22 Ekim 2017 00:55

Bir ceza-evi avukatının anıları: Kayseri'de cezaevi açılırsa

Avukat Tugay Bek, Kayseri'nin Bünyan ilçesinde yaklaşık 10 gün önce açılan cezaevinde başından geçenleri kaleme aldı.

Paylaş

Tugay BEK

Kayseri Bünyan’da Cezaevi Kampüsü yaklaşık 10 gün önce açıldı. Adana’dan 400 kilometre uzaklıktaki cezaevine, müvekkillerimle görüşmek için geçtiğimiz hafta ilk defa gittim. Cezaevi bir dağın zirvesine yapılmış. Doğru dürüst bir yolu olmayan cezaevine, özel aracı olmayanların ulaşması mümkün değil. Yeni açılan tüm cezaevlerinde olduğu gibi burada da, dışarıda hummalı bir inşaat çalışması halen devam ediyor. İçerde ise, yer ve camlarda boya ve harç artıkları temizlenmeyi bekliyor. “Gecikmiş adalet, adalet değildir” sözünü yalnızca cezaevi inşaasında hatırlayan Adalet Bakanlığı, cezaevlerini önce açıp eksikleri sonradan tamamlamayı tercih ediyor. 

Cezaevinde görüş için kaydım yapıldığı esnada görevli infaz koruma memuru, üzerimde bulunan cep telefonumu ve araç anahtarımı emanet dolabına koymamı istedi. Dolapların olduğu bölüme gittiğimde bu iş için özel olarak görevlendirilmiş bir diğer infaz koruma memuru, önünde bulunan masanın çekmecesini açıp, uzaktan kibrit kutusuna benzettiğim, kırmız renkli küçük bir kutuyu çıkararak bana uzattı. 

“Bu ne için” diye sordum.

İnfaz koruma memuru “Asma kilit. Bunu alıp dolabı kilitliyorsunuz” dedi. 

“İyiymiş, alayım” dedim. 

İnfaz koruma memuru sağ avcunu bana doğru uzatıp “5 TL” dedi. 

“Nasıl yani, kilidi getirip 5 TL’yi geri mi alıyorum?​” dedim.

“Yok, asma kilit sizde kalıyor. Paranızı iade etmiyoruz” dedi. 

“Ben ne yapıcam asma kilidi, sonra bir işime yaramaz ki” dedim.

“Biz onu bilmeyiz. Müdürün talimatı böyle. Herkes için aynı uygulamayı yapıyoruz“ dedi.

Bu konuda özel bir eğitimden geçtikleri havasındaki üç infaz koruma memuru, asma kilidin ne denli önemli ve faydalı olduğuna ilişkin olarak beni bilgilendirmeye başladılar. Arada “Burası ana baba günü. Sonra eşyalarınız kaybolursa sorumluluk kabul etmeyiz” diyorlardı. 

Onlar anlatırken hızla bir hesap yaptım; “Dışarıda en az 200 kişi bekliyor. Tanesi 5 liradan 200 asma kilit 1000 TL yapar. Ayda 20 gün görüş olsa, 20 bin TL, yılda 240 bin TL yapar. Bu ekonomik şartlar altında deli para. Cezaevi kapısına küçük bir tezgah koysam ve kilit satsam, avukatlıktan daha iyi para kazanırım” diye düşündüm.

“İyi de memur bey, işim gereği ben Türkiye’nin hemen hemen bütün cezaevlerine gitmiş biri olarak ilk defa böyle bir uygulama ile karşılaştım. Burada kilit satılması biraz garip değil mi? Başka yerlerde kilit dolabın üzerinde kalıyor, gelen avukat ve mahkum yakınları kullanıyor. Ne gerek var şimdi buna” diyerek itiraz ettim. 

“Valla bize verilen emir böyle. Müdür Bey, bu kilitleri bize zimmetledi. Biz de her gelene 5 TL’ye kilitliyoruz” diye koro halinde gülüştüler.
Bütün paramı arabamda bıraktığımı, üzerimde para olmadığını söylemem karşısında sayıları giderek artan infaz koruma memurları aynı cevabı tekrar edip duruyordu.

Zaten Türkiye’nin herhangi bir cezaevinde herhangi bir konuda bir talebiniz veya itirazınız varsa, infaz koruma memurlarının standart iki cevabı hazırdı; 1- Emir böyle. 2- Herkese böyle. 

Hukuk fakültelerinin ilk derslerinde öğretilen normlar hiyerarşisi cezaevi pratiğinde tersten işler. Anayasa ve kanunlar mı yoksa müdür beyin emri mi üstündür diye sorsak, infaz koruma memurları hiç tereddütsüz bir şekilde müdür beyin emri cevabını verirler. 

Karşılıklı olarak sesimizi yükselttiğimiz için sayıları giderek artan infaz koruma memurlarının, “Gelen yüzlerce vatandaş ve avukat hiç ses etmezken, bu pinti avukat 5 TL’yi mevzu edip olay çıkartıyor”  diye düşündükleri gözlerinden okunuyordu. 

Bu “pazarlıkta” Kayserili memurlarla baş etmem ve onları ikna etmem mümkün görünmüyordu. Vakit hızla tükeniyor, görüş için ayrılan zaman giderek daralıyordu. Gel de şimdi “Ne demek garibanın 5 TL’sini almak. Ben bu işi bozarım arkadaş” diye nara patlatacak Tatar Ramazan’ı arama… 

Elimdeki telefonu ve kontak anahtarını memurun masasına koyup, “Valla bunları burada bırakıp gidiyorum. Kaybolursa da artık yapacak bir şey yok” diye kestirip attım. 

Bunu yapmamı beklemeyen memurlar birbirlerine baktılar. İçlerinden yaşça büyük görüneni, araya girip “Bu defalık bizim dolaba koyalım” diyerek cebinden bir anahtar çıkartıp ilk sıradaki dolabı açtı, benden aldığı cep telefonunu ve kontak anahtarını dolaba koyarak kilitledi. Kilit krizi bu defalık çözülmüştü. 

Anlaşılan o ki Kayserililerin, tüm dünyaca tanınan, fıkralara konu olan ticari zekası ve yaratıcılığı cezaevi yönetimine de yansımış. Bünyan’da yeni açılan Kayseri Cezaevine gidecek meslektaşlar ve mahkum yakınlarına uyarı ve hatırlatma; cezaevi idaresinin zorunlu kıldığı ve 5 TL’ye satılan asma kilitlerden almak istemiyorsanız tedarikli gidip kendi kilidinizi kendiniz götürünüz. Üşenmedim, sizler için araştırdım, piyasada o tip minik asma kilitler 1 TL.

ÖNCEKİ HABER

Özgecan Aslan eylemlerini başlatan Sibel Yükler’e mektup

SONRAKİ HABER

Yolculuk

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...