Avrupa Birliği, Türkiye’ye yönelik mali yardımları kısıtladı

Yücel ÖZDEMİR
Köln 

Türkiye ile Almanya arasında bir süredir gerilimli olan ilişkiler, AB’nin Türkiye’ye verdiği mali yardımların kısılmasına neden oldu. Brüksel’de önceki dün başlayan Avrupa Birliği (AB) Zirvesi’nde Almanya’nın önerisi üzerine Türkiye’ye verilen yardımların azaltılmasına karar verildi. İlk günkü oturumun sonunda bir açıklama yapan Almanya Başbakanı Angela Merkel, üye ülkelerin yardımların kısılması konusunda görüş birliğine vardığını, bundan sonra gerekli olan adımların AB Komisyonu tarafından atılacağını söyledi. Yardımların kesilmesinde Türkiye’deki insan hakları ihlallerinin etkili olduğu belirtildi.

AB daha önce, 2014-2020 yılları arasında AB’ye tam üyelik hazırlıkları için toplam 4,45 milyar avro yardımın verilmesini kararlaştırılmıştı. Pek çok kuruma dağıtılan bu yardımların, özellikle hükümete verilen bölümünün kesileceğinin dile getiriliyor. Zira, Merkel yardımların sadece hükümete gitmediğini, Türkiye’nin gelişmesi için çabalayan bazı kurumlara da verildiğini sözlerine ekledi. Bu kapsamda özellikle sivil toplum örgütlerine verilen yardımların devam edeceği belirtiliyor.

Avusturya Başbakanı Christian Kern de yaptığı açıklamada, yardımların Türkiye’nin hukuk devleti prensiplerini yerine getirmesi için verildiğini ancak bunun bugüne kadar yerine getirilmediğini belirterek, karara destek verdiğini dile getirildi. Geçen hafta yapılan erken genel seçimlerde sandıktan birinci çıkan ve başbakanlık koltuğuna oturması beklenen Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz, müzakerelerin kesilmesini talep ediyor. Kurz’un başbakanlık koltuğuna oturması durumunda talebini AB Zirvesi’ne taşıması bekleniyor. 

GÜMRÜK BİRLİĞİNDE GENİŞLEME YOK

Zirvede, Türkiye’nin AB ile müzakerelerin durdurulması konusu da daha önce ele alınacağı belirtiliyordu. Ancak, üye ülkeler arasında bu konuda bir uzlaşmanın olmamasın nedeniyle somut bir karar alınamadı. Ancak, Türkiye’nin istediği yönde gümrük birliğinin kapsamı da genişletilmeyecek.

Alman basınında yer alan haberlere göre, Türkiye ile müzakerelerin durdurulmamasında sığınmacı anlaşmasının etkili olduğu ifade edildi. Müzakerelerin kesilmesi durumunda Türkiye’nin bunu anlaşmayı bozmaya neden sayabileceği ifade edilerek bu adım atılmadı. Bazı ülkeler, Türkiye ile müzakerelerin zaten ilerlemediği ifade edilerek içinden geçilen dönemde kesilmemesi yönünde görüş bildirdiği dile getirildi.

SIĞINMACILAR KONUSUNDA ORTAK İŞBİRLİĞİNE DEVAM

Zirvede AB’ye gelen sığınmacıların sayısının azaltılması konusunda bundan sonra hangi adımların atılacağı da ele alındı. Bu kapsamda Türkiye’nin sığınmacılar konusunda aldığı önlemlere övgüler dizildi. Türkiye ile AB arasında imzalanan anlaşmanın mimarı olan Merkel, yaptığı açıklamada önümüzdeki dönem sığınmacılar anlaşması kapsamında Türkiye’ye 3 milyar Euro daha verileceğini söyledi. Türkiye ile bütün bağları koparma niyetinde olmadıklarını dile getiren Merkel, “Biz sadece Türkiye hakkında konuşmak değil, aynı zamanda Türkiye’yle konuşmak da istiyoruz” dedi. Zirveye katılan diğer ülkeler de Merkel’in bu tutumuna destek verdi.

Önümüzdeki dönem benzer şekilde Kuzey Afrika ülkeleriyle de anlaşmalar imzalamak için girişimler başlatılacak. Öncelikli olarak da Libya hükümetiyle temasa geçilecek. AB, önümüzdeki dönem sığınmacı akının durdurmak için 175 milyon avroluk bir fon oluşturacak. AB Komisyon Başkanı Jean Claude Juncker, bu miktarın yeterli olmadığını dile getirdi.

AB Zirvesi’nde Türkiye’nin yanı sıra başta İran ile nükleer anlaşma ve İngiltere’nin AB’den ayrılma görüşmeleri de ele alındı. İran ile diyaloğun kesilmemesi çağrısında bulunan AB, 2015’te alınan kararın devam ettirilmesini istiyor. Ayrıca, Kuzey Kore’nin tutumu da eleştirildi.

‘Türkiye suç örgütü Almanyalı Osmanlıları destekliyor’

TUSK: TÜRKİYE'YE ÜYELİK ÖNCESİ FONLARI AZALTACAK YA DA FARKLI KAYNAKLARA YÖNLENDİRECEĞİZ

Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk, Türkiye'ye verdikleri üyelik öncesi fonların azaltılması ya da farklı kaynaklara yönlendirilmesi konusunda uzlaşmaya vardıklarını açıkladı.

Brüksel'de düzenlenen AB liderler zirvesinin kapanışındaki basın toplantısında konuşan Tusk, "Ankara'ya kapıyı açık tutmak istiyoruz ancak Türkiye'deki mevcut durum bunu zorlaştırıyor" dedi.

AB, 2014-2020 dönemi için Türkiye'ye 4,45 milyar euro üyelik öncesi fon aktarmayı kararlaştırmıştı. Ancak şu ana kadar bu tutarın sadece 360 milyon euroluk kısmı Ankara'ya tahsis edilmiş durumda.

AB'nin Türkiye'ye verdiği üyelik öncesi fonların azaltılması konusunu öncelikle birliğin en büyük üyesi Almanya gündeme getirmişti.

AVRUPA PARLAMENTOSU'NDA OYLAMA YAPILACAK

Türkiye'nin 2018 yılında üyelik öncesi fondan 500 milyon euro alması öngörülüyor.

Ancak Avrupa Parlamentosu'na (AP) sunulan bir teklifte bu tutarın 50 milyon euroya düşürülmesi önerilmişti. Teklifte ayrıca Türkiye-AB ilişkileri kötüleşmeye devam ederse, 30 milyon euroluk ilave bir kesinti yapılması çağrısında da bulunmuştu.

AP'ye sunulan teklifle ilgili oylamanın Çarşamba günü yapılması bekleniyor.

Parlamentonun kabul ettiği kararlar tavsiye niteliğinde oluyor ve bağlayıcılığı bulunmuyor.

Üyelik öncesi fonun dışında AB'nin Türkiye ile Mart 2016'da yaptığı göçmen krizi anlaşması kapsamında Brüksel Türkiye'ye 2016-2017 dönemi için 3 milyar euroluk bir kaynak aktarmayı taahhüt etmişti. Sontraki 2 yıllık dönem için de 3 milyar euroluk ikinci bir kaynak aktarımının yapılması kararlaştırılmıştı.

Almanya Başbakanı Merkel, göçmen krizi konusunda Ankara'ya taahhüt edilen bu ödemelerin yapılması gerektiğini söylüyor.

RASMUSSEN: ERDOĞAN'IN BAŞKANLIĞINDAKİ TÜRKİYE'NİN AB'DE YERİ YOK

Danimarka Başbakanı Lars Løkke Rasmussen’in Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeleri arasında yeri olmadığını, ancak üyelik müzakerelerine devam edilmesi gerektiğini söylediği belirtildi.

Sunnmorsposten gazetesinin yayınladığı haberde açıklamalarına yer verilen Rasmussen, “Türkiye, gözlerimizin önünde Erdoğan’ın rejimi altında aldığı şekliyle, AB’ye girmesi gereken Türkiye değil” ifadelerini kullandı.

Danimarka Başbakanı ayrıca Türkiye’nin bir gün AB’ye üye oma perspektifinin reel olmadığını da belirtti.

Rasmunssen, “Türkiye’de neler olup bittiği ve müzakerelere dönme gerekliliği konusunda yapıcı bir konuşma yapabileceğimizi umarım” diye konuştu. (DIŞ HABERLER)