Kod-A işçilerine dayanışma ziyaretleri

DİSK’e bağlı Sosyal-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan ve direnişe geçen Kod-A işçilerini, DİSK Genel Merkez yöneticileri ve üyeleri ile Petrol-İş’te örgütlendikleri için işten atılan AKKİM işçileri ziyaret etti. Kod-A önünde yapılan açıklamanın ardından Kod-A’nın bitişiğinde bulunan ve TÜMTİS’e üye oldukları için işten atılan DHL işçileri ziyaret edildi. Yapılan açıklamalarda birlikteliğin büyümesi gerektiği vurgusu yapıldı.Öte yandan Kod-A yönetimi çalışan işçileri öğlen yemeğine çıkmalarına izin vermeyerek eyleme katılmasını engelledi. 

GÖREVLENDİRME ADI ALTINDA YAPILAN SÜRGÜNLER KABUL EDİLEMEZ

Kod-A’nın işçiler üzerindeki baskıları arttığını söyleyen Sosyal-İş Genel Başkanı Metin Ebetürk, “Arkadaşlarımız  hiçbir gerekçesiz bir şekilde görevledirme adı altında sürgün ediliyorlar.  İzmir’de çalışan arkadaşlarımız Ankara’ya İstanbul’daki arkadaşlarımızda değişik görevlendirmeler adı altında başka semtlere sürgün edilmesi kabul edilemez” diye konuştu.

Başbakan Binali Yıldırım’ın ILO toplantısındaki “Sendikalaşmaktan, örgütlenmekten korkmayın” sözlerine de değinen Ebetürk şöyle devam etti: “Biz korkmadığımız için şuan buradayız. Biz korkmuyoruz zaten. Ya Başbakan bu ülkede yaşamıyor ya da biz. Ya başbakan başka bir atmosgerde ya da biz.”

SENDİKAL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER AYAKLAR ALTINA ALINIYOR

Daha sonra Kod-A önüne yürüyen işçiler Kod-A’yı toplu sözleşme masasına çağırdı. Kod-A önünde söz alan Disk Genel Başkanı Kani Beko da, “Mevzuatın aradığı yasal çoğunluğu sağlayan Sendikamız, toplu iş sözleşmesi sürecini başlatmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurmuştur. Bakanlık Sendikamızın toplu iş sözleşmesi yapmak için aranan yasal koşulları sağladığını tespit etmiştir. Ancak Anayasa ve yasalar ayaklar altına alınarak burada bir sosyal cinayet işlendi. İşçi arkadaşlarımız tehditlerle, baskılarla, sürgünlerle karşı karşıya kaldı. İşçilerin Anayasal haklarından vazgeçmemesi üzerine işten çıkarmalar başladı. İşçiler iş yasasına aykırı biçimde işten çıkarıldı. Türkiye’de sendikal hak ve özgürlükler, hem yasal düzenlemeler aracılığıyla, hem de uygulamada ağır bir biçimde ihlal ediliyor. Her yıl on binlerce işçi, kendi özgür iradeleriyle bir sendikaya üye olmak istediği için işten atılıyor. Sendikal haklarını kullanan işçiler baskı, tehdit ve hatta şiddet ile karşı karşıya kalıyor. Bugün Türkiye’de her yüz işçiden sadece 5’i toplu sözleşme hakkından faydalanıyor. Parası olan işveren, Anayasa’yı, yasaları çiğneyebiliyor. Maalesef ülkemizde işçilerin en temel hakları bilerek, isteyerek ayaklar altına alınmaktadır. 12 Eylül darbecilerinin, işçiler örgütlenmesin diye yaptığı düzenlemeler sürmektedir. Anti-demokratik baraj ve yetki sistemi devam etmektedir. Grevler yasaklanmaktadır. Bu sayede işçiler açlık sınırının altında, ölümüne çalıştırılmaktadır. Gelir dağılımı hızla bozulmakta, her yüz kişiden 16’sı açlık sınırının altında yaşamaktadır. Bu adaletsizliklere karşı direnmek, mücadele etmek haktır” diye konuştu. 

İŞÇİLERİN TÜTMESİ GEREKEN BACALARI, YANMASI GEREKEN OCAKLARI VAR

Okulların açıldığına dikkat çeken Beko şöyle devam etti: “Burada işsiz bırakılan arkadaşlarımızın okula giden çocukları var. Alınması gereken defteri var, kitabı var. Önümüzdeki soğuk havalarda ısınması gereken evleri var. Arkadaşlarımızın tütmesi gereken bacaları, yanması gereken ocakları var! Anneleri, babaları Anayasa’da yazan bir hakkı kullandı diye bu çocukların geleceği ile oynamak sosyal bir cinayettir.” “Bedeli ne olursa olsun Kod-A işçilerinin talepleri gerçekleşene kadar birlikte direnekcelerini belirten Beko, “Onuruyla direnen, adalet isteyen, haksızlık karşısında eğilmeyen bu arkadaşlarımız işbaşı yapana kadar, onlarla kol kola omuz omuza mücadeleye devam edeceğiz. Bedeli ne olursa olsun bu onur mücadelesinin sonuna kadar yanında olacağız” dedi. Kod-A ziyaretinin ardından yaklaşık 80 gündür direnişte olan DHL işçileri ziyaret edildi. Burada da yapılan sohbette birlik vurgusu yapıldı. (İstanbul/EVRENSEL)