26 Ekim 2017 11:28

İHD ve Tabip Odası: Hasta tutuklular serbest bırakılsın

İHD Diyarbakır Şubesi ve Diyarbakır Tabip Odası hasta tutukluların derhal serbest bırakılmasını istedi

Paylaş

İHD Diyarbakır Şubesi ve Diyarbakır Tabip Odası, son İHD verilerine göre cezaevlerinde 357’si ağır olmak üzere 1025, Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre ise 841 hasta tutuklunun bulunduğunu belirterek, tutukluların derhal serbest bırakılması talebinde bulundu. 

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve Diyarbakır Tabip Odası, "Dünya Hasta Hakları Haftası" dolayısıyla cezaevlerindeki hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek için İHD'de basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, İHD Şube Başkanı Raci Bilici, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Üyesi Şeyhmus Gökalp ile dernek ve oda yöneticileri katıldı. Ortak basın metnini okuyan İHD Diyarbakır Şubesi Cezaevi Komisyonu Üyesi Av. Muhterem Süren, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin 5. maddesi ile Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi'nin 7. maddesini anımsattı. 

'HAPİSHANELER İŞKENCEHANEYE DÖNÜŞTÜ'

Türkiye'deki cezaevlerinin hak ihlallerinin en yoğun yaşandığı mekânlar olduğunu belirten Süren, başta yaşam hakkı ihlalleri olmak üzere her türlü insanlık dışı ve onur kırıcı muamelenin yapıldığı birer işkence mekânlarına dönüştüğüne dikkat çekti.
 
OHAL’in ardından bu uygulamaların ağırlaştırıldığını vurgulayan Süren, cezaevlerinde halen yoğun olarak ölüm, sevk, işkence, kötü muamele, tecrit, izolâsyon, haberleşme haklarının engellenmesi, ailelerle görüşme engelleri ve disiplin soruşturmaları gibi çok sayıda hak ihlali yaşandığını söyledi. Süren, özellikle hasta tutuklulara dönük gerek yasal düzenlemelerde gerekse de uygulamadaki keyfi, etik olmayan yaklaşımlar ve bürokratik engellerin, hasta tutuklular için insani olmayan bir tablonun ortaya çıkmasına neden olduğunu aktardı.

'841 AĞIR HASTA TUTUKLU VAR'

Süren, “Bu nedenlerle insani ve yaşamsal ihtiyaçlarını dahi karşılamayacak bir durumla karşı karşıya bırakılan ve adeta ölüme terk edilen hapishanelerdeki hasta mahpusların sayısı, bu durumu gözler önüne sermektedir. 22 Haziran 2017 tarihli son İHD verilerine göre hapishanelerde toplam 357’si ağır olmak üzere 1025 hasta mahpus bulunmaktadır. Adalet Bakanlığı’nın verdiği bilgilere göre ise, 2017 yılı Şubat ayı itibarı ile Adli Tıp Kurumu raporuyla ağır ve sürekli hastalığı belgelenen tutuklu ve hükümlü sayısı 841’e ulaşmıştır” bilgisine yer verdi. 

'HASTA MAHPUSLAR ÖLÜME TERK EDİLİYOR'

Sağlık kurullarınca düzenlenen raporların görmezden gelinerek sadece Adli Tıp Kurumunca (ATK) hazırlanan raporların esas alınması konusuna değinen Süren, şöyle dedi: “Birçok tutsak Adli Tıp kapısında rapor beklerken, birçoğu Adli Tıp Kurumu'nun olumsuz raporları nedeniyle hapishanede yaşamını yitirmiş, birçoğu ise Adli Tıp Kurumundan çıkan rapor neticesinde tahliye olduktan çok kısa bir süre sonra yaşamını yitirmiştir. Son olarak akciğer kanseri olan Ahmet Bayar adlı mahpus uzun uğraşlar sonucu 22 Ağustos’ta tahliye edilmiş ancak hastalığının çok fazla ilerlemiş olması nedeniyle yaşamını yitirmiştir." 

‘ATK'YE SON VERİLSİN'

Süren, mevcut kurumsal yapısı ve siyasi iktidara bağlılığı nedeniyle Adli Tıp Kurumu'nun tarafsız davranamadığını ve dolayısıyla düzenlediği raporlarda bilimsel ve objektif kriterlere uygun değerlendirmeler yapmadığının açık olduğunu vurgulayan Süren, Adli Tıp Kurumu'nun hasta tutukluların yaşamlarıyla ilgili değerlendirme tekeline son verilmesini istedi.  
 
Süren, "Dünya Hasta Hakları Haftası" vesilesiyle şu talepleri sıraladı:  
 
* Hapishanelerde bulunan mahpusların evrensel hukuk çerçevesinde yaşam koşullarının düzeltilmesini, şiddet, işkence ve kötü muamele uygulamalarının önüne geçilmesini,
 
* Mahpusların sağlığa erişim haklarının sağlanmasını, koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmesini, hastalığı olanların tedavi olanaklarından yararlanmaları için gerekli önlemlerin alınmasını,
 
* 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu’nun cezanın infazının hastalık nedeniyle ertelenmesine ilişkin 16. Maddesi’nin ve ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm mahpuslarla ilgili 25. Maddenin ağır hasta mahpusların serbest bırakılmasını engelleyen hükümlerinin değiştirilmesi ve hapishanelerde bulunan tüm ağır hasta mahpusların derhal serbest bırakılmasını,
 
* İnfazların ertelenmesi hususunda gecikmelere neden olan ve objektif olmayan raporlarda imzası bulunan Adli Tıp Kurumu’nun bir an önce devreden çıkarılmasını, İstanbul Protokolüne uygun bir şekilde tam teşekküllü devlet hastanelerinin ve üniversite hastanelerinin vereceği raporların yeterli görülmesini,
 
* Hapishanelerin; sivil toplum kuruluşlarının, bağımsız izleme kurullarının, özel olarak da hasta mahpuslar sorunuyla ilgili olarak İHD, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Türk Tabipler Birliği (TTB) gibi kuruluşların denetimine açık hale getirilmesini, OPCAT’a uygun bağımsız ulusal önleme mekanizmasının kurulmasını.
 
* Başta yaşam hakkı ihlali, işkence ve kötü muamele iddiaları olmak üzere hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinin etkin bir şekilde soruşturulmasını ve sorumluların yargı önüne çıkarılmasını talep ediyoruz. (Diyarbakır/MA)
 

ÖNCEKİ HABER

Başbakan Yıldırım: Kuzey Irak yaptıklarını telafi edemez

SONRAKİ HABER

İzmir'deki 8 Mart davasında kadınlar beraat etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa