06 Ağustos 2017 05:29

'Mersin Serbest Sanayi Bölgesi işçi değil köle arıyor'

DEV Tekstil Çukurova Bölge Temsilcisi Ahmet Subaşı, Mersin Serbest Sanayi Bölgesi'ndeki çalışma koşullarını 'köle arıyorlar' sözleriyle özetledi.

Paylaş

Ergin ÇAĞLAR
Mersin

Mersin Serbest Sanayi Bölgesi'ni "Mersin Serbest Sömürü Bölgesi" olarak adlandıran Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV Tekstil) Çukurova Bölge Temsilcisi Ahmet Subaşı, firma yetkililerinin kendilerine işçi değil köle aradıklarını söyledi. 

Mersin Serbest Sanayi Bölgesi'nde zor şartlar altına çalışan işçiler, birçok sorun ile karşı karşıya kalıyor. Tamamı tekstil firmalarından oluşan bölgede, işçiler sabahın ilk ışıkları ile iş başı yaparken, mesai yapmadığı günler en az 12 saat çalışıyor. Bu kadar çalışmalarına rağmen emeklerinin karşılığını alamayan işçiler, aylık 1400 ila 1600 liralık maaşlarını ise aylar sonra ancak alabiliyorlar. Mersin Serbest Sanayi Bölgesi'ni "Mersin Serbest Sömürü Bölgesi" olarak adlandıran Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (Dev Tekstil) Çukurova Bölge Temsilcisi Ahmet Subaşı, burada çalışan işçilerin sorunlarının dayanılmayacak derecede ağır olduğunu söyledi. 

E-DEVLET ŞİFRELERİ ALINIYOR 

  • Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV Tekstil) Çukurova Bölge Temsilcisi Ahmet Subaşı

En çok işten çıkarmaların tekstil kolunda olduğunu ve Mersin Serbest Sanayi Bölgesi'nin de bu işin başını çektiğini aktaran Subaşı, işten çıkarmaların önünü almak için sendikaya üye olmaya çalışan işçileri ise çalıştırmadıklarını söyledi. Firma sahiplerinin işçilerden işe girerken e-devlet şifrelerini istediğini belirten Subaşı, "Görevliler bu vesile ile işçinin ne yaptığını rahat takip edebiliyor. Şayet bir sendikaya üye ise zaten alınmıyor, değilse ve sonra olacaksa bile bunun önü alınıyor. Bu da işçiler için bir tehdit oluşturuyor. Açıkçası işçilere 'Siz bizim kölemizsiniz, ellerimiz altındasınız bizsiz bir şey yapamazsınız' deniliyor. Yani kendilerine işçi değil köle istiyorlar" dedi. 

İLETİŞİM HAKKI ENGELLENİYOR 

Adana ve Antep'teki fabrikalarda işçilerin iş başı yapmadan önce telefonlarının alındığını aktaran Subaşı, "Normalde iş kanununa göre cep telefonu iş saatlerinde kullanamazsın, ama bunun molaları var, yemeği var. Günün belirli saatlerinde işçinin iletişim özgürlüğü engellenemez. Bu iletişim özgürlüğüne vurulan bir darbedir. Evde ailesinden birinin sağlık durumu olabilir. Doğal olarak patronlar olabilecek felaketlerden sorumludurlar. Bunun sorumluluğunu da üstlenmek zorundadırlar. İşçiyi ailesinden habersiz bırakıyorlar" dedi. 

BUNALTICI SICAKLARDA ÇALIŞIYORLAR 

İşçilerin Mersin'in kavurucu sıcaklıklarında çalıştıklarını ve firmanın sıcaklar için herhangi bir önlem almadığını dile getiren Subaşı, "Tekstil firmalarında ütü yapılıyor bu da sıcak buhar yayıyor. İşçilerin çalıştığı yerde doğru düzgün havalandırma sistemleri yok. Klima ya da vantilatör de çalıştırılmıyor. İşçiler kan ter içinde çalışmaya mahkum ediliyorlar" şeklinde konuştu. 

1 GÜNLÜK İZNE 3 GÜNLÜK YEVMİYE

İşçilerin bir diğer sorununun ise izin olduğunu aktaran Subaşı, "İşçiler izin istiyor ama firma yetkilisi izin vermiyor. Hasta işçilere bile izin yok. Böyle geçiştire geçiştire ölüm derecesine gelmesini bekleyip izin veriyorlar. Bundan kaynaklı işçi bir yöntem geliştiriyor. O gün işe gitmeyip hastaneye gidip rapor alıyor, işten çıkarmasın diye firma, ama işçi 1 gün işe gitmedi diye 2 günlük hatta 3 günlük yevmiyeler kesiliyor" dedi. 

SU PARASINI İŞÇİ ÖDÜYOR

İçme suyunun parasının dahi işçilerden kesildiğinin altını çizen Subaşı işçilerin yaşadığı diğer sorunları şu şekilde sıraladı: "Ayrıca bölgeye giriş kartları var. 6 ayda bunlar değiştiriliyor ve bunun parası da işçiden kesiliyor. Yine yemek problemi var. Kaliteli yemek yiyemiyorlar. Firmalar istedikleri gibi at koşturuyorlar. İş kanunları bile geçerli değil." (DİHABER)

ÖNCEKİ HABER

Barka: YEKA ihalesi daha fazla kirliliğe neden olacak

SONRAKİ HABER

Cizre surları yapılaşma nedeniyle toprağa gömüldü!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...