Kılıçdaroğlu: İdlib'in faturasını yoksul çocuklar ödeyecek

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında hükümetin dış politikasını eleştirdi.

10 Ekim 2017 09:36
Paylaş

CHP TBMM'de grup toplantısı düzenleniyor. Grup toplantısında gündeme ilişkin konuşmalar yapılıyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuşuyor. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şunlar:

ANKARA KATLİAMI

Bugün 10 Ekim Katliamı'nın 2. yılı. Yakınlarını kaybedenlerin anması engellendi. Hükümet yine IŞİD'in tarafında yer aldı. Bırak aileler teröre tepkilerini göstersin.

ENİS BERBEROĞLU KARARI

Enis Berberoğlu'nun davası bir üst mahkemede bozuldu. 2 İlginç konuya değinmek istiyorum. Birisi; alt mahkeme Berberoğlu'na ihtimalle ceza veriyor. Bu ihtimalle müebbete mahkum ediliyor. Enis Berberoğlu'nun bir an önce serbest bırakılarak TBMM'de görevine başlamasını istiyoruz. Herkesin bildiği şeye sır diyerek Berberoğlu'nu yargılıyorlar, faturayı da ona kesiyorlar.

TÜTÜN YASASI

Arkadaşlarım Adıyaman'da üreticilerin sorunlarını dinledi. Bu topraklarda 400 yıldır tütün ekiliyor. Ve bizim tütünümüz dünya markasıdır. Cumhuriyetin ilk yıllarında ihracatın yüzde 30'unu tütün oluştururdu. Osmanlı döneminde tütün gelirlerine yabancılar el koyardı. Bu kadar değerli olan tütün 2002'de uluslararası tekellere yem edildi. 405 bin 882 aile tütünden geçiniyordu, artık bu oran kat be kat düştü.

Tütün ürünleri imalatının yüzde 89,3'ünü yabancılar gerçekleştiriyor. Şimdi kalan yüzde 10'u da onlara vermek için Meclis'e düzenleme getirdiler. Sigara'ya yüzde 84 vergi getirdiler. Bunun üzerine tütüne duyulan ilgi arttı. Bununla 50 kilo üzerinde tütün bulundurursanız hapis ve para cezası getirdiler.

Buna kaçak tütün diyorlar. Bu yerli tütün, bunun neresi kaçak? Bu tütünden insanlar para kazanıyor, kullanıyor. Bu üreticilerin göz nurudur, alın teridir.

Bugüne kadar tütün üreterek zenginleşen tek kişi yok. Bu tütün insanların geçimini ancak sağlıyor. Şimdi buna hapis ve para cezası getiriyorsunuz. Biz Adıyamanlılara sesleniyoruz, siz bize vekil vermediniz ama biz sizin yanınızdayız. Ama onlar size karşı.

Yabancı tekeller nasıl daha fazla para kazanır diye düşünüp getiriyorlar bu düzenlemeyi. Zaten ekonomik kriz yaklaşıyor. Ciddi sıkıntılarımız var. Fatura üreticilere çıkarılmamalı.

İSRAF, İSRAF, İSRAF

Altlarında arabalar, uçaklar. Bir yedikleri yetmiyor, bir başkası. İsraf açısından ciddi sorun var. Emekçiye vermiyor, kime verdin sen bu paraları?

'HANİ TARAFSIZLIK ÜZERİNE SÖZ VERMİŞTİN?'

Hani Erdoğan tarafsızlık üzerine söz vermişti. Şimdi halkın karşısına çıkıp, namus ve şeref ne anlama geliyor anlatsın. Afyon'da Cumhurbaşkanlığı forsu önünde AKP'lilere sesleniyor. AKP'nin kurmaylarıyla cumhurbaşkanlığı makamında görüşüyor. Git AKP Genel Başkanlığı'nda görüş.

Beşiktaş stadının parasını biz verdik, diyor. Sanki kendi cebinden verdi. O stad milletin vergileriyle yapıldı. Kimsin sen?

DIŞ POLİTİKA

Dış politikada iktidar-muhalefet olmaz. Milli bir duruş sergilenir. O nedenle iktidar olanlar, dış politikadaki gelişmeleri muhalefete aktarmalıdır ki ortak dil yakalansın. Bugün gelinen noktada ortak bir dil yok. Ciddi sorunlar var.

Dış politikada bir hata yapılırsa hatayı 80 milyon öder. O nedenle dış politikada dikkatli bir dil kullanmak ve Türkiye'nin çıkarları üzerine kilitlenmek gerekiyor. Zaman zaman dış politikada kırılmalar olabilir. Kıbrıs Çıkartması, hatay'ın Türkiye topraklarına katılması bir diplomasi zaferidir. Irak'ta Türk askerlerinin başına çuval geçirilmesi ve hükümetin sessiz kalması bir hezimettir. Suriye politikası hezimettir.

Her şey tek adama bırakılırsa Türkiye freni patlamış kamyon gibi olur ve nereye gideceğini kimse bilemez. Atışmaları basın üzerinden yapmak da kimseye yarar getirmez.

VİZE KRİZİ

Erdoğan dış politikadan bihaber. ABD'yle yaşanan vize krizi üzüntü verici. Büyükelçiye vize kararı verdiriyor. Böyle bir kararı büyükelçi alabilir mi? Ciddi bir karar var ve topu büyükelçinin omuzlarına yıkıyorsun. Erdoğan ABD'ye gttiğinde yandaş medyada bayram havası vardı. O zaman hiç olmadığımız kadar yakınız, diyorlardı. Şimdi hiç olmadığımız kadar uzağız. Vize kararıyla cezalandırılan hükümet değil, 80 milyon oldu. Her iki ülke de sağduyulu, akılcı davranmalıdır.

ABD bizim stratejik ortağımız, deniliyor. Stratejik ortaklar arasında ciddi yaptırıma neden olacak yönelimden kaçınmalıyız.

İDLİB OPERASYONU

Bir diğer konu İdlib. Türkiye kendi sınırlarını güvence altına almak zorundadır. Biz askerin İdlib'e gidişine destek veriyoruz. TSK orada çatışmasızlık alanı yaratmalı. Ancak sorun şu; Türkiye bu noktaya nasıl geldi?

Astana sürecine biz olumlu baktık. Biz daha önce bu görüşmeyi Türkiye'de yapın demiştik. Hükümet bu sürece Suriye'nin iç işlerine burnunu sokarak girdi. İzlenen yanlış politikanın Türkiye'ye maliyeti 30 milyar dolar. El Kaide, El Nusra gibi terör örgütlerine Türkiye'den yardım götürüldü. Sonra Suriye uçağı düşürüldü. Kimin emir verdiği üzerine yarış yapıldı. Sonra biz ettik, sen etme dediler. Türkiye itibar kaybına uğradı. Astana'dan sonra Esed, oldu yeniden Esad. Rusya ve İran Esad'dan yana tavır almıştı, Esad. Şimdi Türkiye kimden yana? Bu 180 derecelik dönüş nasıl oldu? Adamın burnunu böyle sürterler.

Nereye gidilecek, İdlib'e... Erdoğan'a soruyorlar, İdlib'de ne yapılacak? Türkiye İdlib'de, Rusya İdlib dışında güvenlik sağlayacak. Türkiye cehennemde, Rusya cehennemin dışında... İdlib'de kim var, El Nusra! Türkiye El Nusra'yı terör örgütü olarak görmüyordu. Rusya, El Nusra için Türkiye'ye ricacı oldu. AKP'liler de Halep'ten El Nusra'nın çıkarılması için görüşme yaptı. Bütün dünyanın terör örgütü olarak kabul ettiğine AKP silah desteği verdi.

Suriye'ye sen silah gönderdin, şimdi idlib'e gidip orayı teröristlerden temizleyeceksin. Bedeli bu ülkenin fakir çocukları ödeyecek.

İdlib'den gelecek her şehidin sorumlusu Erdoğan'dır. Türkiye, İdlib'i temizledikten sonra bölgeyi Esad'a teslim edecek. Nusra Cephesi direneceğini açıkladı. Operasyonun maliyeti yüksek olacak. Erdoğan'ın büyüttüğü cihatçılarla şimdi TSK çatışacaktır. İdlib'deki teröristlerin Türkiye'de eylem yapmaları da ciddi bir tehdittir.

AÇLIK GREVİ

Nuriye ve Semih sadece işlerini istiyor. Kimsenin burnunu kanatmadı. Görevlerinin başındayken çocukları eğittiler. Onlara şükran borçluyuz. Şu anda biri hastanede, biri hapishanede. Binali Yıldırım'a bir baba olarak sesleniyorum; işini istemek dünyanın en haklı talebi. Ve size bu konuda düşengörevler var. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. (EVRENSEL WEB TV)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Denizli'de Denizler anmasında gözaltına alınanlara dava

SONRAKİ HABER

Mülteciler: Yunanistan’da işkence gördük

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...