25 Temmuz 2012 04:30

Bir de devlet eliyle ödüllendirildi

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne sorumlu müdür yardımcısı olarak getirilen Sedat Selim Ay’ın da aralarında olduğu polis ekibi tarafından işkence gören Birsen Kaya, “AKP’nin işkenceciyi nasıl ödüllendirdiğini Ay üzerinden görmüş olduk. Bu hem muh

Bir de devlet eliyle ödüllendirildi
Paylaş
Güler Can / Hülya Emeç

Sedat Selim Ay, yaptığı işkenceler mahkeme kararıyla tescillenmiş bir polis. Ay’ın İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne sorumlu müdür yardımcısı olarak getirilmesine tepkiler sürerken, 1997’de Ay’ın da içerisinde bulunduğu polisler tarafından işkence edilen Birsen Kaya, yaşadıklarını ve Ay’ın sorumlu müdür yardımcısı yapılmasının ne anlama geldiğini anlattı. 1997 yılında polislerin uzun namlulu silahlarla evine baskın yaparak kendisini gözaltına alıp Vatan Caddesi üzerindeki Terörle Mücadele Şubesine götürdüklerini ve işkencenin daha yolda başladığını, psikolojik işkence ve kaba dayakla Terörle Mücadele Şubesine kadar gittiğini aktaran Kaya, “O dönemler devletin tam bir savaş konseptiyle davrandığı, tüm muhaliflere saldırganca tutum sergilediği bir dönem. Sizin sorduğunuz hiçbir soru güvenlik kuvvetleri tarafından cevaplandırılmıyor” dedi. Otoparka girerken kafasını yere eğdirdiklerini ve göz bandı bağlayarak içeriye alındığını söyleyen Kaya, orada başka kişileri gördüğünü, 15 gün boyunca hücrenin dışındaki zamanlarının hep gözü bağlı şekilde işkenceyle geçtiğini anlattı. 18 kişi olduklarını söyleyen Kaya, “Bizi büyük bir salona topladılar. Sistemli şekilde işkenceye götürdüler. Özellikle kadınlara cinsel şiddet ağırlıklı bir işkence sistemi uygulandı. Başka arkadaşlarımıza boğma yöntemi, ters, düz Filistin askısı yöntemleri kullanıldı” dedi.

FİLİSTİN ASKISINDA TACİZ

Üçüncü gün kendisini belden yukarı tamamen soyarak Filistin askısına aldıklarını anlatan Kaya, “Bu esnada cinsel şiddet, tecavüz tehditleri uygulandı. Sürekli ifade vermemiz üzerine baskı vardı. Cinsel taciz ben Filistin askısında yoğun ağrılar yaşarken bile devam etti. Uzun süre tuttukları için ağzımdan köpükler gelmeye başladı ve indirmek durumunda kaldılar” dedi. Kaya, kısmi felç geçirdiğini ve oradan çıktıktan sonra tedavi olduğunu aktardı.

‘TESCİLLİ İŞKENCECİ VE TESCİLLİ KATİL’

Devletin işkenceyi sistematik bir şekilde uyguladığının altını çizen Kaya, “Emniyete girdiğiniz ve çıktığınız andan, adli tıbba gittiğiniz ana kadar doktorlar da dahil tüm süreçte işkenceyi sistem haline getirmişlerdi. Sedat Selim Ay’ı ben biliyorum. Onun tipini, gözlerini… TİM 3 şefi Bayram Kartal’dı. Ay da timin başında olanlardan biriydi. Hatta adli tıpta doktora ‘Niye rapor vermiyorsunuz’ diye sorduk. Doktor bizi muayene etmek istemedi. Polisler bizi alarak aracın içinde dövdü. Bunların içinde Sedat Ay da vardı. Asansörde boğazımı sıktı, dayak attı. Sedat Selim Ay sadece bizim değil, Terörle Mücadele Şubesinde TİM 3’ün tescilli işkencecilerinden biri. Sadece tescilli işkenceci değil aynı zamanda tescilli katillerden biri. Çünkü o dönemde bizimle alınan Sendikacı Süleyman Yeter aynı tim tarafından alınıp, başka bir tarihte işkenceden öldürüldü. Hem tecavüzcüdürler, hem işkencecidirler hem de katildirler” dedi. Özellikle kadınlara ideallerinden, inançlarından, siyasetten uzak tutmak için bilinçli bir saldırganlık olarak cinsel şiddet uygulandığını belirten Kaya, sadece kadınlara değil erkeklere de cinsel şiddet uygulandığını dile getirdi.

‘DEVLET ELİYLE ÖDÜLLENDİRİLDİ’

Sedat Selim Ay’a yeniden görev verilmesini değerlendiren Kaya, “İktidarın‚ işkenceye sıfır tolerans’ söylemleri vardı. Bugün Sedat Selim Ay’la bu hükümetin, devletin işkenceci tarihiyle hiçbir sorunu olmadığını tersine sahiplenerek yarın da bunun uygulanabileceğini gösteriyor” şeklinde konuştu.. Ay ile yerine geldiği kişilerin arasında bir fark olmadığını ancak şu anda Gülen-AKP çatışması nedeniyle Ay’ın bu göreve getirildiğini ifade eden Kaya, “Önceki müdürün de ‘KCK’, ‘Devrimci Karargah’ operasyonlarıyla nasıl insanlara siyasi komplolar kurarak, cezaevine gönderdiklerini biliyoruz. Kendi iç çelişkileri nedeniyle böyle bir değişiklik oldu. TMŞ var olduğu sürece başına gelecek hiç kimse onun durumunu değiştirmez. AKP’nin işkenceciyi nasıl ödüllendirdiğini Ay üzerinden görmüş olduk. Bu hem muhaliflere hem de Kürdistan’da süren kirli savaş politikalarının sahiplenildiği anlamına geliyor. diye konuştu. (İstanbul/DİHA)


İLERİ DEMOKRASİ SAHTEKARLIĞI

O dönem Sedat Selim Ay ve ekibi hakkında dava açan Atılım gazetesinin yayın kurulunda çalışan Mukaddes Çelik, Bayram Namaz, Sedat Şenoğlu, Necati Abay ve Sultan Arıkan’ın avukatlığını yapan Gülizar Tuncer de mahkeme sürecini anlattı. İşkence gördüklerine dair raporları adli tıptan aldıktan sonra işkenceyi yapan, emir ve talimat veren sorumlular hakkında dava açtıklarını söyleyen Tuncer, sadece 5 kişi hakkında işkence suçundan dava açıldığını dile getirdi. Tuncer, işkenceye dair tüm raporların ve belgelerin dosyaya sunulduğunu ancak zaman aşımından davanın düşürülmeye çalışıldığını ifade etti. Tuncer, “Onlara karşı son derece saygılı olan mahkeme heyeti bize sürekli tehditlerde bulunuyordu. Bağırıp çağırıyordu. Sürekli tartışıyorduk. Dışarıda da müvekkillerimiz ve onların yakınları, sokakta, adliye koridorunda polisler tarafından açıkça tehdit edilip, gözaltına alınıyorlardı” diye konuştu. İşkence sanığı polislerin daha sonra komiser, başkomiser, müdür yardımcısı, emniyet müdürü, belediye başkanı, bakan olduklarını belirten Tuncer, “Yaptıkları işkenceler nedeniyle özel olarak ödüllendirilerek bu işlerin devamı sağlanmış. Sedat Selim Ay olayında şaşırmıyoruz. AKP hükümetinin ‘ileri demokrasi’ sahtekarlığını yürüttüğü bir dönemde Ay’ın emniyet müdür yardımcısı olması saldırı, şiddet, işkencenin devam edeceğine işarettir. Siyasi iktidar bu saldırı politikalarını devam ettirmek istiyor” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Kemer’de HES düellosu yaşanıyor!

SONRAKİ HABER

HDK, Buldan ve Ersanlı'yı ziyaret etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...