09 Ekim 2017 07:39

Celal Talabani Stockholm’de anıldı

KYB Genel Sekreteri ve Irak eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani Stockholm'de düzenlenen bir törenle anıldı.

Paylaş

Murat KUSEYRİ
Stockholm

Geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Genel Sekreteri ve Irak eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani Stockholm’nun Märsta semtinde Süryani Kilisesi’nde düzenlenen bir törenle anıldı.

Kürdistan’ın dört parçasındaki siyasi parti ve örgütleri bir araya getiren ve binlerce kişinin katıldığı anmanın açılış konuşmasını  Kürdistan Bölgesel Yönetimi İsveç Temsilcisi Shoresh Kadir Rahem yaptı. 

Talabani’nin yaşamının büyük bir kısmını  Kürt Halkının özgürlüğüne kavuşması ve barışın sağlanması için verilen mücadeleye adadığını söyleyen Rahem, “O’nun ölümünün bu anmada değişik grup, inanç, kültür ve etnik kökenden insanları bir araya getirdiğini görüyoruz. O her zaman bizlerle beraber olacaktır” dedi. 

Talabani’nin yakın arkadaşlarından Ömer Şeyhmus, Celal Talabani’nin Ortadoğu’da sevilen ve saygı duyulan bir lider olduğunu, yaşamı boyunca Kürtlerin haklarının kazanılması ve bölgede barışın sağlanması için mücadeleyi aralıksız sürdürdüğünü söyledi. 

1980’lerden sonra Saddam Hüseyin’in Talabani’nin idam edilmesini istediğini hatırlatan Şeyhmus, “Ama O, Irak mahkemesinin Saddam Hüseyin hakkında verdiği idam kararına imza atmayı reddetti. İdama karşı olduğunu ve insanlara ölüm cezası verilmesine karşı olduğunu söyledi. Ben 1963 yılından beri 54 yıl boyunca onunla arkadaşlık yaptım. En zor ve en iyi günlerinde tanıdım. Her zaman morali yerindeydi. Dağda da öyleydi cumhurbaşkanı olduktan sonra da öyleydi. Onun kaybını hepimiz ve en çok da bölgedeki Kürtler hissedecek” dedi.

Anmaya Kürtlerin yanı sıra Irak Büyükelçiliği yetkilileri, İsveç milletvekilleri ve İsveç’te çalışma yürüten sivil toplum örgütlerinin temsilcileri de katıldı. Kendilerine Celal Talabani’nin kaybının Kürt Halkı açısından ne anlama geldiği sorusunu yönelttik. 

Sol Parti Milletvekili Amineh Kakabeveh, Talabani’nin çok kritik bir dönemde Güney Kürdistan’da bağımsızlık için referandumun yapılmasından hemen sonra yaşamını yitirdiğini hatırlattıktan sonra “İran, Türkiye ve diğer süper güçler özgür bir Kürdistan’ın kurulmasına karşı çıkıyor. Talabani eksikliklerine rağmen Kürtler ve bölgede yaşayan halkları bir araya getirmeye çalıştı. Demokratik bir Kürdistan’ı savunuyordu”  dedi.

Irak Büyükelçiliği yetkililerinden Dara Bekes, Talabani’nin ölümünün Irak ve Kürdistan için büyük bir kayıp olarak gördüğünü belirterek “60 yıl verilen mücadelenin simgesiydi. Yeri doldurulamaz. Mam Celal’in yaşaması bile Kürdistan için bir güvenceydi. O, hem dağda peşmerge hem de şehirde cumhurbaşkanı olarak mücadele yürütebilen ender kişilerden biriydi. Aramızdan ayrılması büyük bir kayıptır” şeklinde konuştu.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi İsveç Temsilcisi Shoresh Kadir Rahem de, Evrensel’e “Hepimiz üzgünüz ama ben daha da üzgünüm. Kendisini daha yakından tanıyamadığım ve onunla daha fazla anılarım olmadığı için üzgünüm. KYB’nin 70 yıllık programını yaşama geçirmeye çalışıyoruz. O’nun kaybı bu anlamda bir boşluk yarattı. Ama onun düşünce ve önerilerini yaşama geçirmemiz önemli. Biz bunları yaparak Talabani’nin anısına sahip çıkacağız” açıklamasını yaptı. 

Talabani’nin Kürdistan ve Ortadoğu’da büyük bir lider olduğunu söyleyen Gazeteci-Yazar Kurdo Baksi de, “Ailecek tanıdığımız bir şahsiyetti. Mam Celal’in yerini doldurmak zor. Kürdistan’da zor günlerin yaşadığı bir dönemde O’nu kaybetmek talihsizlik. Mam Celal’le peşmerge kıyafeti giydiğinde ve cumhurbaşkanlığına seçildikten sonra takım elbise giyerken de karşılaştım. Nükteci, fıkra anlatmayı seven bir önderdi” dedi.

Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK) Eş Başkanı Siyamend Muini, ilk kez Celal Talabani ile 1978 yılında tanıştığını belirterek O’nunla ilgili anısını “1979 yılında kendisini ziyatete gittiğimizde bir siyasi tartışma oldu. Biz çok genç ve tecrübesizdik. O deneyimli ve daha politikti. Bir arkadaşımız O’na Kürdistan kurulursa başkenti neresi olur diye sordu. Talabani Süleymaniye’nin başkent olması gerektiğini söyledi. Arkadaşımız Mahabat Cumhuriyeti’nden dolayı Mahabat’ın daha uygun olduğunu söyledi. Bu arada Talabani bana düşüncemi sorunca ben de en uygunu Diyarbakır dedim. Talabani o zaman ben de düşüncemi değiştirdim Diyarbakır başkent olmalı” diyerek aktardı. 

ÖNCEKİ HABER

Işıkkent’teki Suriyeli sayacılara işten çıkarma ve tehdit

SONRAKİ HABER

Petrol-İş’ten cam işçilerine destek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa