12 Eylül 2017 13:47

‘7 Haziran sonrası yeni darbe sürecine girildi’

Diyarbakır’da 12 Eylül 1980 Darbesi’nin yıldönümünde, “Darbeler ve Diyarbakır Cezaevi” konulu panel düzenlendi.

Paylaş

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi Müzesi Koordinasyon Merkezi ve 78’ler Derneği Diyarbakır Şubesi, 12 Eylül 1980 Darbesi’nin yıldönümünde, “Darbeler ve Diyarbakır Cezaevi” konulu panel düzenledi. 

Eğitim Sen Diyarbakır 1 Nolu Şubesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen panelde, “Ne askeri, ne sivil darbe, çözüm demokraside” yazılı pankart asıldı. HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin ve DBP MYK üyesi Mehmet Şirin Tunç konuşmacı olarak katıldığı paneli, DTK Eş Başkanı Leyla Güven, İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Raci Bilici, sendikalar ve OHAL kapsamında çıkarılan KHK’ler ile ihraç edilen kamu emekçilerinin yanı sıra çok sayıda genç paneli izledi.

TUNÇ:DİRENİŞ RUHUNU ESAS ALMALIYIZ

Panelin açılış konuşmasını yapan 78’le Derneği Diyarbakır Şubesi Başkanı Hani Alkan, “37 yıl geçti, ancak 12 Eylül zihniyeti devam ediyor” dedi. İlk olarak konuşan Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde yıllarca tutuklu kalan DBP MYK üyesi Mehmet Şirin Tunç, 12 Eylül darbesi ile Osmanlı’dan Cumhuriyet dönemine kadar, işkencenin bütün boyutlarının Diyarbakır cezaevinde uygulandığını söyledi.  Dörtlerin cezaevinde Kürt halkı üzerinde yürütülen politikalara karşı bedenlerini ateşe verdiğini belirten Tunç, “Dörtler kendilerini yaktıkları ateşte, Ferhat Kurtay ‘Birliğinizi oluşturun, arkadaşlarımız düşmanlara yem olmasın’ mesajı veriyordu. Ateşi söndürmeye çalıştığımızda, Ferhat Kurtay ‘Ateşi gürleştirin’ diyordu” dedi. Uygulanan işkencelere karşı yapılan direnişle faşizmin parçalandığını dile getiren Tunç, “Bu direnişin ruhunu hiçbir zaman unutmayalım. 1984’te ‘Tek tip’ uygulamasını hayata geçirmek istediler. Bugün de yine aynı uygulama hayata geçirilmek isteniyor. Bugün 1984 değil, Kürtler eski Kürtler değil. Bu direniş ruhunu esas almalıyız” dedi. 

KESKİN:HERŞEYE RAĞMEN MÜCADELE DEVAM EDİYOR

Tunç’tan sonra konuşan İHD Eş Genel Başkanı Avukat Eren Keskin, “Diyarbakır cezaevinin yaşananları irdelemeden öğrenmeden Kürt sorununu anlamak mümkün değildir. Militaristim sadece askeri darbe yapmak değildir. Hayatın her alanında askeri ve silahlı güçlerin baskı ve zor aygıtını ve günü kullanmasıdır. Sur’u gezdik ve insanlar evleri yıktırmayacaklarını dile getiriyordu. 90’lardan bu günü devlet hiç değişmedi. Hala da aynı zihniyetle yönetiliyoruz” dedi. AKP iktidara gelirken demokrasi söylemleriyle geldiğini anacak Gülen Cemaati ile çıkarları uyuşmayınca AKP’nin derin devletle anlaştığını belirten Keskin, “Şuan derin devletin istediği her şey yapılıyor. Şuan sadece Tayip Erdoğan’ın üzerinde gitmek yanlış olacaktır. Unutulan devletin gücüyle çekirdek devletin yerinde olduğunu düşünüyorum. Gerçekten bir darbe ortamıyla karşı karşıyayız. DGM’leri bile arar durumdayız. En azından mahkemelere gidip ifadelerimizi verince tutuklanır korkusuyla gitmiyorduk. Şuan korkucu bir durum var” dedi. Düşünce ve ifade özgürlüğünün hiç olmadığı kadar baskı altında olduğunu söyleyen Keskin, “Birçok yazar, çizer ve gazeteci cezaevinde. Bunlara rağmen mücadele devam ediyor, bu umut verici. HDP milletvekilleri cezaevinde, onlar cezaevinde bizler dışarda direniyoruz. Cesaret insanı en çok koruyan şeydir. Kürtlerin büyük kazanımları var, Suriye’de Kürt hareketi dünyada tanınmış durumda. Bu mücadelenin barış mücadelesi ve kardeşleşme mücadelesi olduğuna inanıyorum. İşimiz çok zor ancak her şeye rağmen mücadeleye devam edeceğiz” dedi. 

SANCAR: 15 TEMMUZ SONRASI 1915’İN RESTORE EDİLMESİDİR

Son olarak konuşan HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, “Her darbe 1915 ve 1923 arasına dönmektir. Her dönem bir darbeyle restorasyon çabasına girdiler” dedi. Gelinen noktada en kritik dönemin 7 Haziran sonrası olduğunu ve yeni bir darbe sürecine girildiğini belirten Sancar, 7 Haziran sonrası Erdoğan’ın gelecek planların çöktüğünü söyleyerek, “Anayasa değişikliği masalarında vardı, Ortadoğu için düşündükleri düzeni gerçekleştirmek tek adam yönetimi ile olacaktı. Erdoğan, Ortadoğu’daki Sünnilerin büyük abisi olacaktı. Rüyadan ilk uyanması Kobanê ve 7 Haziran oldu. Rojava ve HDP’ye büyük bir öfke duyuyor. Sayın Demirtaş’ı da öfke duyduğu bir düşman olarak gördü. Demirtaş’a yönelik operasyonlar intikam operasyondur. Dokunulmazlıkların kaldırılması ve 4 Kasım bunların birer parçası” diye konuştu. Bu dönemler geçici olduğunu belirten Sancar, şunları söyledi: 15 Temmuz Darbe Girişimi, sorduğumuz sorulara cevap verilmiyor. 20 Temmuz gerçek darbedir, 1915’in restore edilmesidir. Her türlü yıkımı kendinde hak gören iktidarın kurumsallaşmasıdır. Fiziksel olarak insanları yok etme dışında, medeni ölüme mahkum edecek uygulamalar yapılıyor. KHK’ler, ihraçlar, sürgünler basit idari tedbirler değil. Bunlar medeni ölüm dayatma pratikleridir. O nedenle 1915 zihniyeti diyoruz. Kürtlerin statü ve hak sahibi olma arayışlarını engellemektir. İçeride de sınırsız baskı yöntemini sürdürmektir. Başarılı olabilirler mi? Korkularını gizleyemiyorlar. Kürtler nerede bir iktidara itiraz etmişlerse, partiler çöküşe girmiştir. Partiler yok oldular, gittiler. Öyle bir dönemece doğru ilerliyoruz ki; bu anlayış son kozlarını oynuyor. Her yöntemi kullanıyorlar, fakat onları kurtarmayacaktır. Yaşananlarla sınırlı olmayacak gibi görünüyor ama; ittifak ve asla boyun eğmeyeceğiz.” Panel konuşmalar ardından sona erdi. (Diyarbakır/EVRENSEL)
 

ÖNCEKİ HABER

Vega’dan 12 yıl sonra yeni albüm

SONRAKİ HABER

6 yaşındaki Ecrin serviste unutuldu!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...