24 Temmuz 2012 11:32

Sağlıkçılar savaş cerrahisi yürütüyor

Sınırın Türkiye tarafındaki kesimlerin görüşlerine başvurarak Suriye krizini değerlendirdiğimiz dosyamızın son gününde Hatay Tabipler Odası Başkanı Selim Matkap, Çevirmen İsmail Özdemir ve Antakya Sanayi ve Ticaret Odası (ATSO) Başkanı Hikmet Çinçin var.Selim Matkap (Tabipler Odası Hatay Şube Başkanı): Antakya’da

Sağlıkçılar savaş cerrahisi yürütüyor
Paylaş

Gürbüz Şahin, Ali Karadaş, Nihat Akgöl

 

Selim Matkap (Tabipler Odası Hatay Şube Başkanı): Antakya’da yaşayanlar olarak Türkiye’nin saldırgan bir dış politika izlediğini düşünüyoruz. Suriye ile yaşanan sorunun temelinde bu politika var. İnsan yaşamını ve insanı yaşatmayı temel alan bir mesleğin mensubu olarak savaş karşıtı bir pozisyondayız. Türkiye savaşı kışkırtırsa Türkiye’ye karşı; Suriye kışkırtırsa Suriye’ye karşı bir pozisyon alırız.
Ciddi bir dezenformasyon olduğunu düşünüyoruz. M. Ali Birand ve Ertuğrul Özkök’ün Beşar Esad’la yapacakları röportaj propaganda olur diye iptal ediliyor. Esad’ı destekleyen bir durumda değiliz ama savaşa karşıyız ve Müslüman Kardeşlerin yaptığı işlere de karşıyız. Başbakanın bundan sonra Suriye muhalif gruplarının destekleneceği ilan etmesi malumun ilanıydı aslında. Türkiye’de zaten Özgür Suriye Ordusunun kampları mevcut.
Sağlık hizmetleri açısından Antakya tampon bölge gibi. Çalışan arkadaşlar savaş cerrahisi yürütüyorlar. İdare, Suriye’den gelenlere her türlü bir memnuniyeti yaratma peşinde. Durum uluslararası olduğu için idarenin baskısı mevcut. Biz sık sık duyuyoruz, Suriyeli bir hasta geldiğinde muhakkak yer bulunması noktasında baskı yapılıyor. Yine uluslararası bir sorun olması nedeniyle hekimlere yönelik adli tıp yönünden sıkıntılar olabiliyor. Adli vakalar olması açısından.
Hastalar dönemsel geliyor. Bir bakıyorsunuz 20-30 kişi gelmiş aynı anda. Bir bakıyorsunuz bir iki gün bir şey yok. Genelde acil hastalar devlet hastanesi müdahalesinden sonra hastanelere dağılıyor. Hem özel hem de devlete ait hastanelere. Birileri bu işleri koordine ediyor. Genelde Avrupa’da yaşayan Suriyeliler yönlendiriyor. Kendilerini Suriyeli ve hekim olarak tanıtan kişiler bu işi koordine ediyor. Nakit ödeme yaptıklarını biliyorum.
Devlet hastanelerinde çok ciddi sıkıntılar yaşandığı duydum. Küfür, taciz ve benzeri. Gelen bu hastalara Türkiye’de yaşayan insanlardan daha öncelikli bakılıyor. Hatay Tabip Odası olarak valilikle görüşme kararı aldık sorunları aktaracağız ve önlem almalarını isteyeceğiz.
Hatay delegelerinin verdiği önergeyle Tabipler Birliğinin genel kongresinde son dönemde Türkiye’nin savaş kışkırtan tutumu nedeniyle “dış politikasının” kınanması kararı alındı. Tekrar ifade edeyim biz savaşa kesinlikle karşıyız.


‘HÜKÜMETTEN KORKANLAR ŞİMDİ MUHALEFETTEN KORKUYOR'

İsmail Özdemir (Çevirmen): Gerçek muhalefet, gerilimler başladıktan sonra Esad rejimine karşı muhalefetini yumuşattı. Eskiden insanlar hükümet aleyhine konuşamazdı. Suriye istihbarat örgütü el muhaberattan korkarlardı. Şimdi ise durum tam tersi muhalefetten korkuyorlar.
Bir ülkede mezhepsel çatışma çıkarsa siyaset biter. Suriye’deki ABD destekli muhalefet şimdi de Hıristiyanlara yönelmiş durumdadır. Humus’taki Hıristiyanlar göç ediyorlar, yerlerini yurtlarını terk ediyorlar. Olaylar ilk başladığında Mısır ve Tunus’ta ki talepleri olan bir hareketti. Ancak daha sonra ABD’nin etkisi Suudi Arabistan ve Katar’ın doğrudan müdahalesi ile farklı bir mecraya girdi. Suudi ve Katar krallıkları Şii hilalinden korktukları için Müslüman Kardeşler ve El Kaide’ye para ve silah yardımı yapıyor. Camilerde fetvalar veriliyor. Alevi kanı içme üzerine övgüler diziliyor. Şu anki süreç Esad’ın gidip gitmemesi ile ilgili değil. Rejimin köklü olarak değişmesiyle ilgilidir.


TİCARET YOK OLMUŞ DURUMDA

Antakya Sanayi ve Ticaret Odası (ATSO) Başkanı Hikmet Çinçin: Suriye’deki olayların Hatay ekonomisine çok olumsuz yansımaları olmuş ve olmaya da devam etmektedir. İki ülkenin karşılıklı mutabakata varması sonucu 2009 yılının eylül ayında kalkan vize uygulaması ciddi bir sinerji oluşturmuş, bu da ticarete yansımıştı.  Şimdi ise, ticaret neredeyse yok olmuş durumda. Suriye’deki olaylar, Cilvegözü ve Yayladağı Sınır Kapılarından geçişi imkansız hale getirdi. Cilvegözü ve Yayladağı Sınır Kapılarından gelen ve giden yolcu sayıları toplamına baktığımızda, 2010 yılında bu sayı, 2 milyon 581bin 801 iken, 2011 yılında ise yüzde 17 oranında bir azalmayla, 2 milyon 145 bin 585’e düşmüştür. 2012 yılının ilk 5 aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 46’lık bir düşüşle bu sayı 472 bin 292 kişi olmuştur. Bölgemizde, transit taşımacılık çok büyük sıkıntı içerisindedir. İhracatçı ve nakliyecilerimiz, turizmcilerimiz büyük ölçüde bu sıkıntıdan etkilenmiştir. Ayrıca halk arasında bavul ticareti diye adlandırılan ticaret şekli oldukça yaygın olarak yapılmaktayken esnafımızla beraber bu tacirler de büyük ölçüde darbe almıştır. Hatay, İstanbul’dan sonra ülkemizin en fazla kara taşıma aracına sahip ikinci ili konumundadır. Günümüzde; Hatay’dan 135 ülkeye, 202 adet C2 Yetki Belgeli firma ile 7 bin 714 adet çekici vasıtasıyla taşıma yapılmaktadır. 2010 yılında, Cilvegözü Gümrük Kapısı’ndan gelen ve giden kamyon-TIR sayısı 172 bin 419 iken, 2011 yılında bu sayı yüzde 13 oranında bir azalmayla, 150 bin 104’e düşmüştür.2012 yılı mayıs ayı itibariyle geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 41’lik bir düşüşle 38 bin 617 kamyon-TIR giriş-çıkış yapmıştır.
Ro-Ro gemi taşımacılığı 26 Nisan 2012 tarihinde Mersin Limanından Mısır’a başlamıştır. Alcor Ro-Ro Denizcilik Şirketi ile yapılan bu taşımacılık; Mersin-Portsaid denizyolu, Portsaid-Adabiye karayolu ve Adabiye-Duba Kızıldeniz yolu ile Suudi Arabistan’a kadar tüm formalite ve Gümrük işlemleri ile gidiş-dönüş 4 bin dolardan oluşmaktadır. Hükümetimiz; Ro-Ro gemisine araç başına bin dolar teşvik desteği vermekte, nakliyecimiz her bir sefer için toplam 3 bin dolar ödemektedir. Fakat, transit geçiş süresi uzun olmakta, Ro-Ro alternatifi sorunu çözmemektedir. Ro-Ro taşımacılığının benimsenmesi için zorunlu olan; zaman, güvenlik ve düşük maliyet koşulunun oluşturulması gerekmektedir.

TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Antakya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Mehmet Ali Kuseyri: Bilindiği gibi Suriye ile ilişkiler 2007 yılında Serbest Ticaret Anlaşması’nın imzalanması ile artış eğilimine girerek ülkemiz çıkarları doğrultusunda günümüze kadar katlanarak artan bir seyir izlemiştir. Bu ilişkiler 2011 yılında iki ülke arasındaki vizelerin kaldırılması ile de her yönden arzu edilen üst seviyelere ulaşmıştır. Ancak Ortadoğu’daki hızlı değişimler sınır komşumuz Suriye ile hem ekonomik, hem de dış politika konusunda sıkıntılı bir sürecin başlamasına neden olmuştur.Türkiye ile Suriye arasındaki siyasi ilişkilerin hızla bozulması sınır illerinde ve özellikle ilimiz Hatay’da ekonomik ve sosyal kayıplara yol açmıştır. Ekonomik canlılık büyük darbe alırken, sorunun sürmesi beklentileri de olumsuz etkilemiştir. Bu durum Suriye ile gerek doğrudan gerekse Ortadoğu ülkelerine yönelik yoğun ticari ilişkileri bulunan ilimizde üretim, ihracat, pazar kaybı, navlunun yükselmesi, istihdam gibi kayıpları gittikçe büyütmüştür.
Gelinen noktada ilimizde meydana gelen ekonomik, ticari, iş kaybı sorunları yerel iş dünyası çevreleri tarafından daha kuvvetle vurgulanmaktadır. Suriye’nin son yıllarda dış ticaretinde önemli kalem oluşturan ürünleri, yaklaşık 800 kilometrelik sınır komşuluğu bulunan Türkiye’den karşılamasıyla, özellikle bu ülkeyle sınır komşuluğu bulunan Hatay, Adana, Mersin, Gaziantep, Kilis ve Mardin kent ekonomilerinde yaşanan ciddi hareketlilik şu sıralarda tamamen durmuş, ekonomik ve ticari ilişkiler büyük darbe almıştır. Hatay havaalanı da yaşanan bu olaylardan nasibini almış, olumsuz etkilenmiştir. Özellikle taşımacılık sektöründeki problemler nedeniyle Suriye üzerinden Ortadoğu ülkelerine yapılan taşımacılığın durma noktasına gelmesiyle transit geçişler olumsuz etkilenmiştir. Türkiye’nin bu ülke üzerinden Ortadoğu ülkelerine ticareti de bitme noktasına getirilmiştir. Şimdi, alternatif çözüm olarak ro-ro taşımacılığı başlamıştır ama bu durum yeterli bir çözüm değildir. Kesinlikle Cilvegözü kapısının açık kalması, güvenliğin sürdürülebilir olması, can ve mal emniyetinin olması lazımdır. Tarihi ve kültürel bağlarımızın yüzyıllardır devam ettiği Suriye ile olan ticaret hacmimizin sıfır noktasına gelmesi kuşkusuz bölge ekonomisine birçok alanda olumsuz yansımaları görüldüğü ortadır. Temennimiz  Suriye’nin bir an önce sağlıklı bir siyasi yapıya kavuşması, bu olumsuzlukların sona erip eskiden olduğu gibi ticari, kültürel sosyal ilişkilerin düzelmesidir ve iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin eskiden olduğu gibi canlanmasıdır. Bu sorunlarımızı da en az başarılarımız kadar konuşmamız gerekmektedir. Bizlerin görevi aynı zamanda zor durumda olan kesimlere, üyelerimize yardımcı olmak veya onlara tercüman olmaktır. Turizmde rekorla övünürken turizmden pay almayan kimseleri, büyüme ve istihdamla övünürken halen işsiz olanları, refah artışı ile övünürken geçim sıkıntısı çeken çalışanımızı, yeni yatırımlarla övünürken iş yapamayan esnafımızı, şehrimizle övünürken geçmişte yaşanan sel felaketiyle ağır yara alan çiftçimizi unutursak görevimize ihanet etmiş oluruz.

BİTTİ

evrensel.net

ÖNCEKİ HABER

Göz görmez, bilinç görür!

SONRAKİ HABER

Dayanan mezarı başında anıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...