12 Eylül 2017 00:38

'Çocuklarımızı okula mı göndereceğiz, savaşa mı?'

Yeni eğitim ve öğretim yılı başlarken veliler, müfredat değişikliğinden, okul alışverişine kadar her şeyin pahalılığına dikkat çekti.

Paylaş

Kamile KARKUŞ
Kocaeli

Yeni eğitim-öğretim yılının başlamasına az bir süre kala veliler okul alışverişinde her şeyin pahalı olduğunu söylerken, müfredat değişikliği nedeniyle çocuklarının geleceğinden endişeli. Veliler, “Çocuklarımızı okula mı, savaşa mı gönderiyoruz?​” diye soruyor. 

Yeni eğitim-öğretim yılı yaklaşırken Kocaeli’de ailelere okul alışverişini ve eğitiminin içinde bulunduğu durumu sorduk. İki çocuğu olan İlknur Karabiber okul alışverişinden geliyor. Fiyatların beklediğinden yüksek olduğunu dile getiriyor Karabiber: “Eşim 2 bin TL’ye yakın alıyor. Hayat pahalı, geçim sıkıntısı var. Ben ailemin desteği olmadan geçinemiyorum. Az önce 200 TL’ye alışveriş yaptım çocuğa, bakalım yetecek mi?​”  Karabiber, çocuklarının geleceğinden endişe duyduğunu da dile getiriyor: “Eğitim sistemini açıkçası beğenmiyorum. Atatürk’ün müfredattan kaldırılmasına üzülüyoruz açıkçası. Hoş karşılamıyoruz. Eğitim ile ilgili cihat açıklamalarını kaygıyla takip ediyorum. Çocuklarımın geleceğinden endişe duyuyorum.” 

‘EĞİTİMİ BİLEN BİRİ GELSİN’

İki çocuğu olan Serpil ise, okul alışverişini daha yapmadığını dile getiriyor. “Durumumuz bir nebze olsun iyi.” diyor ve ‘ama’ diyerek devam ediyor: “Geçen yıl 600 lira okul harcaması yaptık. Bakalım bu yıl daha almadık. Bizim maddi durumumuz biraz iyi ama bu alışveriş asgari ücretliler için çok zor. Bir de kirada olduğunu düşünseniz daha zor.” Eğitim kalitesinin giderek düştüğünden yakınan Serpil, “Ama çocuk zaten çalışkansa sorun yok. Ben çocuklarımı kursa göndermek zorunda kalıyorum mesela. Çünkü yeterli bir eğitim almıyorlar. Artarak yoğunlaşan din dersleri var.” diyor. Reyhan ise 3 çocuk annesi. Bir dönem yedek öğretmenlik yaptığını, çocukları için öğretmenliği bıraktığını anlatıyor. Reyhan, “Okul araç ve gereçleri masraflı. Eşim belediye personeli ancak ona rağmen masraflar çok yüklü.” diyor.  Eğitimde en büyük yükü ailelerin taşıdığını ifade eden Reyhan, “Çocuklarımızı kurslara gönderdik, okuldaki eğitimler çok yeterli değil, hatta verilen kitaplardaki dersler bile kaynak olarak yeterli değil. Ek masrafı zaten o yüzden yapıyoruz. Dershanelere, etütlere tabii ki gönderiyoruz. Üniversiteye hazırlanan öğrencilere takviye yapmak şart artık. Yoksa kazanamaz.” diyor. Her sene değişen müfredattan yakınan Rayhan, “Her sene bir şey değiştirildi, her sene çocuklarımız bir değişim yaşadılar. Bunu ben iki çocuğumda da, üç buçuk sene arayla yaşadım. O yüzden eğitimi bilen biri gelsin başa, bu sistemi bir düzene soksun başka bir şey istemiyoruz.” diyor.  Fatma ise bekar, iki üniversite bitirmiş ama işsiz. İş bulmanın her yerde torpille olduğunu dile getiren Fatma, “Eğitim batmış durumda ve gittikçe içinden çıkılamaz bir hal aldı. Eğer okuyan iş bulamıyorsa sıkıntı büyük. Okuyanlar geleceğinden emin değil. İnsanlar okumuyor, değil okuyor. Üniversiteye de gidiyor. Ama iş yok. Sonra umudunu yitiriyor. Sadece belirli bölümlerin iş kaygısı yok.” diyor.

 {{332074}}

‘AİLELER, ÇOCUKLARIN GELECEĞİNDEN ENDİŞELİ’

Kocaeli Ekmek ve Gül Dayanışma Derneği Başkanı Fatma Şahin

Konuyla ilgili Kocaeli Ekmek ve Gül Dayanışma Derneği Başkanı Fatma Şahin de ailelerin eğitim yılı başlangıcında yaşadığı ekonomik kaygılardan bahsediyor. Şahin, derneğe gelen kadınların anlattıklarına dikkat çekiyor: “Derneğe gelen kadınların başta şikayetleri ekonomik oluyor. Ayrıca her yıl değişen müfredatlar, konular ailelerin kafasını karıştırmakta. Her ailenin yaşadığı sıkıntılardan biri de ‘Çocuğumu hangi okula gönderirsem faydalı olur?​’ karmaşası.” TBMM Eğitim Komisyonunun AKP’li Üyesi Ahmet Hamdi Çamlı’nın “Cihat bilmeyen çocuk matematiği ne yapsın?​” sözlerine atıfta bulunan Şahin “Aileler bize soruyor ve ‘Nedir bu Allah aşkına?​’ diyorlar. ‘Biz çocukları okula mı göndereceğiz, yoksa savaşa mı?​’ diye soruyorlar. Ben de bir anneyim, 3 çocuğum var, ben de aynı soruları soruyorum. Biz çocuklarımızı eğitim alsın diye okula gönderiyoruz. Ama onların hedefi kindar ve dindar nesiller yaratmak.” diyor.

FABRİKA İŞÇİSİ: ARTIK BİLİME YATIRIM YAPMALIYIZ

Velilerle konuşurken, Ahmet adında bir fabrika işçisiyle karşılaşıyoruz. Ahmet de eşi ve çocukları ile okul alışverişine çıkmış. Ahmet fiyatların yüksekliğinden yakınıyor: “Fiyatlar çok yüksek, bir asgari ücretli alamaz. Okul kıyafetleri serbest olmalı. 5 lira etmeyecek tişörtlere 40 lira verdik mesela, 2 tane de almak zorunda kaldım.” Çocuğunun hangi okula gittiğini sorduğumuz Ahmet, “Ben meslek liseli çıkışlıyım. Çocuklarıma iyi bir gelecek için teknik ya da meslek lisesi diyorum. Her taraf imam hatip oldu ama göndermeyi düşünmüyorum. Bence ülke olarak daha çok bilime yatırım yapmalıyız. Tamam, herkes dinini yaşayabilir ama bu kadar abartılı değil. Mesela eşim beş vakit namazını kılar biz de yeri geldiğinde ibadetimizi yaparız. Eğitim başka. Biz zaten dini eğitimi veriyoruz. Devlet asli işini yapsın.” diyor. Ahmet, “Şu an eğitim bence sıfıra yakın. İçler acısı bir durumda” derken söz alan eşi de “Devletin kursları kendisi vermesi lazım. Dışarıya, özele yönelmememiz lazım, devletin bizden aldığı vergilerle bize hizmet etmesi lazım ama ve bunların hiçbiri yapılmıyor açıkçası. Eğitim bu memlekette geri gidiyor, ileri gitmiyor.” diyor. 

ÖNCEKİ HABER

Gölge oyununun 500. yılında Karagöz sergisi

SONRAKİ HABER

Ankara'da kentsel dönüşüm mağdur etmeye devam ediyor!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...