Tarsus Cezaevi'nde 'karıştır-barıştır' uygulaması devrede

İşkence ve kötü muamele iddialarıyla gündemden düşmeyen Tarsus T Tipi Kapalı Cezaevi'nde 13 kadın tutuklunun cezaevi koşullarının düzeltilmesi ve yasal haklarının verilmesi talebiyle 15 Ağustos'ta başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemi 7'nci gününe girdi. 

Darp ve hakaret gibi uygulamaların devam ettiği cezaevinde, 12 Eylül askeri darbe ürünü olan "karıştır-barıştır" uygulaması da devreye konuldu. Cezaevinde PKK'li ve sol örgütlerden tutuklu bulunan kadınların koğuşlarına IŞİD’den tutuklanan kadınların konulmaya başlandığı da öğrenildi. 

IŞİD’LİLERLE AYNI KOĞUŞTALAR 

Wernicke Korsakoff hastası feminist yazar Aslıhan Gençay ile görüşen Adana Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu Başkanı Avukat Tugay Bek, cezaevinde yaşananları anlattı. PKK ve sol örgütlerden tutuklu bulunan kadınların koğuşuna IŞİD’lilerin konulmaya başlandığı durumuna ilişkin Bek, "Bu durum son derece kaygı verici bir durum. 12 Eylül'ü hatırlatıyor. Mahkumların can güvenliği sağlığı açısından da tehlikeli bir durum. Zira, farklı düşünce ve ideolojilerden tutulan kişi ve örgütlerin aynı koğuşlarda bulunuyor olması her an birbirlerine saldırı pratiğinin gelişmesinin önünü açıyor. Dışarıda da bu yapı ve örgütler halen fiilen Irak ve Suriye'de birbiriyle çatışma halindeler. Bunun biliniyor olmasına rağmen, tutukluların aynı koğuşa konuluyor olması bir provokasyon dışında izah edilebilecek bir yanı yok" değerlendirmesinde bulundu. 

'GERİLİM POLİTİKASIDIR'

Aslıhan Gençay'ın IŞİD’den tutuklu kişinin koğuştan çıkarılması için cezaevi idaresine başvuru yaptığını ancak hala aynı koğuşta kaldıklarını belirten Bek, cezaevi idaresi bir an önce bu uygulamada vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Bek, "Cezaevi idareleri, ne yazık ki gerilim politikası uygulamaktadır. Bu uygulamanın cezaevindeki mahkumların içeride geçirdikleri yaşamın çekilmez kılmak amacı taşıdığı düşüncesindeyim. Bir an önce yasal prosedürün uygulanmasını ve tekrardan farklı suçlardan tutuklu mahkumların kendi suçları ve örgütleriyle aynı koğuşlarda tutulması yasal bir zorunluluk. Bu yasaların da cezaevi idareleri tarafından bir an önce uygulaması gerekmektedir" diye konuştu. 

GENÇAY BİR HAFTA DARBEDİLDİ

Gençay'ın daha önce hastalığı nedeniyle tahliye edildiğini ve bir yıl önce tekrardan tutuklandığını ifade eden Bek, Gençay'ın bir yıldır cezaevinde ciddi hastalıklar yaşadığını dile getirdi. Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'nden Tarsus T Tipi Kapalı Cezaevi'ne sevk edilen Gençay'ın sevk sırasında ve sonrasında kötü muameleye maruz kaldığını dile getiren Bek, "Gençay bana, 'Ayakta sayım vermeye zorlandım. Buna karşı geldiğimde ise gardiyanlar tarafından darbedilip, kötü muameleye maruz kaldım. Bu uygulama bir hafta sürdü. Bu konuda ısrarlı olduğumu ve bu uygulamayı kabul etmeyeceğimi defalarca cezaevi idaresine bildirdim.Bunun üzerine ise cezaevi idaresi bir hafta sonra bu dayatmadan vazgeçti. Bir haftalık süre zarfından yoğun bir şekilde darbedildim. İlgililer hakkında da şikayet bulundum' diyerek durumunu bana aktardı" ifadelerini kullandı. 

'RAHMİNDEKİ KİST KANAMAYA NEDEN OLUYOR'

Gençay'ın sağlık durumuna ilişkin Tarsus Devlet Hastanesi'ne götürüldüğünü ve Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde heyet karşısına çıkarılması konusunda ise işlemlerinin başlatıldığını dile getiren Bek, bu heyet tarafından "cezaevinde kalamaz" raporu verilmesi halinde ise tahliye edileceğini aktardı. Gençay'ın vejetaryen olduğunu söyleyen Bek, "Gençay, iki aya yakın bir süre burada olmasına rağmen beslenmesine ilişkin bir şey yapmamış. Bu süre zarfında sadece kahvaltılık yiyerek beslenmek durumda kalmış. Bu daha da kötüleşmesine neden olmuş durumda. Aynı zamanda Aslıhan Gençay, rahminde bir kist olması sebebiyle sürekli kanama geçirdiğini ve bu kanamalar nedeniyle düzenli beslenmesi ve tedavisinin yapılması gerektiğini bize iletti. Cezaevi İdaresi yükümlülüklerini yerine getirmeli" dedi. (DİHABER)