24 Eylül 2017 22:52

Singapur’un yeni devlet başkanı başörtülü bir Müslüman kadın

Prof. Dr. Ulaş Başar Gezgin, Singapur'da azınlıklar arasında yer alan Müslüman bir kadının devlet başkanı seçilmesini değerlendirdi.

Paylaş

Prof. Dr. Ulaş Başar GEZGİN
ulasbasar@gmail.com

Geçtiğimiz hafta Singapur’un devlet başkanı değişti. Yeni devlet başkanı, başörtülü Müslüman bir kadın. Bizim yandaş basın bunu nasıl veriyor? Şöyle: “Singapur’un başında bir Müslüman” diye. Oysa, bu gelişmede çarpıcı olan, yeni başkanın Müslüman olmasının ötesinde azınlıklardan olması.

Singapur, küçük bir ada-kent, kent-ülke. Nüfusu, 6 milyona yakın. Nüfusun yaklaşık dörtte üçü Çinli;  yüzde 13’ü Malay ve yüzde 9’u Hintlilerden oluşuyor. Dinsel dağılım ise biraz daha karışık: Yüzde 34 Budist, yüzde 18 Hıristiyan, yüzde 16 ateist, yüzde 14 Müslüman, yüzde 11 Taocu, yüzde 5 Hindu.

Dolayısıyla, Müslüman Malay başkan, etnik olarak toplumun yüzde 75’inden değil, yüzde 13’ünden gelmiş oluyor; dinsel olarak da, 1. değil 4. büyük inanıştan gelmiş oluyor. Başkanlık makamı, simgesel bir makam; büyük bir yetkisi yok, ancak yine de Singapur’un vermek istediği ileti belli: Biz toplumda liyakata bakarız, etnik ve dinsel kökene değil. Türkiye’de Müslüman olmayanın başkan olması gibi bir olasılık söz konusu mu? Değil. Oysa, farkında olsak da olmasak da, etnik ve dinsel olarak çeşitliliği bir hayli yüksek olan bir coğrafyadayız. Türkiye, bu açıdan, ekonomik olarak daha geri olan Malezya ve Endonezya’ya benziyor.

MALEZYA: ROTASYONLU SULTANLIK

Malezya’da ve Endonezya’da liyakatın değil çoğunluğun borusu ötüyor. Rotasyonlu bir sultanlık değil de bir cumhuriyet olan Endonezya’da durum görece daha iyi olsa da, Hıristiyan Çinli Vali Ahok’u göstermelik bir gerekçeyle görevden aldırmaları ve yargılamaları, Endonezya’nın da Malezyalaşma yolunda olduğunu gösteriyor. Burada, rotasyonlu sultanlığı açalım: Malezya’da 11 civarında eyalet var. 5 yılda bir, bir eyaletin sultanı tüm ülkenin sultanı oluyor. 2012’de, 1957’de ülke bağımsız olduğundaki ilk sultan, rotasyondan sonra, 55 yıl sonra yeniden sultan olmuştu. Bu yıl, 5 yılı doldu, şimdi Malezya’nın başka bir sultanı var.

MALEZYA’NIN SİNGAPUR’U KOVUŞU

İşin tarihsel olarak gülünç yanı şu: Malezya’nın öncülü olan Malaya Birliği, 1965’te Singapur’u birlikten atmıştı ve Singapur, atılmayı hiç istememiş, Birlik’te kalmakta ısrar etmişti. Singapur’un bağımsızlığının böyle garip bir öyküsü var. Bugün Malay Müslüman çoğunluklu Malezya’da Müslüman olmayan kimse, başa geçemez; ama Çinli çoğunluklu Singapur’da, bir Müslüman başa geçebiliyor. Öte yandan, Singapur’un bu çokkültürlü demokrasi ilkesini gözetmesine karşın, başka birçok konuda demokrasiden uzak olduğunu da belirtelim. Çokkültürlülük var, ama bağımsız basın ve sendikacılık gibi temel öğeler ülkede yok hükmünde...

SİNGAPUR VE HİNDİSTAN’IN MÜSLÜMAN BAŞKANLARI

Singapur bir Müslüman’ı ilk kez başa getirmiyor ve üstelik daha önce Hintli başkanlar da oldu. Mevcut düzen sürdüğü sürece, başkanın etnik kökeni fark etmiyor. Benzeri bir durumu Hindistan’da görüyoruz. Bu durum, Hindistan için daha çarpıcı; çünkü Hindistan İngiltere’den bağımsız olurken, ülkeyi dine göre ikiye böldüler. Oldukça kanlı geçen nüfus mübadelesiyle Müslümanları Pakistan’a, Hinduları ve Sihleri Hindistan’a yolladılar. Dolayısıyla, iki devletin de kuruluşu, dine dayandırılmış oldu. Yine de, ciddi sayıda bir Müslüman nüfus, Hindistan’da kalmayı tercih ediyor. Bugün, Hindistan, 180 milyonluk Müslüman nüfusuyla, Müslüman çoğunluklu Endonezya ve Pakistan’dan sonra, en çok Müslüman’ın yaşadığı ülke. Yine bu rakamlardan anlaşılacağı gibi, Hindistan, Müslümanların nüfus büyüklüğü açısından, Müslümanların yaşadığı Müslüman çoğunluklu olmayan ülkeler sıralamasında en başta. Buna karşın, Hindistan nüfusunun yalnızca yüzde  14’ü Müslüman. yüzde 80 ise Hindu.

Hindistan’da ilk Müslüman devlet başkanı 1967’de görevine başlıyor. 1969, 1974 ve 2002’de Hindistan’ın Müslüman başkanları oluyor. Pakistan’daki tablo ise bambaşka. Ülkenin neredeyse tümü Müslüman. Dünya üzerindeki her Müslüman’dan yaklaşık biri Pakistan’da yaşıyor. Pakistan, Hindistan’ın tersine bir İslam cumhuriyeti ve azınlıklardan başkan seçilmesi ya da atanması gibi bir durum söz konusu değil.

AZINLIKLARIN DEĞİL AZINLIK ÜST SINIFLARIN TEMSİLİ

Kapitalizm, egemen sınıfların çıkarlarına dokunulmadığı sürece, her etnik kökenden ve dinden yurttaşı yönetime getirebilir. Bunda Singapur ve Hindistan bağlamında düşünürsek şaşılacak birşey yok. Oysa Pakistan ve Malezya gibi ülkelerde, sınıf çıkarları etnik grup ve din ile iç içe geçirilmiş durumda. Hepsi bu...  Dolayısıyla, sosyalizmin yokluğunda çokkültürlülük, değişik etnik grupların temsiliyetini güvence altına almış olmuyor; çünkü o etnik gruplar içindeki üst sınıfları kayırıyor. Azınlık olup üstüne bir de yoksul olup devlet başkanı olmak olanaksız; dolayısıyla, etnik azınlıklar içindeki ezilenler çokkültürlü kapitalist toplumlarda gerçekte bir temsil hakkına sahip değiller.

Başa dönersek, Singapur’un başına bir Müslüman kadının geçmesi, onun Müslümanlığı dolayısıyla değil azınlık üyesi olması dolayısıyla önemlidir. Ancak, bu bile, işin özündeki sınıf gerçeğini gizlemeye yetmiyor: Azınlıkların üst düzeyde temsiliyetleri, burjuva demokrasisi açısından bir ilerleme belirtisi olarak değerlendirilse de, alt sınıfların temsil edilmediği bir demokrasi, gerçek demokrasi kavramsallaştırmasının uzağına düşmüş oluyor...

ÖNCEKİ HABER

Irak Kürdistan Bölgesi'nde referandum: Bağımsızlığa evet

SONRAKİ HABER

Kürt referandumu nasıl tartışıldı?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...