03 Ağustos 2017 12:49

DTK 130 hafta dinlendi, tüm çalışmaları izlendi

DTK Eş Başkanı Leyla Güven: Yasadışı bir faaliyet yürütmedik.

Paylaş

Deniz TEKİN

Bölgedeki 25 ilde faaliyet yürüten 800’e yakın kurumun desteğiyle 26-28 Ekim 2007’de Diyarbakır’da kurulan Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK), kuruluşundan 2014 yılına kadar yürüttüğü bütün yasal ve demokratik faaliyetleri “yasadışı” ilan edildi. DTK; seçilmiş halk delegeleri, milletvekilleri, belediye başkanları, il genel ve belediye meclisi üyeleri, muhtarlar, siyasi partiler, siyasi gruplar, sivil toplum örgütleri ve bölgedeki tüm etnik, dinsel ve mezhep gruplarının temsilcileriyle, akademisyen, aydın ve kanaat önderlerinden oluşan yapısıyla neredeyse tüm bölgenin temsilliyetini kapsayan bir kurum. 

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2010 yılında başlattığı soruşturma kapsamında DTK’nin daha önce kullandığı Diyarbakır Büyükşehir Belediye Konuk Evi binası mahkemelerden alınan teknik takip kararlarıyla 2010’dan başlamak üzere çözüm sürecinin devam ettiği 2014 yılının Nisan ayına kadar dinlendi. Soruşturma kapsamında, DTK’nin 2014 yılına kadar yürüttüğü bütün faaliyetleri, yaptığı toplantılar, çalıştaylar, sempozyumlar, basın açıklamaları ve paneller ceza yargılamasının konusu haline getirildi. Diyarbakır’daki DTK binası, 2010-2014 yılları arasında alınan teknik ve fiziki takip kararlarıyla 4 yıl boyunca polisler tarafından dinlenerek burada yapılan toplantı ve görüşmeler kayıt altına alındı. Bu toplantılara katılan milletvekillileri, DTK yöneticileri, DTK’yi ziyaret eden yüzlerce siyasetçi, aydın, yazar, siyasetçi, avukat, insan hakları savunucusunun “şüpheli” gösterilerek telefonları dinlendi. Mahkeme kararlarıyla bu kişiler hakkında, birer hafta süreyle 130 haftaya kadar teknik ve fiziki takip kararı alındığı ortaya çıktı. 

AKP’Lİ YÖNETİCİLER DE KATILDI 

Ancak bütün faaliyetleri illegalize edilen DTK’in kuruluş sürecinde ve çalışmalarında birçok AKP’li milletvekili ve üst düzey yönetici de yer aldı. Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu DTK’nin kuruluş sürecinde yer aldı. AKP Diyarbakır İl Başkanı Muhammed Akar, DTK’nin birleşeni olan Azadi Hareketini temsilen 2012-2013 yılları arasında DTK İnanç Komisyonu’nda görev aldı. Bir dönem AKP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcülüğü yapan AKP Siirt Milletvekili Yasin Aktay, 18-19 Aralık 2010’da DTK’nin Diyarbakır’da düzenlediği “Demokratik Özerklik Çalıştayı”na katıldı. Aktay, çalıştaya ilişkin Timetürk haber sitesinde yazdığı yazıda, şu ifadeleri kullanmıştı: “ …Demokratik özerklik talebinin bir talep olarak dillendirilmesi ve savunulması demokratik bir haktır ve bir siyasal partinin veya hareketin siyasal ve demokratik sınırlarda kalmak şartıyla bunu savunmasından daha doğal bir şey olamaz. Tabii ki bu doğal olan şeyin şimdiye kadarki demokratik alışkanlıklarımıza aykırı olduğunu da unutmuyoruz…” Yargının, DTK çalışmalarına katılan AKP yöneticileri hakkında soruşturma başlatıp başlatmadığı konusunda herhangi bir bilgi yok. Ayrıca, Eski Mit Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş de çalışmalara katılanlar arasında yer almıştı.

‘AÇIK VE ŞEFFAFTIR’

DTK’nin, kuruluşundan bugüne kadar çok önemli çalışmalar yaptığını, devlet tarafından muhatap alındığını vurgulayan Güven, “Dönemin valileri DTK’yi arayarak toplumsal olaylara ilişkin görüş istemiştir. Çözüm süreci döneminde İmralı Heyeti üyesi olan Hatip Dicle, Sayın Öcalan önerisiyle ve devletin bilgisi dahilinde Cizre’ye giderek halkla görüşüp sükûnete davet etmiştir. Şimdi böyle bir yerden nasıl buraya geldik. Yani dün muhatap alınan ve önemli bulunan DTK, yargı tarafından adeta ‘örgütün çatı örgütlemesi’ olarak gösterilmeye çalışılıyor. Bu asla kabul edilemez. Bununla DTK çalışmalarına ve etkinliklerine katılan insanlar cezalandırılmak isteniyor. DTK resmi bir kurum ve dernek statüsünde kurulmadı. Bu tamamen halka dayalı halkın talebiyle gelişen ve halkın kendisinin içinde yer aldığı bir kongredir. DTK’nin kongre olmasının amacı budur. Çünkü kongre daha hareketlidir, daha esnektir. Daha çabuk karar alınır. Mevcut yasalarda kongrenin resmi bir statüsü yoktur. Olması da gerekmiyor, şart değil. Ama DTK çalışmalarını legal ve demokratik düzeyde yürütüyor. DTK gizli ve saklı bir çalışma yürütmemiştir. Gelinen bu noktayı biz anlatmakta zorlanıyoruz. Böyle bir şey olamaz. ‘Terör örgütü’ olarak tanımlanması gereken bir kurum aramışlar, bu konuda devlet ile resmi bir bağı ve yasal statüsü olmadığı için DTK’yi tercih etmişler. Ama bu yanlış bir tercihtir. DTK, açık şekilde kurulmuş ve bütün faaliyetleri açık ve şeffaftır. Halkın sahiplendiği bir kurumu terörizm ile itham etmek akıl karı değil, akıl tutulmasıdır. Bunu kabul etmemiz mümkün değil” dedi. (Diyarbakır/DİHABER)

ÖNCEKİ HABER

Şengal'deki Êzidî katliamı protesto edildi

SONRAKİ HABER

MHP’ye göre istifalar bir elin parmağını geçmiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...