10 Ekim'de Ankara'da hayatını kaybedenler Malatya'da anıldı

Malatya’da, 10 Ekim katliamında yaşamını yitiren Malatyalı 14 kişi anısına bir anma etkinliği gerçekleştirildi. Akçadağ’ın Ören Mahallesinde gerçekleştirilen anmada katliamda yaşamını yitiren 102 kişi de bir kez daha anıldı.

Ankara katliamında yaşamını yitiren 102 kişi için, katliamda yaşamını yitiren Seyhan Yaylagül’ün mezarı başında ve EMEP GYK üyesi Korkmaz Tedik’in doğduğu yer olan Akçadağ Ören Mahallesi'ndeki PSAKD Ören Şubesinde birer anma etkinliği gerçekleştirildi. EMEP il örgütü, PSAKD ve KESK şubelerinin ortak düzenlediği etkinliğe yüzlerce yurttaş katıldı. Anmaya katliamda yaşamını yitiren Ata Önder Atabay, Eren Akın, Seyhan Yaylagül, Mehmet Ali Kılıç, Gözde Aslan ve Gülbahar Aydeniz’in aileleri katıldı. Etkinlikte 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği yöneticisi Erdoğan Tedik, Emek Partisi GYK üyesi Umut Yeğin, PSAKD Genel Sekreteri Turgay Özkan ve KESK Malatya Şubeler PlatformuDönem Sözcüsü Tarık Kaya konuşmacı olarak yer aldı.

'DAVADA KAMU GÖREVLİLERİ HENÜZ YARGILANMADI'

İlk olarak 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği adına konuşan Erdoğan Tedik, katliamın üzerinden geçen iki yıla, onlarca delilin mahkeme heyetine sunulmasına rağmen davada kamu görevlilerinin yargılanması hususunda henüz bir ilerleme sağlanamadığını söyledi. 10 Ekim’de kaybedilenlerin yanı sıra 450 yaralının da olduğuna dikkat çeken Tedik, hem dava sürecinde sorumluların yargılanması için hem de 10 Ekim’de kaybedilenlerin mücadelelerini daha ileri taşıyabilmek için 10 Ekim’de yaşamını yitiren Malatyalıların ailelerine de birlik çağırısında bulundu.

'TEK ADAM, TEK PARTİ DİKTATÖRLÜĞÜ UĞRUNA YAPILDI'

Ardından konuşan Emek Partisi (EMEP) GYK üyesi Umut Yeğin ise 10 Ekim’de ülkenin dört bir yanından her ulustan işçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin süren çatışmalı ortam ve savaşa karşı barış için bir araya geldiğine dikkat çekerek “Oysa ki halkımızın mücadelesi ile kazanılan ve silahların sustuğu 7 Haziran seçimleri öncesindeki çözüm sürecinde bizler ‘barış’ talebimizi dillendirirken, Cumhurbaşkanı Dolmabahçe mutabakatını tanımadığını ilan ederek süreci sonlandırdı. 7 Haziran seçimlerinde tek başına iktidara gelemeyen AKP'nin ‘tek adam, tek parti diktatörlüğü’ uğruna seçimlerden sonra ülke kan gölüne döndü. Suruç’ta başlayan katliamları Diyarbakır ve 10 Ekim Suruç’ta başlayan katliamları Diyarbakır ve 10 Ekim Ankara katliamı izledi. Nusaybin’de, Cizre’de, Sur’da insanlar sokak ortasında katledildi. Bodrumlarda yakıldı.” dedi.

'SAVAŞIN FATURASI İŞÇİLERE, EMEKÇİLERE KESİLMEYE DEVAM EDİYOR'

Savaşın faturasının bugün yine işçiler ve emekçiler üzerindeki sömürü politikası olarak çıktığını vurgulayan Yeğin, “Sınır ötesi operasyonlar düzenleniyor. Emekçi halklara bu savaş, vergi zamları olarak yansıyor. Üretici köylü, kayısı üreticisi emeğinin karşılığını dahi alamıyor. Tütün yasası ile tütün üreticilerinin de sonu getirilmek isteniyor. Cam işçileri işten atmalara karşı Ankara’ya yürüyor” diye konuştu. 10 Ekim’in en önemli özelliğinin emekçilerin birleşerek barış çağrısında bulunması olduğuna dikkat çeken Yeğin, “Bizlerin bir araya gelmesinden o kadar korkuyorlar ki yüzlerce insanın katledilmesi pahasına bir süreç adım adım devreye konuldu. Oysa şunu çok iyi biliyoruz ki işçi sınıfı ve ezilen halkların tarihinde bir çok katliam var ama bizler için hiçbiri sadece anma ya da yas tutacağımız bir gün olmadı. 10 Ekim Katliamı da bizim için mücadeleyi yükseltme günüdür. Ve bu topraklarda barış içinde özgür bir şekilde yaşayana, emeğin iktidarını kurana kadar mücadelemiz devam edecek” dedi.

'BARIŞ İÇİN BİRLİK OLMALIYIZ'

Daha sonra konuşan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Sekreteri Turgay Özkan ise bu ülkede geçmişten beri bir çok katliamın yaşandığına dikkat çekerek, 10 Ekim’den önce Gezi Direnişinde, Suruç’ta, Taksim’de, Diyarbakır’da da bombalı saldırıların yaşandığını ve bu katliamları gerçekleştiren zihniyetin aynı olduğunu söyledi. 10 Ekim’de kendisinin de barış mitingine katılmak üzere Ankara Gar’ı önünde olduğunu belirten Özkan, “Bizler patlamanın ardından arkadaşlarımızı barış yazan pankartların üzerinde hastanelere taşımak zorunda kaldık” dedi. Yaşanan katliamlarda bir çok alevi gencinin de yaşamını yitirdiğini vurgulayan Özkan, bu durumun bir tesadüf olmadığını ve alevilere yönelik katliamcı politikaların sürekli katillerin zihninde olduğuna dikkat çekti. Özkan, katliamlara karşı bu ülkede barıştan yana olan herkesin bir araya gelmesi gerektiğini vurguladı.

Son olarak konuşan KESK Malatya Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Tarık Kaya ise 10 Ekim katliamının diğer katliamlardan en önemli farkının her kesimden insanların olmasına dikkat çekerek, “10 Ekim’de CHP’liler de, EMEP’liler de, HDP’liler de demiryolu işçileri de, kamu emekçileri de barış için bir araya geldiği için katledildi” dedi. Kaya, katliamda yaşamını yitiren Malatyalıların ailelerine mücadeleyi büyütme sözü verdi.  
Konuşmacıların ardından söz alan CHP ve HDP yönetici ve üyeleri ise birlikte mücadelenin önemine vurgu yaptı.(Malatya/EVRENSEL)

10 Ekim'de yitirilenlerin hikayeleri kitaplaştırıldı

10 Ekim hem bedeninde hem ruhunda iz bıraktı