04 Ağustos 2017 07:13

Tahir Elçi cinayeti görüntüleri 20 aydır açılmadı

Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen, Tahir Elçi cinayetinin aydınlanmasını istedi.

Paylaş

Deniz TEKİN 

Diyarbakır eski Baro Başkanı Tahir Elçi'nin Sur'daki tarihi Dört Ayaklı Minare önünde 28 Kasım 2015’te öldürülmesinin üzerinden 20 ay geçmesine rağmen ne ortada bir fail ne de soruşturma dosyasında kayda değer bir ilerleme var. Soruşturmada bugüne kadar 3 savcı değişirken, olayı aydınlatabilecek görüntüler çözülebilmiş değil. 

Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen, Elçi cinayeti soruşturması ile ilgili dihaber’e konuştu. Elçi’nin bütün meslek yaşamını “faili meçhul” cinayetlerin aydınlatılmasına ve faillerin bulunmasına adadığını vurgulayan Özmen, “Elçi, birçok cinayeti aydınlattı. Ne yazık ki kendisi bir faili meçhul cinayetin ve kör bir kurşunun kurbanı oldu” dedi.

Diyarbakır Barosu, dostları ve sevenleri olarak başından beri soruşturmanın takipçisi olduklarını ifade eden Özmen, “Biz her hafta Cuma günü Diyarbakır Adliyesi önünde Tahir Elçi için adalet talep ediyoruz. Adalet haykırıyoruz. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra savcı ve hakimlerin ihraç edilmesinden dolayı Elçi soruşturmasında kayıp bir süre söz konusu. 2016 yılının Aralık ayından itibaren dosyaya yeni bir savcı atandı” diye konuştu. 

‘DOSYANIN TAMAMI BİZE VERİLMEDİ’

“Tahir Elçi cinayeti dosyasının hızlı ve etkili bir şekilde yürütülmediğini her fırsatta dile getiriyoruz” diyen Özmen, şöyle devam etti: “Elçi’nin katledildiği 28 Kasım 2015’den bu yana soruşturma dosyası açısından yaşadığımız zorlukları özetleyecek olursak öncelikle, soruşturma dosyasında gizlilik kararı bulunmamasına rağmen ne yazık ki biz birkaç ay öncesine kadar soruşturma dosyasına ulaşamıyorduk. Yani o dönemin Cumhuriyet Başsavcısı ve soruşturma savcısı, yazılı ve sözlü taleplerimize rağmen soruşturma dosyasındaki mevcut, bilgi ve belgelerin tamamı bize verilmedi. İkincisi ise, Adalet Bakanlığı ve bakanlık yetkilileriyle hem Diyarbakır’da hem de Ankara’da yapmış olduğumuz görüşmelerde soruşturma dosyasının Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ve Diyarbakır Barosu tarafından koordineli bir şekilde yürütüleceği konusunda bir söz almıştık. Ama geçmişte ne yazık ki bu da gerçekleşmedi. Müşteki ve mağdur taraf olmamıza rağmen dosyanın tamamı bizim ile paylaşılmadı.” 

‘ŞÜPHELİ POLİSLERDEN TANIK İFADESİ ALINDI’

Elçi cinayeti ardından delillerinin tamamının olay yerinden toplanmamış olması ve orada bulunan polislerin tanık sıfatıyla ifadelerinin alınmasının soruşturmaya olumsuz yansıdığını vurgulayan Özmen, “Orada silah kullanan polisler Tahir Elçi cinayeti açısından makul şüphelilerdir. Ama o dönem soruşturmayı yürüten savcı, polislerin tamamını tanık sıfatıyla ifadelerini aldı. Bu ifadelerini incelediğimiz zaman olayı çıkartacak, sorgulayıcı herhangi bir soru da yok. Tabiri caizse verdiği ifadeler birbiriyle tıpa tıp aynı. Onun ötesinde Elçi’nin öldürülmesinden 15 gün sonra olay tutanağında ismi ve imzası bulunmayan ancak basına yansıyan görüntülerden orada olduğunu tespit ettiğimiz bir polisi tespit ettik. Bunu Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirdik. Olay yerinde olmasına rağmen olay tutanağını imzalamamış bir polis var. Biz bunu görüntülerle somut bir şekilde ortaya koyduk. Bu kişi ifadeye çağrıldı, tanık sıfatıyla ifadesi alındı” diye kaydetti. 

POLİS KAMERASINDA 17 SANİYELİK KESİNTİ

Elçi’nin yaşamını yitirdiği olay yerini gördüğü düşünülen ve davanın en önemli delilleri arasında yer alan Mardin Kebap Evi’ne ait güvenlik kamerası görüntülerini halen izleyemediklerine dikkat çeken Özmen, bu görüntüleri kendilerinin savcılığa bildirdiğini anlattı. Ama neredeyse üzerinden 20 ay geçmesine rağmen Adli Tıp Kurumu’na (ATK) giden Mardin Kebap Evi kamera görüntülerinin hala izleyebilecekleri bir formata çevrilmediğine işaret eden Özmen, “Hard disk hataları, birçok tipik mesele Adli Tıp tarafından ileri sürülerek, 20 ay çözülemeyen bir video kaydından bir güvenlik kamerası kaydından bahsediyoruz” dedi. 

Polisin çektiği kamera kayıtlarında 17 saniyelik kesintinin araştırılması yönündeki taleplerine henüz bir cevap verilmediğini de aktaran Özmen, şunları söyledi: “Biz polis kamerası ve hafıza kartının TÜBİTAK’a veya başka bir kuruma gönderilerek o görüntülerde herhangi bir silme veya oynama olup olmadığının tespitini talep etmiştik. Ne yazık ki bu taleplerimiz de yerine getirilmedi. Bu taleplerin yerine getirilip getirilmediği noktasında bize herhangi bir bilgi verilmedi.”

‘HERKES ELÇİ İÇİN SESİNİ YÜKSELTMELİ’

Tahir Elçi soruşturma dosyasının aydınlatılması ve çözülmesinin sadece Diyarbakır Barosu ve Elçi ailesinin bir görevi değil, toplumdaki herkesin sorumluluğu olduğunun altını çizen Özmen, “Toplumdaki herkesin Elçi cinayetinin aydınlatılması konusunda taleplerini yüksek sesle dile getirmesini istiyoruz. Bu konuda kamuya baskı yapmasını talep ediyoruz. Herkes bunu bilmelidir. Elçi’nin failleri bulunana kadar bu mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz” diye seslendi. 

‘ELÇİ’NİN İSMİNİ SİLEN KAYYIMI HİÇ KİMSE HATIRLAMAYACAKTIR’

Van’ın Çatak ilçesinde Elçi’nin isminin parktan silinmesine de tepki gösteren Özmen, “Seçilmiş belediye başkanları yerine atanan kayyımların Kürt halkının diline, kimliğine ve kendileri için bir önem atfeden kişilerin isimlerin parklardan, caddelerden silinmesi ve heykellerinin kaldırılmasını kabul edilmez olduğunu ve karşısında durduğumuzu belirtmek isteriz. Çatak Belediyesi’ne atanan kayyuma Tahir Elçi isminin neden parktan kaldırıldığını sorduk. Gelen cevaba göre gerekli işlemlerde bulunacağız. Sonuç olarak şunu söylemek isterim Tahir Elçi ismi ebediyen yaşayacaktır. O ismi parktan kaldıran kayyumu emin olun hiç kimse hatırlayamayacaktır” dedi. (Diyarbakır/DİHABER)

ÖNCEKİ HABER

Kanal D'ye 'Kötü Kedi Şerafettin' cezası

SONRAKİ HABER

Sumudica: Lucescu için kurşunun önüne atlarım

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...