22 Eylül 2017 00:29

Birleşmiş Milletler reformu nedir?

ABD Başkanı Donald Trump ve müttefiklerinin istediği ‘BM’de reform’ ne anlama geliyor?

Paylaş

Christian GOTTSCHALK

Anaokuluna giden her çocuk bir defa yalan söyleyene kolay kolay inanılmayacağını öğrenir. İleriki yaşlarda sürekli bağıran çağıranları kimsenin dinlemeyeceği öğrenilir. ABD Başkanı Donald Trump, öfkeli konuşmalar konusunda şimdiden dünya şampiyonu oldu. Her şeye, herkese küfrediyor. Ancak tarzının doruğuna BM genel kurulunda yaptığı konuşmayla erişti. BM’nin çok büyük, çok pahalı ve verimsiz olduğunu söyleyen başkan kısa bir nefes alıştan sonra Kuzey Kore, İran ve Venezuela’ya bir devlet adamına yakışmayacak şeyler söyledi. 

Birleşmiş Milletlerin çok büyüdüğü, masraflı olduğu ve dünyanın her yanı barut fıçısına çevrilmişken, doğal felaketler, açlık devam ederken her soruna çözüm bulamadığı doğru. Dünyanın haydut ülkelerinin halklarına ve çevrelerine nasıl davrandığını izleyen sivil toplum örgütleri yanında BM’yi eleştirel izleyen örgütlerin giderleri de var. Bunlar üzerine konuşmak önemli ve doğru ancak ABD Başkanının niyeti BM’yi daha verimli hale getirmek değil ABD’nin çıkarları. Merceğinde ABD bütçesi var. İşte en büyük hata bu. 

BM reformları gerekli ama bunu üye ülkelerin ödediği ödentilere indirgemek doğru değil. Çünkü masraflar sadece BM’nin bürokratik hantallığı nedeniyle artmadı, dünyada savaşlar, açlık, doğal afetler ve bu nedenlerle zorunlu hale gelen yardımlar da arttı. Bu görüntüde kısa vadede değişme olması imkansız. Bu nedenle BM reformunun hedefi, yardım örgütlerinin, BM barış gücünün zorlukla karşılaşmadan işlerini yapacağı koşulların hazırlanması olmalı. 

Donald Trump, BM’nin masraflarının aslan payını ABD’nin üstlenmiş olmasından şikayetçi ama bu doğru değil. Barış operasyonlarının masraflarının çoğu BM Güvenlik Konseyinin beş daimi üyesi tarafından ödeniyor. Bunlar arasında da ABD ve Çin yüzde 39 ile ilk sıradalar. Problem ödenen para değil, beş daimi üyenin İkinci Dünya Savaşı sonrası koşullarda verilen, şimdilerde gereksiz olan, ayrıcalıklı haklara sahip olması. 

ABD, Çin, Rusya, İngiltere ve Fransa, diğer 188 BM üyesi ülkeden farklı olarak veto hakkına sahipler. Bu hakkı kendi çıkarları için kullanıyorlar ve Trump bu haktan vazgeçmeye hiç de niyetli değil. 

BM reformları konusunda yeterince öneri var ama beş daimi üye görüş birliğinde olmadığı için hayata geçirilemiyor. Yapısal bir reformla az masraflı, çok verimli bir BM yaratmak mümkün. Dünyayı saran bunca acil sorun varken ortak çözümler üretilemiyor. Tüm insanlığın ortak çıkarları yerine kendi ulusal çıkarlarını öne çıkaran yaklaşımla bir yere varılamayacağı ise açık. İklim değişikliği, açlık, savaşlar, Kim Jong-un gibi devlet başkanları gibi konularda ortak tavır almak zorunlu ama Çin, Rusya ve ABD arasındaki sorunlar devam ettikçe kaostan kurtulmak imkansız. 

*Stuttgarter Zeitung’dan çeviren Semra Çelik

ÖNCEKİ HABER

Gülmen ve Özakça'nın avukatlarının tutuklanmasına tepki

SONRAKİ HABER

DİB, Adalet Kurultayı'nın ardından rapor hazırladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa