01 Ekim 2017 00:09

Yeni tiyatro sezonunda kadınlar nerede?

Devlet Tiyatrosunun açıkladığı programda 29 oyunun sadece 3 tanesi kadın yazarlara, 26 tanesi erkek yazarlara ait.

Paylaş

Ebru Nihan CELKAN*

İmdat!
Tiyatro, yetiş imdadıma!
Uyuyorum. Uyandır beni
Karanlıkta kayboldum, yol göster bana ya da bir ışık yak
Tembelim, utandır beni.**

Ariane Mnouchkine |
Theatre Du Soleil

Hayatımı değiştiren anlardan birini hiç beklemediğim bir yerde ve zamanda çok sevdiğim bir kadının sorduğu oldukça net, basit ve güçlü bir soruyla yaşamıştım. 
Kadınlar nerede? 
Gittiğim konserde, katıldığım etkinlikte ve/veya toplantıda, izlediğim filmde, sohbet için oturduğum masada, ziyarete gittiğim evde, desteklediğim takımın yönetim kurulunda, çalıştığım projede... 

KADINLAR NEREDE?

İlk duyduğum andan itibaren soruyu yanımda taşıyorum. Oldukça basit bu soruya verilen cevap o yerin, yapının, kurumun kadına ve toplumsal cinsiyet eşitliğine bakışını da belirliyor. Sadece sayısal olarak değil üstlendikleri görev bakımından da kadınların nerede olduğu sorusuna verilen cevap toplumsal cinsiyet eşitliği açısından önemli bir veri kaynağıdır.

Geçtiğimiz tiyatro sezonunun başında yazdığım yazıda ödenekli tiyatrolar haricinde oyun sahneleyen grup ve sahnelerin merkeze kadın ve LGBTİ+ hikayelerini de aldıklarını ve bu sayede tek renkli, tek dilli, tek cinsiyetli (erkek) genel atmosfere karşı güçlü bir alternatif oluşturduklarını yazmıştım. Oluşan bu kanal sayesinde kelimelerimiz çoğalıyor, hayal gücümüz besleniyor, toplumun farklı katmanları bir araya geliyor ve diyalog imkanı sağlanıyor. Ana akımdan farklı olarak alternatif sahne ve grupların sahne yönetimlerine, yazarlarına, yönetmenlerine, teknik ekiplerine baktığımızda da karşımıza sadece kadın erkek eşitliğini sağlayan değil aynı zamanda kültürel çeşitliliğimizi yansıtan bir tablo çıkıyor. Alternatif sahnelerin her türlü zorlu koşula rağmen üretimlerini ilk günkü heyecanla ve yaratıcılıkla sürdürmelerinin birçok farklı gerekçesinden biri de kültürel çeşitliliği dayanışmaya ve beraber çalışma kültürüne çevirebilmiş olmaları. 

2017-2018 tiyatro sezonu başlarken ödenekli tiyatrolara bu gözle bakmak istedim. Devlet Tiyatrolarının ve İstanbul Şehir Tiyatrosunun bu sezon oynayacağı oyunlara bu çerçeveden baktığımızda karşımıza nasıl bir tablo çıkıyor?

Öncelikle şunu belirtmek önemli, herhangi bir kurumun sadece belli bir dönemdeki üretimine bu gözle bakmak bir sonuca varmamız için yeterli olmaz. Daha uzun soluklu ve derinlemesine bakış hakiki tabloya bizi daha fazla yaklaştırır. Böyle uzun soluklu bir bakış aynı zamanda süreç içinde toplumsal cinsiyet eşitliği ve/veya kültürel çeşitlilik anlamında kurumun değişimini de gözlemleme şansını verir. Bu yazı söz konusu tiyatroların sezon açılışına kısa bir bakıştır. Bu bakışı derinleştirmek isteyenler teknik kadrolara, rollerin dağılımına, yönetim kadrosuna, görevlerin, sorumlulukların ve yetkilerin dağılımına bakarak daha berrak bir tabloya erişebilir. 

DEVLET TİYATROSU

Devlet Tiyatrosunun internet üzerinden açıkladığı ekim ayının ilk on beş (15) gününe dair programda farklı şehirlerde yirmi dokuz (29) oyun sahnelendiğini görüyoruz. Bu yirmi dokuz (29) oyunun üç (3) tanesi kadın yazarlara, yirmi altı (26) tanesi erkek yazarlara ait. Yönetmenlere baktığımızda da aynı sayıları görüyoruz. Üç (3) oyun kadın yönetmenler tarafından yönetiliyor, yirmi altı (26) oyunun yönetmeni ise erkek. Bu rakamlarla ilgili dikkat çekici diğer bir husus ise kadın yönetmenler kadın yazarlarla, erkek yönetmenler ise erkek yazarlarla çalışmışlar. İki çocuk oyunun yazarı ve yönetmeni kadın. Yani yetişkin oyunlarından sadece bir (1) adedi bir kadın yazara ait ve onun yönetmeni de bir kadın. 
Devlet Tiyatrosu internet üzerinden açıkladığı on beş günlük 2017 yılı ekim ayı programında kadın yazar oranı yüzde 10, kadın yönetmen oranı yüzde 10. 

İSTANBUL ŞEHİR TİYATROSU

İstanbul Şehir Tiyatrosunun internet üzerinden açıkladığı oyunların sayısı kırk üç (43). Bu kırk üç (43) oyunun altı (6) tanesi kadın yazarlar tarafından yazılmış, on tanesi (10) kadın yönetmenler tarafından yönetiliyor. Devlet Tiyatrosundan farklı olarak Şehir Tiyatrosunda erkek yazarların oyunlarını kadın yazarların yönettiği örnekler görmek mümkün. 

Şehir Tiyatrosu 2017 yılı ekim ayı internet üzerinden açıklanan oyun listesinde göre kadın yazar oranı yüzde 14, kadın yönetmen oranı ise yüzde 23. 

RAKAMLARIN İFADE ETTİKLERİ VE EDEMEDİKLERİ

Söz konusu rakamlar ödenekli tiyatro alanında fırsatların ve kaynakların kadınlar ile erkekler arasında eşit dağılmadığını gösteriyor. Rakamlar tek başına bir şey ifade etmiyor ancak bu dağılım bize üzerinde çalışılması gereken önemli bir konu olduğunu gösteriyor. Kadın yazarların ve yönetmenlerin fırsat, hak ve kaynaklara neden bu kadar düşük bir oranda eriştiği konusu üzerinde ciddiyetle düşünülmesi gereken ve değişim gerektiren bir konudur. Daha anlamlı bir sonuca ulaşmak için bu rakamların yanı sıra oyunların içeriklerinin incelenmesi, kadın ve erkek rol dağılımlarına bakılması, kadınların ve erkek rollerinin bu oyunlarda geçen hangi kaynaklara, haklara ve fırsatlara sahip olduğunun incelenmesi de gerekli. Çok geç kalmadan üzerinde hassasiyetle durulması gereken diğer bir konu ise sahneye ve sahne arkasına Türkiye’nin kültürel çeşitliliğinin ne kadar yansıdığı olmalı. Zira o açıdan baktığımızda da sanırım veriler çok umut verici olmayacaktır. 

Tiyatro varoluşu gereği sorgulamayı, düşünmeyi, derinleşmeyi, dönüştürmeyi, yaratıcılığı ve kolektif üretimi ilke edinmiş bir alan. Bu alanı köklerine sadık bir şekilde sürdürmenin sorumluluğuyla bu ve benzeri sorgulamaları yapmanın, düşünmenin, diyaloğa dönüştürmenin ve gelişim alanlarını tespit edip harekete geçmenin önemli olduğuna inanıyorum. 

Tiyatronun temelinin atıldığı rivayet edilen Dionysos Şenliklerindeki renkliliği, çok sesliliği, çeşitliliği sahnelerin her alanına taşımak mümkün ve önemli. Basit ve net bir soruyla başlayıp eşitliği sağlamak için hızlıca harekete geçebiliriz. 
Kadınlar nerede?

Yeni tiyatro sezonunun hepimiz için keyifli geçmesini dilerim.

*Oyun Yazarı
**Çeviri: Çiğdem Esmer

ÖNCEKİ HABER

Değinmeler

SONRAKİ HABER

Eğitimin okulların dışına çıkması: İyi mi kötü mü?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...