10 Ekim 2017 00:39

İşçiye kaşıkla verip kazanla geri alıyorlar

Sinan Ceviz, depo-antrepo, liman ve tekstil işçileriyle vergilerdeki artışı konuştu, işçiler kaşıkla verilenin kazanla geri alındığını düşünüyor.

Paylaş

Sinan CEVİZ
İstanbul

İşçiler, artan vergilere, hiç kullanmadıkları köprü ve otoyol geçişleri için verilen garanti paranın kendi sırtlarına yüklenmesine tepkili. Görüştüğümüz depo-antrepo, liman ve tekstil işçilerinin genel eğilimi kaşıkla verilenin kepçeyle değil kazanla geri alındığı yönünde. Geçim sıkıntısı çektiklerini, yapılan hataların faturasının kendilerine kesilmesinin kabul edilemez olduğunu dile getiren işçiler, patronlardan vergi almak bir yana teşviklerle desteklendiklerine dikkat çekti. “Biz sabır ettikçe ülke iyiye gidecek dedikçe aç kalıyoruz” diyen işçiler, bu adaletsizliğe karşı birlik olmak gerektiğini söyledi. 

MİNİBÜS ZAMMI DA VAR!

Büyükçekmece’de kurulu bir antrepoda çalışan işçilerle konuşuyoruz. 4 yıldır depoda yükleme boşaltma işçisi olarak çalıştığını belirten 36 yaşındaki bir işçi “Abi minibüs zamlarını da unutmayalım” diyerek başlıyor söze: “Bizim sanki kaderimiz zamlarla yaşamak, zaten bünyemizde alışkanlık yaptı. Zamsız ay geçirsek gidip kendimiz baba zam yapmayı unuttunuz, halk olarak rahatsızız, hadi zam yapın diyeceğiz. Şimdi sen bize soruyorsun ne düşünüyorsunuz diye de ne diyelim. 1800 lira maaş alıyorum, anam dinim ağlıyor, bu para da yıl sonuna doğru eriyip gidiyor. Vallaha bizim patron bizim kadar vergi ödemiyor. Bu adaletsiz bir durum. Herkes dertli ama kimse birbirine dert ortağı olmuyor. E o zaman da eşek olana semer vuran çok olur atasözünü demekten başka ne gelir elden.” 

“Peki hiç mi itiraz edemez işçiler, bu haksızlığa karşı durmaz” diye sorunca, işçi kaldığı yerden devam ediyor: “Ya tabi olur niye olmasın. Ben de onu diyorum kardeşim bir haksızlık varsa adam gibi dikilip karşılarına dur dememiz lazım. Kim olursa olsun. Ben bugün AKP’ye oy vermişsem hakkımı savunacak. Çıkıp da zam zam zam bizi ezmeyecek. Ama işte o birlik yok ben onu diyorum.”

GIRTLAĞA KADAR BORÇTAYIZ

Aynı işyerinde çalışan bir diğer işçi alıyor sözü: “Ben 30 yaşındayım iki çocuğum var. Biri bu yıl okula başladı. Vallaha gırtlağa kadar borçtayız, ne yapacağım bilmiyorum. Ben 4 senedir burada çalışıyorum insan kaynaklarından rica ettik, girdi çıktı yapalım da alacağımız tazminatla borçları biraz kaparız. İşte halimiz bu. Tabii adaletsiz bunlar. Her şeyden vergi kesiyorlar. Ben anlamıyorum, ya bizim maaşımızdan gelir vergisi kesiyorsun bir de elektrik faturasından TRT vergisi alıyorsun. Nerdeyse aldığımız havadan vergi alıyorlar. Böyle nereye kadar gidecek ki. Cinnet geçirecek hale geldik. Bizim kazandığımız ne ki, biz zaten devletimize vergimizi veriyoruz. Şimdi zenginler, adam kendine aldığı cipi bile vergiden düşürtüyor. Yahu onu bırak bizim işyerinde İŞKUR’dan parası ödenen arkadaşlar var. Sigortalar bile devlet tarafından ödeniyor. Eee, o işveren ona her türlü kıyak var, biz garibana gelince maaşımızdan kesilen vergiyi arttıracaklarmış. Vallaha isyan çıkar.”

O KÖPRÜDEN BANA NE!

Ambarlı Limanında Mafi operatörü olarak çalışan bir işçiyle konuşuyoruz. Osmangazi Köprüsü’ndeki geçiş ücretlerinden başlıyor “Şimdi benim en delirdiğim olay bu. Osmangazi Köprüsü’nden geçmeyen arabaların parasını bile bizim ödememiz. Var mı böyle dalga! Adama sen kalk söz ver, şu kadar araba geçecek, geçmezse parasını ben vereceğim de, ondan sonra az araç geçince dön de ki hadi garibanlar eller cebe. Var mı böyle bir saçmalık. Sen şimdi diyorsun ki gelir vergisi falan... E tabii bu köprünün acısını nasıl çıkaracak, zam yaparak, senden benden vergi alacak. Ben Reis’e seslenmek istiyorum: Madem öyle Reis kim imzalamışsa bu köprünün anlaşmalarını ona ödetsin cezasını. Bizim ne günahımız var?​”

BİZ SABIR ETTİKÇE...

Bir başka liman işçisi ise “Vallaha bu böyle gitmez. Biz sabır ettikçe ülke iyiye gidecek dedikçe aç kalıyoruz. Bak bu halk her fedakarlığı yapıyor ama o zaman sen de bu halka zam zam zam diyip zulüm etmeyeceksin. Köprü yaptın Allah razı olsun da, bunun için elin adamına ben niye para ödeyeyim. Yani bu saçmalık bir son bulmalı. Bunaldık artık, ha MTV’ye zam yapmışlar vallaha onu da arabası olan düşünsüz. Hoş gariban ikinci el araba alır onu da taksitle zar zor öder. Para babaları alır vergiden düşer. Yok böyle bir adalet” diyor.

GELEN GÜN GİDENİ ARATIYOR

Liman işçileri ile görüştüğümüz kahvede sohbetimize bir de tekstil işçisi dahil oluyor. 15 yaşından beri tekstil sektöründe çalışan ve 32 yaşında olan işçinin tespiti “Gelen gün gideni aratıyor” oluyor. “Ben 2 bin 200 lira ücret alıyorum. Bizim piyasa eskiden daha iyiydi şimdi tekstil bitmiş. Şimdi bunlar asgari ücrete zam yaptılar ya, iyi bir zam. E tabi bu bize de yansıdı sevindik. Dedik bunun devamı gelir ama ne oldu diğer sene hop zam mam yok. Yani yaptıkları da kuş gagası misali, ama ne yaptılar bu arada ona zam buna zam şimdi maaşlardan yaptığı kesintiyi arttırıyor. Her şeyden vergi alıyor. E bakıyorsun hani bir laf var ya kaşıkla verdi kepçeyle aldı, bunlarınki kepçe de değil, kazanla alıyorlar resmen. Yani ben bu yapılanları kabul etmeyelim diyorum, herkes rahatsızsa herkes çıkıp hakkını arayacak.”

VERGİ ARTTI, MALİYET İŞÇİNİN SIRTINA YIKILDI

Motorlu taşıtlar vergisine yüzde 40 zam, işçi ve emekçilerin gelir vergisi oranının yüzde 27’den yüzde 30’a çıkarılması, iletişim vergisinde artan TRT katkı payı, KDV, ÖTV... Bu da yetmezmiş gibi hükümetin garanti verdiği projelerin maliyeti... 

Meclis yeni yasama yılına başlarken ilk gündemi vergi oranları oldu. Torba yasanın içinde geçen maddelerde her türlü vergide artış söz konusu olurken, birçok ücret ve maaşla çalışanı etkileyecek 3. vergi diliminde de yüzde 3’lük artışta yer aldı. 

Zaten asgari ücretlilerin ve memurların vergi dilimi Eylül ayı itibariyle bir üst vergi dilimine yükseliyor ve kesintiler artıyor.

Enflasyon oranının yüzde 10’un üstüne çıktığı dönemde maaşlarına 2017 yılı için yüzde 8’lik zam yapılan asgari ücretliler, brüt 1777 TL alırken kesintiler ile birlikte net 1404 TL alıyor. 

En çok tartışılan konulardan biri ise Osmangazi Köprüsü ve otoyollar oldu.  Zira köprüyü ve otobanları yapan firmalara verilen garanti araç sayısı yılda 14 milyon 600 binken köprüden geçen araç sayısı sadece 7 milyon 660 bin oldu. Ve aradaki yaklaşık 7 milyon aracın geçiş parası ise hazineden, yani işçi ve emekçilerden kesilen vergilerle ödendi. 

ÖNCEKİ HABER

‘Silaha para vereceklerine insanlara hizmet versinler’

SONRAKİ HABER

'Çocuklarımızın rızkını kimseye bağışlamaya niyetimiz yok'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...