21 Temmuz 2012 16:43

Suriye’de sıcak operasyon günleri

Suriye’nin başkenti Şam’da ramazanın ilk günü kentin çevresinden duyulan silah sesleri, köşe başlarını tutmuş askerler ve silahlı milislerle birlikte büyük oranda boş caddeler vardı.Enformasyon Bakanlığı yetkilileri ‘Cuma günü güvenliğiniz açısından dışarı çıkmayın’ diye uyarmışlard

Suriye’de sıcak operasyon günleri
Paylaş
Fatih Polat

Enformasyon Bakanlığı yetkilileri ‘Cuma günü güvenliğiniz açısından dışarı çıkmayın’ diye uyarmışlardı. Bunun temel nedenlerinden biri, bu cumanın hem ramazanın ilk cuması olması, hem de çarşamba günü Ulusal Güvenlik binasına düzenlenen saldırının hemen sonrasına denk gelmesiydi.

Yani kent, ramazanın ilk cumasını tarihinin en gerilim yüklü günlerden biri olarak karşılıyordu. Gergin bir bekleyişle gelen cuma günü, kentin çevresinden zaman zaman silah sesleri ve patlamalar duyuldu. Şunu da rahatlıkla söyleyebiliriz ki, burada bulunduğumuz süre içinde güvenliğin en üst düzeye çıktığı gün cuma günüydü. Ordu ve silahlı milisler kentin bütün önemli caddelerinin köşe başlarını tutmuş, devlet binalarının çevresinde de geniş çaplı güvenlik önlemi alınmıştı. Öğrendiğimize göre, iki gündür sadece Şam ve çevresinde değil, Suriye’nin bütününde kapsamlı bir operasyon sürdürülüyordu.

Ulusal Güvenlik binasına Çarşamba günü düzenlenen saldırıda yaşamını yitiren Savunma Bakanı dün Bab Duma’da düzenlenen törenin ardından toprağa verilirken, bölgede çok üst düzeye çıkarılmış bir güvenlik önlemi vardı.

Kentin merkezinde bunlar olurken, çevresinde neler olup bittiğini anlamak için bir yandan Üniversiteyi Ankara’da okumuş olan Enformasyon Bakanlığının Türkiye Masası Sorumlusu Usame Şahut’u zorluyoruz. Diğer yandan bindiğimiz taksicilerden bilgi almaya uğraşıyoruz.

Bunlara ek olarak da, daha önce Suriye’de uzun yıllar kalmış olan ve buradaki gezimiz boyunca can güvenliği riskini de göze alarak bize çevirmenlik yapan Esad Günay’ın Şam’ın ve Suriye’nin farklı noktalarında yaşayan tanıdıkları ile yaptığı telefon görüşmeleri yoluyla izlenim biriktirmeye çalışıyoruz.
Edindiğimiz izlenim, yönetimin Şam’ın çevresinde kontrolü büyük oranda sağladığı, diğer bölgelerde de operasyonların devam ettiği yönünde. Ancak şunu açık biçimde söyleyebiliriz ki, bu operasyonlar öncesine kıyasla daha sert gözüküyor. Ulusal Güvenlik binasına düzenlenen saldırı ve yaşanan üst düzey kayıplarla, hem uluslararası medya organları, hem de aralarında Türkiye Hükümetinin de bulunduğu “dış güçlerin”, bu saldırıyı adeta fırsat bilircesine Esad yönetimin görevini bırakması yönünde bir tavır ortaya koyması burada rejimin de ‘sabrını’ taşırmış görünüyor. Dikkatimizi çeken bir başka nokta da, bu kuşatılmışlık duygusu karşısında belki daha önce Esad yönetimine eleştirel yaklaşanlar içinde azımsanmayacak bir kesim de, ‘Ulusal onuruna sahip çıkma’ refleksiyle Esad yönetiminin arkasında kenetlenmiş gibi görünüyor. Burada edindiğimiz bir başka izlenim de, ‘silahlı muhalefet’ gruplarının ‘Özgür Suriye Ordusu’ adını adeta ortak bir ad gibi kullanıyor olması. Bunu birçok kesim dile getiriyor.

ENFORMASYON SAVAŞI

Dikkat çekilmesi gereken diğer bir nokta da Suriye’nin içinden geçtiği sürece dair doğru bilginin toplanıp aktarılmasında ciddi sıkıntılar olduğu. Örneğin burada Suudi Arabistan’ın El Arabiya kanalı ile merkezi Katar’da bulunan El Cezire’nin Suriye konusundaki yayıncılığını Esad yönetiminin düşürülmesine hasretmesi karşısında Suriye televizyonu ve gazeteleri de, buna tam karşı bir noktadan tutum alıyor. Bu durumun pratik bir dışa vurumu yayınların karşılıklı olarak engellenmesine bile varabiliyor.

Örneğin Suriye televizyonunun yayını perşembe günü Suudi Arabistan tarafından engellendi. Suudi Arabistan’ın uydusundan yayın yapan Suriye televizyonunun yayınını engellediği saatlerde biz Şam’dan El Cezire’yi bir süre izleyemedik.

Diğer yandan Suriye Ulusal Güvenlik binasının bombalanmasının ardından Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden Şam’a gelen gazeteciler de, ülkelerinin Suriye politikalarının mağduru olarak Şam’ın merkezine adeta hapsolmak durumunda kalıyorlar. Bunun bir ölçüde bizim için de geçerli olduğu söylenebilir. Ancak bizim avantajımız daha önce Lazkiye’ye gelip, iki gün orada edindiğimiz izlenimler ve yaptığımız görüşmelerin ardından Şam’a gelmiş olmaktı. Dolayısıyla sürece daha aşinaydık ve başkentin merkezinde olsak da, çeşitli biçimlerde bunun sınırlarını da zorlayabiliyorduk. Öte yandan meslektaşımız Hüsnü Mahalli’nin, Suriye’ye girişimizde Enformasyon Bakanlığı Türkiye Masası sorumlularını arayarak bizim için devreye girmiş olması da, burada bilgiye ulaşma imkanlarımızı genişletti. Evrensel’in Suriye konusundaki yayıncılığının Türkiye Hükümetinin politikalarından bağımsız olması da, buradaki kurumlar nezdinde işimizi kolaylaştıran bir başka etkendi.

Ama yine de, geldiğimiz ülkenin Başbakanının Suriye’ye müdahaleyi savunması, ‘Türkiye’nin Suriye muhalefetini eğitmesi ve ona silah sağlaması’ gibi yaygın kanı, burada bize epey bir ayak bağı oldu.
Buradayken, Türkiye’den arayan meslektaşlarımız tarafından bize sorulan bir soru, Kürtlerin Suriye’de belli bölgelerin yönetimini ele geçirip geçirmediği şeklindeydi. Bunu, Enformasyon Bakanlığı Suriye Masası Sorumlusu Usame Şahut’a sordum. Kendisinin Şam’da Kürt nüfusun yoğun yaşadığı bir bölgede kaldığını ve o bölgenin çok sakin olduğunu, orada hiçbir olayın olmadığını söyledi. Başka bir Kürt bölgesinde de ‘Yönetimi ele geçirme’ gibi bir durumun olmadığını söyledi. Ancak dediğim gibi bu, gidip yerinde teyit edebilme imkanı bulabildiğim bir bilgi değil. O nedenle de kaynağıyla birlikte aktarıyorum.
(Şam/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

6 yıldır hastane hastane dolaşıyorlar

SONRAKİ HABER

F tipi beyazperdede

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...