20 Ağustos 2017 21:49

Memura zam yoksa doğalgaza gıdaya da yapılmasın

Kamu emekçileri hükümetle Memur Sen arasında süren toplu sözleşme sürecini değerlendirdi.

Paylaş

Kamu emekçisi
Ankara

Devletin vatandaşına sağlayacağı en temel hizmetler üzerinden, hükümetin teklif ettiği kamu emekçisi zamlarını düşününce bu ülke yaşanmaz hale geliyor.

Cumhurbaşkanı “hizmetkar olmaya geldik” diye sloganlar atarken, kimin hizmetkar, hatta hizmetçi, hatta köle olduğunu iyi bilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Devletin sağlayacağı en temel hizmetlerden biri sağlık. Bugün devlet hastanelerine gitmek resmen işkence. Ölmek daha akıllıca bir çözüm. 182 hattından randevu alıyorsun. 2 haftadan önce ben henüz bir doktordan randevu aldığımı hatırlamıyorum. Hastanelerin imkanları sınırsız. Doktor desen orda hemşire desen orda ekipman ve görüntüleme cihazlarının en son teknolojisi orda ama gel gör ki randevunu 2 haftada alıyorsun. Kanını 3 saat içinde zor veriyorsun, diğer görüntüleme tahlillerini de 3 ay sonraya yaptırmak üzere randevu alabiliyorsun. Zaten kritik bir hastalığın varsa iş işten geçmiş oluyor. Hasta ne yapıyor özel hastanelerde binlerce para harcıyor. Bu harcamaya değil yüzde 3+3 zam, maaşı bile yetmiyor. Ver elini kredi, ver elini kredi kartı.

Sağlanması gereken en temel konulardan biri de eğitim. Bir gün lütfen imam hatip liselerini bir gezin. Beyaz saray bile bu kadar lüks değildir. Akıllı tahtalar, gıcır gıcır masa ve sıralar, tertemiz tuvaletler, yemekhaneler vs. Sonra çıkıp düz liseleri de bir gezin. Harabe, yıkılıyor, kir pas içinde. İmam hatibe çocuğunu göndermek istemeyen bir veli, imam hatip dışındaki bir okula yöneldiğinde, bir bakıyor ki okul okulluktan çıkmış. Ne yapıyor yüzde 3+3 zam almış kamu emekçisi? Özel okula yönlenip varını yoğunu evladının okumasına harcıyor. Değil yüzde 3+3, maaşı bile yetmiyor. Ver elini kredi, ver elini kredi kartı.

Dolayısıyla eğitimde ve sağlıkta umduğunu bulamayan emekçi, devletin ona sağlaması gereken en temel hizmeti, sabah 9 akşam 6 çalıştığı paradan alıp, özel kurumlara veriyor. Devlet kaşıkla verdiğini kepçeyle özel sermayelere aktarıyor. Amaç ne? Devleti güçsüz kılmak mı? Memuru perişan edip daha az verim almak mı?

Yetmiyor, yetmiyor, yetmiyor. Sendikalara da buradan çağrım var: Görüşmelerde bir kerede şunu söyleyin: “Devlet hastanelerini özel hastane standartlarına getirin, eğitimde ayrımcılık yapmadan okulları özel okul standartlarına getirin, benzine, doğal gaza, gıdaya, elektriğe, suya hiç zam yapmayın, doları 2 TL seviyelerine geri çekin ve artık tüm parayı duble yol yapmak için harcamaktan vazgeçin. Değil 3+3, hiç zam istemiyoruz.” Oturup görüşeceksiniz, 3’ü 4’e çıkaracaklar. Bu da yetmeyecek ki! Kredi kartı ve kredilerle kol kola gezmeye devam edeceğiz biz. Sistem değişmedikçe değil 3+3, 50+50 bile bize yetmeyecek. Ya da en düşük devlet memuruna 100+100 ile zamlara başlayın ki bizde insan gibi yaşayabilelim. Eylem yapan tüm sendikalara ve memurlara sesleniyorum. Zam için değil sistem için eylem yapın!


EN GENİŞ BİRLİKTELİK ÖRGÜTLENEREK GREVE ÇIKILMALIDIR

İZSU’dan belediye emekçisi
İzmir

Bu sıcak yaz aylarında okullar tatildeyken ve ülke OHAL’le yönetilirken 3 milyon kamu emekçisi, 2 milyon memur emeklisinin gözü kulağı hükümetle, Memur-Sen arasında yapılacak toplusözleşmede. Toplusözleşme masasına yetkili olarak Memur-Sen, gözlemci olarak da Kamu-Sen ve KESK’in katılıyor. Sendikalar kanunu olan 4688’e göre en çok üyeye sahip üç konfederasyon bu toplantılarda yer alıyor.

Ama üzülerek söylüyorum ki 2018-19 toplusözleşme masasında milyonların sesi olan KESK alınmıyor. Gerekçeleri hükümetin, çıkardığı KHK’larla istemediği ve kamu kurumlarında çalıştırmadığı kamu emekçileri içerisinde KESK kongresinde belirlenen eş başkanlarımızın olması. Yani emekçilerin sesi olan ve o satış sözleşmesine itirazı bulunan KESK’i masadan kaldırmışlardır.

14 Ağustosta hükümetin açıkladığı teklif  yüzde 3+3 işyerlerinde büyük bir travma yaratmış durumda. Emekçilerin hükümetin ve Memur-Sen’in pratiğini geçmiş yıllarda bilseler de ülkemizdeki geçim sıkıntısı büyüdükçe bu toplusözleşmeden de beklentiler yüksek. Enflasyon oranının bile altında verilen zam teklifi emekçilerin masayı sorgulamasına ve KESK’in masaya alınmayışının başka bir sebebinin daha ortaya çıkmasına neden oldu. Kamu-Sen’in yapılan teklif karşısında “Memur-Sen işbıraksın biz de yaparız” demesi kesinlikle samimi görülmemektedir. 400 bin üyesi bulunan konfederasyon ekonomik talepleri için başka bir  konfederasyondan beklenti içinde olmamalı. Emekçilerin en geniş birlikteliği örgütlenerek greve çıkılmalıdır. Bu TİS masası sadece kamu emekçilerini değil, işçisi, esnafı herkesi ilgilendiren bir meseledir. Emekçilerin haklarının bu kadar gerilediği bir süreçte parçalanma, bölünme değil; birleşik bir cephenin örülmesi gerekir. En somut talebimiz olan iş güvencesi sağlanmalı, darbe girişiminin sonrasında hukuksuzca ihraç edilen üyelerimizin işlerine geri dönmesi başta olmak üzere insanca yaşanabilecek bir ücret talebimizdir. Bu süreci İzmir’de TİS masaları açarak, işyerlerinde bilgilendirme metni dağıtarak örüyoruz. Emekçiler, Memur-Sen’in satış sözleşmesine imza atmasına izin vermeyecektir.


HÜKÜMET DAHA ZAMMI VERMEDEN GERİ ALDI

Altındağ Belediyesi emekçisi
Ankara

Kamu çalışanları 2018-2019 maaş zamlarına endekslenmişken, hükümet memurlara daha bir şey vermeden teklif ettiği yüzde 3+3 zammı “vergi dilimine girdiniz” deyip tüm memurlardan 150 lira ile 400 lira arasında parayı Ağustos ayı maaşından kesti bile. Bu kesintiler yılbaşına kadar her yıl yapılmaktadır. Sendikalarımız bu kesintileri yapılmaması için mücadeleyi farklı bir boyutta sürdürmelidir.


ELEKTRİK KADAR ZAM YAPILSIN

Antalya Büyükşehir Belediyesi emekçisi

Hükümetin kamu emekçilerine layık gördüğü zam oranı, çalışanın hükümet nezdinde ne kadar değeri olduğunun göstergesidir. Bu komik rakam karşısında hâlâ siyasi çıkarlarına yönelik söylemler geliştirme çabasında olan Memur-Sen, her zaman yaptığı gibi oturduğu o masadan bizler için hiçbir hak alamadan kalkacaktır. “İktidar partisinin 16. yılı olduğu için 10+6 oranında artış istedik” söylemi daha önceki başkanlarının milletvekilliği koparmak için yaptıklarıyla birebir aynıdır. Binlerce kamu emekçisi ihraç, sürgün, bezdirme, soruşturma gibi sorunlarla boğuşurken o masada hayat normal akışındaymış gibi oturmak bir sendika için üyelerine ve diğer memurlara ihanettir. Elektriğe, suya, ekmeğe hangi oranda zam geliyorsa emekçiye de o oranda zam verilmelidir.

ÖNCEKİ HABER

Metal işçileri: İşçinin mücadelesi belirleyici olacak

SONRAKİ HABER

Barajlar, kum ocakları ve HES’ler Dicle’yi kurutuyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...