29 Eylül 2017 23:20

Mehmet Altan'dan AYM başkanına: Orada kimse var mı?

Bir yıldan fazla bir süredir tutuklu olan ve AYM’ye bireysel başvuruda bulunan Mehmet Altan, mahkeme başkanına seslendi: Orada kimse var mı? 

Paylaş

AYM’nin, Gülen’in bir siyasetçi ile yaptığı iddia edilen telefon konuşmalarını yayımlayan editörün cezalandırılmasını, basın ve ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna karar vermesi sonrası bir yıldan fazla bir süredir tutuklu olan ve AYM’ye bireysel başvuruda bulunan Mehmet Altan, mahkeme başkanına seslendi: Orada kimse var mı? 

Karara ilişkin Evrensel'e konuşan Altan kardeşlerin avukatı Veysel Ok ise “AYM, tape yayınlamayı ve haberleştirmeyi ifade özgürlüğü kabul etti. Ama şu anda Türkiye’de haber yaptığı ya da e-mail/ses kaydı vs. yayınladığı için bir çok gazeteci cezaevinde tutuklu bulunuyor” değerlendirmesinde bulunarak AYM’nin tüm tutuklu gazeteciler için benzer kararları alması gerektiğini söyledi.

‘DEMOKRASİYİ SAVUNDUĞUM İÇİN...’

Bir televizyon programındaki sözlerinin “darbe yanlısı subliminal mesaj” içerdiği iddiasıyla 10 Eylül 2016’da gözaltına alınan ve söz ve yazılarından ötürü “darbeye teşebbüs” suçlamasıyla o tarihten bu yana tutuklu yargılanan İktisat Profesörü ve Yazar Mehmet Altan,
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu. Ahmet Altan ve Mehmet Altan kardeşlerin bireysel başvurularıyla ilgili hukukî işlemler 17 Mayıs’ta tamamlandı. Ancak AYM, başvuruları gündemine hâlâ almadı. 

AYM’nin son kararı sonrası P24 aracılığı ile bir mesaj gönderen Mehmet Altan, “Bu sene, Anayasa Mahkemesinin kuruluş yıl dönümü olan mayıs 2017’de, çok yakın bir zaman içinde ‘düşünce ve ifade özgürlüğü’ için pilot bir karar vereceğini söyleyen, bireysel başvuru için de avukatlardan mayıs 2017’de savunma isteyen Anayasa Mahkemesi Başkanına bir yıldır boşu boşuna hapiste tutulan Mehmet Altan’dan bir soru: Orada kimse var mı?​”  ifadelerini kullandı. 

Mehmet Altan, ağabeyi Ahmet Altan’la birlikte yargılandığı davanın 19 Eylül’deki son duruşmasında, “Bu hukuk dışı sürecin mağduru olarak bu hukuksuzluktan ben de demokrasiyi savunduğum için nasibimi alıyorum” demişti.

BAŞVURULAR MAYISTA TAMAMLANDI AMA...

Mehmet Altan adına avukatları 8 Kasım 2016 tarihinde Anayasa Mahkemesine tutukluluğun hukuka aykırı olduğu ve ifade özgürlüğünün engellendiği gerekçesiyle “bireysel başvuru” yapmışlardı. Aynı tarihte Ahmet Altan adına da Anayasa Mahkemesine bir başvuru yapılmıştı. Anayasa Mahkemesi, Ahmet ve Mehmet Altan’ın başvurularını birleştirerek incelemeye aldı ve Adalet Bakanlığından resmi görüş istedi. Bakanlığın Mahkemeye ilettiği görüş, 2 Mayıs 2017’de Altanların avukatlarına tebliğ edildi. Avukatlar, bakanlık görüşüne cevaplarını 17 Mayıs 2017 tarihinde Anayasa Mahkemesine teslim etti.

Altanların bireysel başvurularıyla ilgili hukukî işlemler böylece tamamlanmış oldu. Ancak Anayasa Mahkemesi, başvuruları karar gündemine hâlâ almadı.

Son olarak 5 Temmuz 2017’de Altanların avukatları, Anayasa Mahkemesine yazdıkları dilekçede, “Hukuki ve usuli işlemleri bitmiş olan bireysel başvuruların ele alınıp karara bağlanmasını” tekrar talep ettiler. Ancak Anayasa Mahkemesi bu talebi de cevapsız bıraktı. 

AYM EMSAL BİR KARAR VERMİŞTİ

Anayasa Mahkemesi, önceki gün birçok gazetecinin soruşturmaya uğraması, tutuklanması ya da hüküm giymesine neden olan ifade ve basın özgürlüğü ihlali suçlamaları ile ilgili önemli bir karara imza attı. AYM, memurlar.net isimli internet sitesinde haber müdürü olarak görev yapan Hakan Yiğit’in, 17-25 Aralık soruşturmalarından sonra Fethullah Gülen’in bir siyasetçi ile yaptığı iddia edilen telefon konuşmalarını yayımlaması nedeniyle cezalandırılmasının basın ve ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna karar verdi. 

Yiğit’in başvurusu üzerine ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiği görüşüne varan AYM, yeniden yargılama için dosyayı Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesine iade etti. 

AMY, Yiğit’e, 2 bin TL manevi tazminat ödenmesini de hükme bağladı. 

Karar, cezaevinde bulunan 160’ın üzerindeki gazeteci için emsal teşkil ediyor. 

‘AYM’NİN KARARINI DAVALARDA KULLANACAĞIZ’

Altan kardeşlerin avukatlarından Veysel Ok da, AYM’nin tüm tutuklu gazeteciler için benzer kararları alması gerektiğini söyledi. Ok, “Yani AYM, tape yayınlamayı ve haberleştirmeyi ifade özgürlüğü kabul etti. Ama şu anda Türkiye’de haber yaptığı ya da e-mail/ses kaydı vs. yayınladığı için bir çok gazeteci cezaevinde tutuklu bulunuyor. Bu anlamda Anayasa Mahkemesinin aynı ifade özgürlüğü hassasiyetini tutuklu gazeteciler için de gösterip benzer nitelikte bir karar vermesi lazım. Ve bu şekilde de gazetecilerin özgürlüğüne kavuşması gerekir. Biz gazeteci vekilleri olarak da bundan sonraki tutuklama itiraz dilekçelerimizde bu kararı da kullanacağız ve yerel mahkemelerin AYM görüşünü dikkate alarak tahliye kararı vermesini talep edeceğiz. Mahkemelerin bu ilke kararına da uyması gerekir” dedi.

ALTANLARLA İLGİLİ KARAR BİRÇOK GAZETECİYİ ETKİLEYECEK

Veysel Ok

Altanlar hakkındaki başvurunun mayıs ayında tamamlandığını da hatırlatan Ok, “Altanlarla ilgili kararı bekliyoruz. Bizim öğrendiğiniz kadarı ile hükümetin cevap yazdığı iki dosya var,  biri Turhan Günay Cumhuriyet yani, diğeri ise Altanlar. Hükümetin cevabı bize geldi, biz bu cevaba karşı cevaplarımızı sunduk. Turhan Günay tahliye oldu. Nihayetinde AYM’nin elinde sadece Altanlar kaldı. Bu da karar aşamasında ama bizim yanıtımızdan sonra herhangi bir gelişme yok. Diğer gazeteci davalarında ise henüz hükümetin cevabı gelmedi maalesef
Ancak şunun altını çizmek gerekir ki, Altanlar hakkında verilecek bir karar bir çok gazeteciyi etkileyecektir” diye konuştu. 

Ok sözlerini, “Tüm toplumsal kesimlerin, Altanların ve diğer tutuklu gazetecileri dosyaları nezdinde AYM’ye eski içtihatlarını da hatırlatarak görevini yapması ve karar vermesi için çağrıda bulunması gerekir” ifadeleri ile noktaladı. (MEDYA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Genç işçi Halil Yeni, kitabı hakkında Evrensel'e konuştu

SONRAKİ HABER

‘Bu Yasalar Böyle Geçmez’ diyen kadınlar yarın sokaklarda

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...