15 Ekim 2017 15:10

Silekos köyü: 300 yıldır var ama resmiyette yok!

Ağrı isyanı öncesi İran’a bağlı olan, 1932’de anlaşmayla Türkiye’ye verilerek Doğubayazıt’a bağlanan Silekos köyü, devlet kaydında yok.

Paylaş

Mahmut RUVANAS

Ağrı Dağı isyanı öncesi İran’ın köyü olan ve 1932’de anlaşmayla Türkiye’ye verilerek Doğubayazıt’a bağlanan Silekos köyü, devlet kaydında yok. Filmlere konu olmuş bir hikayeyi barındıran köyde köylüler, kimliklerini 1950’li yıllarda alarak köylülerin çoğu hem İran hem de Türkiye vatandaşı. Köyün iskanı olmadığı için çevre köylülerle toprak sorunu yaşayan köylüler, yasal olarak tanınmak istiyor. 

Ağrı Dağı isyanı öncesi İran’ın köyü olan ve 23 Ocak 1932’de yapılan anlaşma ile Türkiye’ye verilerek Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesine bağlanan Silekos köyünün varlığını kabul ettirme hikayesi yaklaşık 80 yıldır sürüyor. Filli olarak var olan ama devletin resmi hiçbir belgesinde adı geçmeyen Silekos köyünün iskanı ve elektriği  de yok. Yaklaşık 20 haneli köyde nüfus kimlikleri 1950’li yıllarda çıkarılmış. Köylülerden çoğu hem İran, hem de Türkiye vatandaşı olarak görünüyor. Her iki ülkeye de zorunlu askerlik yapmış çok sayıda yurttaş var. Daha sonra kimlik alan çok sayıda yaşlı da askere gitmek zorunda kalmış. Doğubayazıt’a bağlı Yangınyurt (Zorabe) köyü nüfusu üzerine kimliklerini alan Silekoslular, kendi topraklarında iskan haklarının bulunmamasından dolayı 300 yıldır kendilerine ait olan topraklarda mülteci gibi yaşadıklarını söylüyor. 

KÖYÜN RESMİYETTE İSMİ YOK!

Köyde yaşayan ve Ağrı isyanı sırasında 4 amcası öldürülen Mecit Bayraci (65) isimli yurttaş, Ağrı isyanında köye gidiş-gelişlerin yasaklanması ile birlikte ailesinin İran’a gitmek zorunda kaldığını belirterek, “1950’lerde ise kaçak yollarla tekrar köye gelerek buraya yerleşmeye başladılar. Köyümüzde yıllarca kaçak bir şekilde yaşadık. Köyümüzün resmiyette hala bir ismi yok” dedi. 

ÖLENİN KİMLİĞİ MİRAS KALMIŞ!

Babasının amcasının oğlu Ömer Bayraci’nin Türkiye nüfusuna kayıt olduğunu, öldükten sonra hiç çocuğu olmadığı için kimliğini babası Bekir Bayraci’nin aldığını söyleyen Bayraci, “Babam da bu şekilde kimlik sahibi olmuş. Diğer akrabalarımız da o dönemde Doğubayazıt’ta yaşayan eş, dost ve akrabaların nüfus kimlikleri üzerine kaydolmuş. Bu şekilde yurttaş olmuşlar” dedi. 

‘KÖYÜN TAPUSU OLMADIĞI İÇİN SÜREKLİ KAVGA ÇIKIYOR’

Köyün tapusu olmadığı için sürekli köyde kavga ve gerginliklerin olduğunu vurgulayan Bayraci, “Bu nedenle birçok defa mahkemeye gittik; fakat hiçbir çözüm bulamadık. Çevre köyler, köyümüzün toprakları üzerinde hak iddia ediyorlar. Hayvanlarını topraklarımızda otlatıyorlar. Sürekli bize baskı yapıyor ve bize hakaretlerde bulunuyorlar. Yetkililer de bir çözüm üretmiyor. Ne bize köyün tapusunu veriyorlar ne de bir çözüm buluyorlar. Devlet, kendi adamlarına ve kendine yakın olanlara birçok konuda müsamaha gösteriyor. Bu nedenle sürekli aramızda kavga çıkıyor” dedi. Köyde elektrik olmadığını söyleyen Bayraci, suyu da kendi imkanları ile bu yıl içerisinde 10 kilometre öteden getirdiklerini belirtti. 

'AY LAV YU' FİLMİNİ AKILLARA GETİRDİ

Silekos köyü, Sermiyan Midyat’ın çektiği “Ay Lav Yu” filmindeki Tinne köyünü akıllara getirdi. Filmde Tinne köyünün muhtarı Yusuf Ağa’ın resmi olarak kaydı bulunmayan köyünü tanıtmak için devlet büyüklerine mektuplar yazarak verdiği mücadele anlatılıyordu.

(Ağrı/MA)

ÖNCEKİ HABER

'Patronlar işçinin can güvenliğini maliyet olarak görüyor'

SONRAKİ HABER

AKP'li belediye başkanları hakkında soruşturma mı açılacak?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...