20 Eylül 2017 01:03

Eğitim sistemi öğrencileri örgün eğitimden koparıyor

Eğitim sistemi öğrencileri örgün eğitimden kopararak açık eğitime zorluyor. 4+4+4 sonrası açık öğretimde okuyan öğrenci sayısı 350 bin kişi arttı.

Paylaş

Tamer Arda ERŞİN
Ankara

Paralı eğitim ve elemeci sınav sistemi, öğrencileri örgün eğitimden kopararak açık eğitime zorluyor. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre eğitimde 4+4+4 düzenlemesine geçilen 2012 yılından önce açık öğretim lisesinde 940 bin öğrenci bulunuyordu, bu tarihten sonra ise hızlı bir artış yaşandı. Açık öğretimde okuyan öğrenci sayısı 1 milyon 287 bin 249’a çıktı. 

PARASI OLMAYAN MECBUR KALIYOR

Açık lise tercihinde, üniversite sınavına hazırlık ya da iki yıl üst üste sınıfta kalan öğrencinin örgün eğitimden dışlanması gibi nedenler rol oynasa da, asıl neden eğitimde fırsat eşitliğinin olmaması ve yoksulluk. Veliler, TEOG’da herhangi bir Anadolu lisesi kazanamamış çocuğunu gönderecek okul bulmakta zorluk çekiyor. Önceden Anadolu lisesini kazanamayan bir öğrenci herhangi bir meslek lisesine ya da düz liseye gidebiliyordu. Ancak şimdi meslek liseleri de sınav başarısına göre sıralanıyor. Anadolu lisesini kazanamayan ama meslek lisesine de, imam hatipe de gitmek istemeyen bir öğrenci, ancak parası varsa bir temel liseye gidebiliyor. Parası yoksa mecburen açık liseye kayıt yapıyor.

‘BENİM TERCİHİM DEĞİL, ZORLANDIM’

Cihan Alptekin de maddi sıkıntı nedeniyle açık öğretime gitmekte olan bir öğrenci.  11. sınıftayken ailesinin yaşadığı geçim sıkıntısı nedeniyle okulu bırakmak zorunda kalan 18 yaşındaki Alptekin, şunları söyledi: “Üç kardeşiz, babam iki yıl önce kanserden öldü. Ailem geçim sıkıntısı çekiyordu. Ben açık öğretimi kendim istemedim, zorlandım. Şimdi asgari ücretli bir işte çalışıyorum. Açık öğretimi bitirince ne yapacağımı bilmiyorum. Geleceğe yönelik, ne ben ne de Türkiye’de başka bir genç ne olacağını öngörebiliyor. Açık öğretimi bitirdiğimde en fazla lise diplomam olacak. Aslında üniversitede okumak istiyorum. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde okumak isterdim...”

GÜNDE 9 SAAT ÇALIŞIRKEN, DERS Mİ YAPILIR!

Açık liseye geçmeden önce de ‘çocuk işçi’ymiş Alptekin, nakliye işinden Ostim’e birçok yerde çalışmak zorunda kalmış. “Benim gibi geçim sıkıntısı çeken öğrenciler için eğitim parasız olsaydı, devlet yardım etseydi, ben de okuyabilirdim” diyor. Günde 9 saat çalıştığını belirten Alptekin, “Çalışmadan geriye kalan zamanın 8 saatinde uyusam, kendime 7 saat kalıyor. O saatlerde de annemle, kardeşlerimle mi ilgileneyim yoksa ders mi çalışayım?​” diye soruyor.

‘OKULDA İMKANSIZ’

Görüştüğümüz bir başka açık lise öğrencisi ise üniversiteye hazırlanmak için açık liseye geçmiş. İsmini vermek istemeyen 11. sınıf sayısal öğrencisi, bu tercihin nedenini şöyle açıklıyor: “Günde 8 saat ders, ortam, yan dersler, ödevler çok ağır geliyor. Üniversite hedefim şu anki kapasitem için büyük ve bu kadar gereksiz şeyle meşgulken hedefime ulaşmam mümkün değil. Benim üniversite hedefim kesin ve yapmam gerekenler konusunda da bilinçli sayılırım. Okulla da imkansız gibi duruyor.”

Açık öğretime gitmeyi ailesine ilk açtığında sıcak yaklaşmadıklarını, ancak durumu izah edince izin verdiklerini söylüyor. Okulun kendisine yük haline geldiğini ifade eden öğrenci, “Açık öğretime geçersem zamandan kazanacağım elbette. Ayrıca 9 ve 10. sınıf ortalamam 80’di. Açık öğretimde de yeterli krediyi sağladığımda daha yüksek bir ortalamayla mezun olacağım. Üniversite sınavında daha çok puan gelecek” diyor. 

BAZI OKULLARDA SON SINIFLAR BOŞALDI 

Ankara’da özel bir lisede ders veren bir tarih öğretmeni, öğrencilerin üniversite sınavına hazırlanmak için açık liseyi tercih etmeleriyle ilgili şu bilgileri verdi: “Çocukların soru çözmeye zamanları artıyor. Temel lise ve açık lise statü olarak aynı. Açık lisenin avantajı, çocuğun orta öğretim puanının artması, dersler nedeniyle bölünmemesi ve okuldaki angarya işlerle uğraşmaması. Bunların sonucunda çocuk çözmesi gerekenden 5 katı daha fazla soru çözüyor. Özel temel liselere gidenler yıllık 18-20 bin civarında para ödüyor. Çocuklar bunun yerine açık öğretime yazılıp, dershane statüsünde olmayan ama faaliyet gösteren yerlere yöneliyor. Genellikle dershanelerden dönüşen temel liselere verecek parası olmayan öğrenciler buraya yöneliyor. Artık devlet okullarında son sınıflara ders veren öğretmenler boş oturmaya başladı. Özel temel liseler son 11. ve 12. sınıf öğrencilerini kapmak için kampanyalar yapmaya başladı. Okullardaki rehberlikçileri de ayarlıyorlar.” 

TABLO BİZE NE ANLATIYOR?

- Engelliler eğitim hakkını açık lise ile kullanmaya çalışıyor. Çünkü okul binaları engellilere göre  yapılmıyor. 

- Açık liseye giden  öğrenci sayısı 1 milyonun üzerinde iken mezun öğrenci sayısı sadece 15 bin 417.

- Tablodaki çarpıcı bir diğer rakam 337 bin 486 öğrencinin belirlenen takvim içinde kayıt yenilememiş (donuk) olması. Eğer ikinci kez kayıt yenilemezlerse ‘silik’ konuma düşecekler. 

- Yine 76 bin 390 öğrenci kayıt yaptırmış ama sonra iki yıl üst üste kayıt yenilememiş ve sistemden silinmiş. 

- Bakan İsmet Yılmaz’ın CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir'in soru önergesine verdiği yanıta göre, 2015-2016 döneminde açık öğretime doğrudan kayıt olan öğrenci sayısı 38 bin 743 iken, örgün eğitimden geçiş yapan öğrenci sayısı 122 bin 863. Yani 4+4+4’ün, ilk 8 yılının sonunda, öğrenciler örgün eğitimin dışına çıkıyor. 4+4+4’ten sonra yapılan en önemli yasal değişiklikler çocukların çalıştırılmasına ilişkin bazı yasakların yasadan çıkarılmasıydı. Bu düzenlemelerle birlikte çocuk işçi sayısındaki artışı da düşündüğümüzde, rahatlıkla diyebiliriz ki çocuklar, 14 yaşından itibaren örgün eğitimden ayrılarak çalışmaya başlıyor.


DURUM DEVLET OKULLARININ NİTELİĞİNİ GÖSTERİYOR

  • Eğitim Sen Genel Örgütlenme Sekreteri İsmail Sağdıç

Eğitim Sen Genel Örgütlenme Sekreteri İsmail Sağdıç, ortaöğretim öğrencilerinin açık liselere yönelmesiyle ilgili şunları söyledi: “Dershaneler açıkken, lise son sınıfta öğrenciler okuldan ayrılıyordu ve dershaneye rahatça gidebiliyorlardı. Dershaneler kapatılınca durum devam etti. Şimdi dershaneler yerine farklı adlarda faaliyet gösteren yerlere ya da temel liselerin kurslarına gidiyorlar. Çocuklar sınava rahatça çalışabileceklerini düşünüyor. Durum bizi devlet okullarındaki eğitimin niteliği hakkında düşünmeye itiyor. Öğrenciler okullarda verilen eğitimi önemsemiyor. Ayrıca üniversite sınavında lise son sınıf derslerinden muaflar. Bu, son sınıf derslerini müfredat açısından anlamsızlaştırıyor. Öğrenciler açık öğretime giderek okul puanlarının artacağını da düşünüyor.”

Sınav odaklı eğitim sistemini eleştiren Sağdıç, şu öneride bulundu: “Her öğrencinin yeteneğine göre bir sistemin oluşturulması gerekir. Sınav sistemi değiştirilmeli, sınav odaklı olmaktan çıkarılmalı. Öğrencinin lise derslerindeki başarısıyla üniversiteye girmesi sağlanmalı.” 


ÖZEL OKUL ORANI YÜZDE 20’YE DAYANDI

4+4+4 sistemi öncesinde Türkiye’de sadece 885 özel lise, 45 özel meslek lisesi vardı. Özel liselere giden öğrenci sayısı 138 bin 164, özel meslek liselerine giden öğrenci sayısı 4 bin 348’di. 

AKP Hükümeti ve MEB iş birliğiyle özel lise sayısı 2.9 kat, özel liselere giden öğrenci sayısı ise 3.6 kat; özel meslek lisesi sayısı 8 kat, özel meslek liselerine giden öğrenci sayısı ise 25 kat arttı. 2016-2017 eğitim öğretim yılında özel lise sayısı 2 bin 246, özel meslek lisesi sayısı 372 oldu. Özel liseye giden öğrenci sayısı 402 bin 760, özel meslek lisesine giden öğrenci sayısı 111 bin 198 kişi oldu. Özel okulların devlet okullarına oranı yüzde 20’ye dayandı.

ÖNCEKİ HABER

‘Sosyal devlet yapısı işlese biz bu kadar çalışmazdık’

SONRAKİ HABER

Heykel tartışmaları: Simgesellik, birey övgüsü, putlaştırma

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...