04 Eylül 2017 23:37

‘Farklı renklere sevdalanmış olsak da taleplerimiz aynı’

15. Gençlik Yaz Kampı'nda taraftarlık atölyesine Taraftar Hakları Derneği Başkanı Burkal Efe Sakızlıoğlu ile konuştuk.

Paylaş

Kazım DOĞAN
Aydın

15. Gençlik Yaz Kampı Taraftarlık Atölyesine katılan Taraftar Hakları Derneği Başkanı Burkal Efe Sakızlıoğlu ile söyleştik. Atölyeye Sakaryaspor Eski Başkanı Metin Doğrucan, Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Devrim Cem Erturan ve Meriç Devrim de katıldı.

FARKLI RENKLER, AYNI TALEPLER

Özgür tribünlerin demokratik sistemin tam anlamıyla oturduğunda oluşacağını belirten Sakızlıoğlu toplum ahlakının tribünlere yansıdığını dile getiriyor.

Yaşadıkları semtin stadının imara açılması ve yıkılması için planlar yapılmasının harekete geçmelerine neden olduğunu belirten Sakızlıoğlu, “Eylemler yaptık, stadın önünde nöbet tuttuk. Eylemleriyle kazanım elde ettiklerini gördüklerini, ‘tribün hakları’ için, farklı renklere sevdalanmış da olsak aynı talepler etrafında buluşabileceğimizi fark ettik” diyor.

Dernek olarak kadın futbolunda farkındalık yaratmak için de bazı çalışmalar yürüttüklerini belirten Sakızlıoğlu, Suriyeli mültecileri Konak Belediyespor’un tüm iç maçlarına kendilerinin götürdüğünü, çevredeki liseleri de zaman zaman maçlara götürdüklerini dile getiriyor.Sakızlıoğlu,amaçlarının İzmir’in kadın futbolu hakkında düşüncelerini öğrenip kadın futboluna yönlendirmek olduğunu sözlerine ekliyor.

‘TARAFTARLARA SAHİPSİZ OLMADIKLARINI GÖSTERMEK İSTEDİK’

Dernek olarak Gezi süreci sonrasında Çarşı grubunun darbecilikle suçlandığı davanın müdahillerinden olduklarını dile getiren Sakızlıoğlu, yine 6222 kanun çerçevesinde tribünlerde ceza alan taraftarlara yönelik ve son olarak Beleştepe taraftarlarının açtığı pankart sonucu gözaltına alınmaları ile ilgili deiçlerindeki avukat arkadaşları ile hukuki destek verdiklerini belirtiyor. Yine Göztepe ve Eskişehirspor taraftarlarının Antalya’da görülen davasına katıldıklarını ve buradaki taraftarların da hukuki anlamda sahipsiz olmadığını göstermeye çalıştıklarını dile getiriyor.

Bazı deplasman otobüslerinde yolculuk sırasında kullanılan zararlı maddeler vb. konularında çalışmalar yürütüp yürütmediklerini soruyoruz.
Sakızlıoğlu, böyle deplasman otobüsleri olduğu gibi daha steril ortamda yolculuk yapan, ailelerin de bindiği deplasman otobüslerinin de olduğunu belirterek, “Sadece madde kullanımları değil maalesef kesici aletler de taşınıyor. Bu konuya yönelik yaptığımız çalışma diğer taraftar gruplarıyla iletişim halinde olmak, bu konuyla ilgili yayınladığımız deklerasyonlar var. Bu kültür dünyaya yayılmış durumda ve bunu bir anda kesmek mümkün değil. Bu konuyla ilgili en iyi çalışma taraftarlar arasındaki iletişimi en üst noktaya getirmek olacaktır” diyor.

‘UEFA’YA KADAR ÇIKTIK TFF İLE GÖRÜŞEMEDİK’

Tribünlerin emekçi karakterini dile getiriyoruz. Renault işçileri greve çıktığında Teksas, Kocaeli’nde Ford işçileri eylem yaptığında Hodri Meydan ve Tatangalar’ın ortaklaşabildiğini ancak diğer zamanlarda birbirini sokakta görseler kanlı bıçaklı olabildiklerini belirtiyoruz. “Belli noktalarda birleşme duygusu öne çıkabiliyor fakat bunun sürekliliği sağlanamıyor, Örneğin Adanademirspor ile Adanaspor taraftarları gün gelecek aynı tribünden maç izleyebilecek mi” diye soruyoruz.

Taraftar Hakları Derneği’nin, Avrupa Taraftar Ağı’nın da bir üyesi olduğunu ifade eden Sakızlıoğlu şunları söylüyor; “Avrupa’da Futbol support diye bir organizasyon var. Bu organizasyon Avrupa’da yaklaşık 700 taraftar grubunun renklerinden oluşuyor, ortak haklar mücadelesinde tüm taraftar gruplarını bir araya toplayıp güçlü bir duruş sergileyebiliyor. Futbolu aslında işçi sınıfı yaratmıştır fakat sonradan burjuvazinin eline geçmiştir. Ben Karşıyaka taraftarıyım,Alsancak’tan Göztepe’den önceleri rahatça formamla geçer deplasmana giderdim. Yine bir örnek vermek gerekirse Adanaspor ile Adanademirspor’un yarı yarıya tribünü doldurup maç izlemişliği var. Çok da öncesi değil bir 10-15 yıl öncesi aslında. Ancak değişen koşullar, değişen iktidar ve nefret dilinin, ayrıştırmanın tribünlere yansıması söz konusu. Toplumda hangi sıkıntılar varsa tribünlerde de aynı sıkıntıları yaşıyoruz. Tribünlerden toplumu değiştiremeyiz gerçekçi olalım. Fakat siyasi taraftarları bir araya toplayabiliriz”.

Burkal Efe Sakızlıoğlu söyleşimizin sonunda Taraftar Hakları Derneği olarak UEFA’ya kadar çıkabildiklerini fakat TFF ile görüşemediklerini, öyle bir kanalın asla açılmadığını söylüyor. “Bizi kaile almaları için güçlü olmalıyız” diyor ve bütün taraftarları mücadeleye çağırıyor.

‘FAKİRLER YARATTI ZENGİNLER ÇALDI’

Sakaryaspor eski Başkanı Metin Doğrucan da, tribünlerin faşist olmadığını, tribünleri yöneten faşist gruplar olduğuna dikkat çekerek, “Bir taraftar grubunun içerisinde hepsini değiştirmek tabiki imkânsız derecesinde zor.Fakat 100 kişilik grupta 5 tane ileri taraftar varsa onları yakalamak ve kazanmak olmalı amaç”diyor.

Sakarya’dan örnek veren Doğrucan, her alanda bir Türkleştirme politikası uygulandığını, geçmişin unutturulmaya çalışıldığını dile getirerek, “Sanki burada Rumlar, Ermeniler yoktu. Hiçbir şey yoktu Sakarya’da, 70 yıllık yapı yok. Bir sürü tarihi olan Yıldırım, Güneşspor yok. İstanbul takımlarının hegemonyasıyla şehirlerde yok ettikleri bir tarih var” diyor. Türkiye’de bilinçli bir taraftar grubunun oluşmamasının en büyük sebebinin devletin kötü politikası, hissizleştirme ve spor gibi bir unsurun hem ticari hem de siyasi olarak kullanılması olduğunu belirtiyor.
Bu alanın boş bırakılmaması gerektiğini dile getiren Doğrucan, “Örneğin Amedsporlu futbolcuya yapılan ırkçılıktan sonra bırakıp gidelim mi,yani ‘futbol bu hale geldiyse biz gidiyoruz’ mu diyelim hayır tabi ki” diyor.

Futbolu kazanmak ya da kaybetmek olarak görmediklerini dile getiren Doğrucan, “İnsanın kendisini en maksimum şekilde ifadesi olduğunu düşünüyoruz.Beraber bir şeyler yaratmaya çalışmak olarak görüyoruz, bu kültürü olumlu kullanmak istiyoruz. Küçük bir cümle ile özet geçmek gerekirse ‘futbolu fakirler yarattı, zenginler çaldı’. Emeğin iktidar olduğu bir hayalimiz, ütopyamız varsa bunları her alana taşımalı ve anlatmalıyız bu tribünlerde de geçerli” diyor.

ÖNCEKİ HABER

Ovacıklılar: Köyümüze gidemediğimiz için bal verimi düşük

SONRAKİ HABER

İki ses ve iki saz albümü: Duo

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...