Kılıç'ın dosyasında olmayan deliller tahliye gerektiriyordu
Hak savunucuları, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Taner Kılıç’ın tahliye edilmemesine tepki gösterdi.
Metehan UD
İzmir
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Taner Kılıç’ın, ‘FETÖ üyeliği’ iddiasıyla yargılandığı davadan tahliye edilmemesine hak savunucularından tepki geldi. Mülteci Der Başkanı Eda Bekçi, ByLock kullanmakla suçlanan Kılıç hakkında Siber Suçlar’dan görüşme kayıtlarını gelmesinin beklenmesine karar verildiğini hatırlatarak, “Hiç bir zaman gelmeyecek bir şeyi bekleyerek tutukluluk halinin devamı nasıl olacak?” diye sordu. Mahkemenin kararının siyasi olduğunu söyleyen Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner de, toplanmayan delillerin tutukluluğa gerekçe yapıldığını ifade etti.
Hak İnisiyatifi Sözcüsü Mehmet Arif Koçer de, hak savunucularına gözdağı verilmek istendiğini söyledi.
Gülen Cemaatine yönelik soruşturma kapsamında İzmir’de avukatlara yapılan operasyonda tutuklanan Taner Kılıç, “ByLock kullandığı ve Bank Asya’da hesabı olduğu” iddiasıyla “FETÖ/PDY üyesi olmak”la suçlanıyor. Kılıç tutuklu yargılandığı dava kapsamında önceki gün hakim karşısına çıktı. Mahkeme Kılıç’ın tahliye talebini kabul etmedi ayrıca dosyanın İstanbul’da devam eden Büyükada davası ile birleştirilmesine karar verildi.
Kılıç’ın Avukatı ve aynı zamanda Mülteci Der Başkanı olan Eda Bekçi, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner ve Hak İnisiyatifi Sözcüsü Mehmet Arif Koçer, davayı gazetemize değerlendirdi.
‘ÖZGÜRLÜĞÜ ELİNDEN ALINMIŞ DURUMDA’
Avukat Eda Bekçi, dosyanın usulsüzlüklerle dolu olduğunun altını çizerek, “Dosyadaki belgeler, Taner’in tutukluluğunu devam ettirecek değil aksine sonlandıracak nitelikte. Ayrıca Taner’in sosyal yaşamına dair kayıtları incelediğimizde o yapıyla bağı olmadığını görüyoruz. Godot’u bekler gibi Siber Suçlar’dan görüşme kayıtlarını gelmesini bekliyoruz. Hiç bir zaman gelmeyecek bir şeyi bekleyerek tutukluluk halinin devamı nasıl olacak? Maalesef taleplerimizin hiçbiri değerlendirilmedi” dedi.
Taner Kılıç davasının uluslararası kamuoyu tarafından da yakından takip edildiğini belirten Bekçi şunları söyledi: “FETÖ soruşturmalarının uluslararası bağlamda izlendiği en keskin dosyalardan birisi. BM, AB Komisyonu ve uluslararası çok sayıda örgüt bu davayı takip ediyor. Uluslararası anlamda Türkiye’nin FETÖ soruşturmalarının vitrini. Taner, yıllarca mücadelesini verdiği insan hakları ihlallerinin en büyüğüne maruz kalmış durumda. Özgürlüğü elinden alınmış durumda”
‘İKİ GÜNDE İKİ FARKLI KARAR’
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner da, devletin henüz delilleri sunmamış olmamasının normalde tahliye edilme gerekçesi olduğunu ifade ederek “Ama tersine tutukluluğunun devamı için bir gerekçe olmuş. Mantıklı bir karar değil. Büyükada dosyasından tutuklu arkadaşlarımızın serbest bırakılması ile umutlanmıştık. O dosyada delillerin olmamasından kaynaklı tahliye kararı verildi ama Kılıç’ın davasında aynı karar çıkmadı. İki günde iki farklı karar verildi. Bunları siyasi karar olarak görüyoruz. Taner Kılıç sadece Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şube Başkanı olduğu için o davayla birleştirme kararı alıyorlar” dedi.
‘DEVLET SUÇLUYORSA KANITLAMAK ZORUNDADIR’
Hak İnisiyatifi Sözcüsü Mehmet Arif Koçer de, Kılıç’ın tutukluluğunun devam ettirilmesinin Türkiye’deki adaletin bittiğinin açık resmi olduğunu dile getirdi.
Devletin suçladığı şahısla ilgili kanıtları sunmayarak, sanığın mağduriyetini katmerleştirdiğini ifade eden Koçer, “Bunu hukukun dibe vurması olarak yorumluyorum. Suçu atanın ispatlaması gerekiyor. Devlet suçluyorsa o zaman kanıtlamak zorundadır. Bu kesinlikle adaletsizliktir, zulümdür. Hepimizin özgürlüğü noktasında ağır bir emsaldir. Bir an önce tahliye edilmesini talep ediyoruz. Bu yönde de çalışmaya devam edeceğiz. İnsan hakları alanında çalışan bütün insanlara bir gözdağı verilmek istendiğini düşünüyorum. Fakat bu gözdağı bu alanda çalışan insanların cesaretini kırmayacak” dedi.