını aktaran Işık, diğer kamu görevlileri hakkında da bu taleplerini sürdüreceklerini söyledi. Işık, “Bir yıl da sürse, 10 yıl da sürse, 100 yıl da sürse gerçek sorumluların tek tek hesap vermesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız” dedi. (Ankara/EVRENSEL)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Meteoroloji'den İstanbul'da iş çıkış saatinde yağış uyarısı

SONRAKİ HABER

CHP'li Gürer: Taşeron işçileri hayal kırıklığına uğratmayın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...