08 Ağustos 2017 23:56

El Kaide uzantısı İdlib’de ne yapmayı amaçlıyor?

23 Temmuz'da idlib ve civar bölgeleri kontrolüne geçiren el Kaide uzantısı Heyet Tahrir el Şam, bölgede ne yapmayı amaçlıyor?

Paylaş

Mona ALAMİ
Al Monitor

Suriye’nin kuzeyindeki İdlib şehri ve civar bölgelerin 23 Temmuz’da el Kaide uzantısı Heyet Tahrir el Şam’ın kontrolüne geçmesi Rusya ve uluslararası toplum tarafından yapılabilecek askeri operasyonlara kapı araladı. Bölgedeki rakibi Ahrar’uş Şam’a göz açtırmayan Tahrir el Şam, daha radikal hamlelerle grubun örgütsel dengesini sarsabileceği, bölge halkının ve kendisini terörist örgüt olarak tanıyan uluslararası kamuoyunun tepkisini çekebileceği için yapacağı hamlelerin olası sonuçlarını iyi hesaplamak zorunda. 

Örgüt saldırgan tutumuyla, etkisi altına alacağı toprakları genişletip iktidarını pekiştirmeyi istemekle paralel olarak şu an Suriye’de süregelen ateşkes görüşmelerinin muhatabı haline geliyor.

Suriye Hükümeti ve isyancılar arasında varılan ateşkesin yürürlüğe konmasıyla, sonuncusu 3 Ağustos’ta Humus’ta olmak üzere, Suriye’de bir dizi ‘güvenli bölge’ oluşturulmuştu. Bu plan İdlib için de benzer bir anlaşmayı öngörüyor. Ancak bölgenin Tahrir el Şam’ın eline geçmesi Rusya tarafından olmasa bile uluslararası toplum tarafından bir misilleme yapılması ihtimalini ortaya çıkardı. 

İdlib geçtiğimiz ay el Kaide uzantısı Tahrir el Şam ve Suriye’deki en güçlü selefi örgütlerden biri olan Ahrar’uş Şam arasında şiddetli çatışmalara sahne oldu. Çatışmalar Ahrar’uş Şam’ın İdlib şehir merkezinden ve Türkiye sınırından geri çekilmesiyle sonuçlanan ve iki örgüt tarafından da sıkça ihlal edilen bir ateşkes ilan edilmesiyle son buldu. 

Al-Monitor’e konuşan Suriye uzmanı Samuel Heller durumu şöyle açıklıyor: “İdlib’in durumu ve Tahrir el Şam tehdidi gözler önündedir. Önümüzdeki süreçte uluslararası toplumun bölgeye müdahalesi söz konusu olabilir ancak bunu hangi aktörün üstleneceği henüz belirsiz. Şimdilik IŞİD’e karşı mücadeleye öncelik veriliyor.”

HALK DESTEĞİ YETERSİZ

Tahrir el Şam’ın İdlib’de yapacağı bir sonraki hamle örgüt açısından hayati önemde. Omran Stratejik Araştırmalar Merkezinde görevli Suriye Uzmanı Sinan Hatahet’e göre, şu an İdlib ve civarındaki en güçlü fraksiyon Tahrir el Şam.

Bununla birlikte örgütün bölgede halk desteğini tekeli altına almakta başarısız olduğu söylenebilir. Aktivist Brahim Idilbi’ye göre, bölge halkı çatışmalardan bu yana bekle-gör yaklaşımını benimsemiş gözüküyor. Idilbi’nin aktardığına göre: “Marat Naaman, Saraqeb ve birçok bölgede örgüte karşı protestolar gerçekleştirildi. Bölge halkı İdlib’in Rakka ve Musul’da olduğu gibi bir yıkımla karşılaşmasından endişe ediyor. Tahrir el Şam’ın tasfiyesini ya da silahların yerel isyancı fraksiyonlar yerine Esad’a yöneltilmesini istiyorlar.”

İÇ ANLAŞMAZLIKLAR

Örgüt içinde çatışmalar yaşanması da muhtemel. İsminin gizli tutulması koşuluyla Al-Monitor’e konuşan Suriyeli bir İslamcıya göre Tahrir el Şam içindeki bir kesim Ahrar’uş Şam’a karşı verilen savaştan ve diğer isyancıların öldürülmesini meşru kılan fetvalar yayımlanmasından rahatsız. 2 Ağustos’ta ise ABD yönetimi isyancı fraksiyonları Tahrir el Şam komutanı Abu Muhammed Golani’den uzak durmaları konusunda uyardı.

Bütün bunlar olup biterken Tahrir el Şam, Suriye’nin kuzeyinde etki alanını genişletmek ve iktidarını pekiştirmek için yeni bir planı devreye soktu. 

Haber sitesi Al-Modon’da yayımlanan bir makaleye göre Tahrir el Şam, İdlib vilayetinde kontrolünü arttırmakla beraber, temmuz ayı sonunda Halep’in güney, batı ve kuzeyindeki bir çok alanda toprak kazandı. Tahrir el Şam İdlib vilayetinin yanı sıra Türkiye sınırını da kontrol ediyor. Örgütün etkisi altındaki alan Halep batı kırsalındaki Darü’l-Izza’dan Türkiye sınırındaki Turmanin, Babü’l-Hava, Salkin, Darkuş ve güneyde Sirmaniye bölgesine uzanıyor. 

Yeni topraklar elde eden Tahrir el Şam bölge ekonomisi üzerindeki etkisini arttırarak ve rakiplerinin ikmal hatlarını keserek iktidarını güvence altına almaya çalışıyor. Özellikle sınır bölgeleri örgüt açısından ekonomik ve stratejik öneme sahip. 

Idilbi’ye göre ikmal rotalarını kontrol eden örgüt hem transit geçiş vergileri uygulamak suretiyle kesintisiz bir gelir akışı elde ediyor hem de rakipleri üzerindeki kontrolünü arttırıyor.  

Örgüt aynı zamanda gücünü pekiştirmek için küçük grupları kendisine katmaya çalışıyor, taktiksel ittifaklar arıyor, yerel yönetimler oluşturuyor ve fetvalar yayımlıyor.  Örneğin çatışmaların hemen ardından Halep’in kuzeybatısındaki dağlık bölgeleri ve YPG kontrolündeki Afrin’e sınır Darü’l-Izza kırsalını kontrol eden İbn Teymiyye Müfrezesi, Tahrir el Şam’a bağlılığını ilan etmişti. İbn Teymiyye Müfrezesi ayrıca sivil ve askeri haberleşme kulelerinin bulunduğu Şeyh Berekat Dağı’nı kontrol ediyor.

YEREL İTTİFAKLAR

Tahrir el Şam taktiksel yerel ittifaklar oluşturmaya da öncelik veriyor. Türkistan İslami Partisi Cisre’ş-Şuğur’un alınmasında Tahrir el Şam’ın yanında savaşmıştı. Çatışmaların arefesinde Tahrir el Şam’la ayrılık yaşamalarına rağmen Nureddin Zengi Tugayı radikal örgütün bölgede sivil bir yönetim oluşturma çabasına sempatiyle bakıyor. 

Tahrir el Şam ayrıca bölge siyasetinde egemenliğini genişletmek için fetvalara başvuruyor. Örgüt 11 Mayıs’ta enformel para transfer ofislerini yönetmek istediğini ilan etmişti. Böylece örgüt enformel bankacılık sektörünü kontrol altına alarak yerel ve uluslararası yardım kuruluşlarından ve mültecilerden gelen maddi kaynakları denetleyebilecek. Telegram vasıtasıyla yayımlanan bir diğer fetvada ise hangi grupların faaliyetlerinin yasaklandığı açıklanmıştı. 

İdlib’i kontrol altına alan Tahrir el Şam Suriye’nin kuzeyinde görmezden gelinemez bir aktör olarak kendini konumlandırdı. Hatahet’e göre örgütün asıl amacı ismini terör örgütleri listesinden sildirmek.                    

Çeviren: Kemal Berkay Baştuji

ÖNCEKİ HABER

‘Zeytin Ağacından Kadınlar’ Ayvalık'ta

SONRAKİ HABER

Kanada’da yerli kadın cinayetleri aydınlatılmayı bekliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa