01 Ağustos 2012 12:04

Özürleri kabahatlerinden büyük

Şebeke suyunun kirliliğine Çamlıdere Barajıyla bağlantılı olan derenin sebep olduğunu söyleyen Sağlık Bakanlığı’na Odalar ve Derneklerden cevap geldiDamacana ve şehir şebeke suları hakkında, Ankara Tabip Odası (ATO), Çevre Mühendisleri Odası, Gıda Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Ziraat M&u

Özürleri kabahatlerinden büyük
Paylaş

Damacana ve şehir şebeke suları hakkında, Ankara Tabip Odası (ATO), Çevre Mühendisleri Odası, Gıda Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Tüketici Hakları Derneği, Halkevleri ve Su ve Kanal Çalışanları Derneği (Su-Kader) ortak basın açıklaması yaptı.

Örgütler adına ortak açıklamayı ATO’dan Prof. Dr. Sarp Saraç okudu. Saraç, içme-kullanma suyunun genellikle zehirli maddeler, radyoaktif kirleticiler ve kimyasallar tarafından kirletildiğini, bu sorunların çözümü için de güçlü değerlendirme sistemleri ve laboratuvar olanaklarının sağlanması gerektiğini söyledi. Suda yaşanan sorunların sadece bugüne ait olmadığını belirten Saraç, 2008’deki arsenik sorununu hatırlatarak kirlilik sorununa bütüncül bakış açısıyla bakılması gerektiğini söyledi.

‘ŞEBEKE SUYU ÖLÜM RİSKİ TAŞIYOR’

Daha sonra konuşan Prof. Dr. Ahmet Saltık, sudaki kirliliğin insan sağlığına zararlarına vurgu yaparak, olayın hafife alınmaması uyarısında bulundu. Kirli suyun kısa dönemde yaz ishaline yol açabileceğini belirten Saltık, bunun da ilerlemesi durumunda ölümleri getirebileceği uyarısı yaptı. Saltık uzun dönemde suda bulunan kimyasalların niteliğine göre deri kanseri, böbrek yetmezliği hastalıklarına yol açabileceğini söyledi. Sağlık Bakanlığının, Çamlıdere Barajı’na bağlı bir derenin kirliliğe yol açtığı açıklamasını hatırlatan Saltık, “Özrünü belirtirken kabahatlerini dışa vuruyorlar. Söz konusu dereye atık boşaltmaları yapılıyor. Bu boşaltmalar hangi işletmeler tarafından yapılmaktadır? Sağlık Bakanlığı bu işletmeleri neden denetlememektedir?​” diye sordu. Saltık, “Ayrıca ASKİ sudaki alüminyum miktarını ayarlayamayacak durumda mı? Ya da fazla orandaki alüminyumu geri alamayacak durumda mı?​” diyerek hatanın kabul edilemez olduğunu söyledi. Saltık, kirlilikten herhangi bir vatandaşın zarar görmesi durumunda sorumluluğun bahanesiz yetkililerde olacağını sözlerine ekledi.

Halkın alacağı önlemler konusunda uyarıda bulunan Prof. Dr. Ahmet Saltık, sudaki arsenik ve alüminyumun kaynatılarak yok edilemeyeceği uyarısında bulundu. İçme ve kullanma suyunun birbirinden ayrılamayacağını söyleyen Saltık, suyun kirlilik sebebiyle deri kanserine doğrudan etkisi olduğunu belirtti. Vatandaşın kesinlikle damacana pompalarını kullanmamasını söyleyen Saltık, suların cam kaplarda muhafaza edilmesi gerektiğini vurguladı.

‘BAKANLIK BU SIKINTILI DÖNEMDE LABORATUVAR KÜÇÜLTÜYOR’

Su-Kader adına konuşan Nilgün Koçak, bu kadar ciddi bir süreçten geçilirken, Sağlık Bakanlığının illerdeki laboratuvarları küçültmeye gittiğini söyledi. Bakanlığın, bünyesindeki mühendisleri uzaklaştırdığını belirten Koçak, bundan sonra yapılacak analizlerde birçok meslek gurubunun birikimlerinden yararlanmayacağını söyledi.

Kimya Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ali Nar ise, Melih Gökçek’in sudaki alüminyumun tesisat borularından kaynaklandığını belirtmesi üzerine, “Borular alüminyum değildir. Borulardan en fazla suya demir karışır. Bu açıklama teknik anlamda bir şey ifade etmiyor” dedi. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Köylüler birlik olmalı

SONRAKİ HABER

THY işçileriyle uluslararası dayanışma büyüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...