31 Temmuz 2017 01:25

KESK, Kamu-Sen ve Memur-Sen’e çağrı yapmalı

Tüm Bel-Sen Antalya Şube Başkanı İlhan Karakurt, kamuda çalışan emekçileri ve emeklileri ilgilendiren toplu sözleşme sürecini değerlendirdi.

Paylaş

İlhan KARAKURT
Tüm Bel-Sen Antalya Şube Başkanı

Kamu-Sen ve Memur-Sen’in ‘tekliflerini’ hükümet yetkililerine sunmasıyla birlikte ‘toplu sözleşme’ süreci resmen başlamış oldu. Konfederasyonumuz KESK de toplusözleşme teklifini önceki gün kamu emekçileri ile paylaştı.

Üç milyon kamu emekçisinin 2018-19 yıllarını kapsayan ekonomik ve sosyal hakları ‘toplu sözleşme’ masasında ‘görüşülerek’ karara bağlanacak. Daha da önemlisi; iş güvencemizin ve toplusözleşme hakkımızın geleceğine ilişkin önemli kararların altına imza atılacaktır.

Ancak, görünen ve anlaşılan o dur ki, üç konfederasyon da milyonlarca kamu emekçisinin taleplerini ortaklaştırmak için bir araya gelmek yerine ‘taslak’ ve ‘teklif’ rekabetine girme yolunu ‘tercih’ etmiştir. Özellikle de Memur-Sen, hükümete üç teklif sunarak, üç milyon kamu emekçisinin taleplerini ‘pazarlamada’ ne kadar ‘iddialı’ olduğunu ortaya koymuştur.

İYİ BİR SÖZLEŞME İÇİN...

Sendika toplu sözleşme tekliflerini üyeleri ile birlikte hazırlamaları ve hükümete sunmaları anlaşılır bir durumdur. Fakat özellikle üç milyon kamu emekçisinin iş güvencesinin hedefe konulduğu ve OHAL koşullarında fiilen ortadan kaldırıldığı bir dönemde ‘iyi’ bir toplu sözleşmeye imza atabilmek için ‘iyi’ bir teklif vermek eksik kalır. Konfederasyonlar hazırladıkları teklifleri ortaklaştırarak ‘tek bir sendika’ gibi toplu sözleşme masasına oturma sorumluluğunu yerine getirirlerse işte o zaman ‘iyi’ bir toplu sözleşme imzalanması hayal değil gerçek olabilir. Ve o zaman, üç milyon kamu emekçisinin gözü-kulağı bu görüşmelerde olacaktır. Toplu sözleşme masasına oturan sendikaların kendileri adına neler istediklerini ve haklarını elde etmek için nasıl bir mücadele yürüttüklerini dikkatle izleyecektir.

Bunu için öncelikle ve ivedilikle; KESK, Kamu-Sen ve Memur-Sen yöneticilerinin sendikal rekabeti bir kenara bırakarak, üç milyon kamu emekçisinin ortak çıkarlarını savunmak için bir araya gelmesi gerekir. Ve KESK, Kamu-Sen ve Memur-Sen temsilcilerinden oluşacak bir ‘Hazırlık Komisyonu’ kurularak, üzerinde anlaşılan ‘ortak taleplerimizi’ elde edebilmek için hükümetin karşısına ‘tek bir sendika’ gibi çıkmaları şarttır.

Bu zor ve imkansız mıdır?

Mevcut durumu, yani sendikal rekabet ve bölünme üzerine şekillenmiş ‘statükoyu’ esas alırsak “bırakın zor ve imkansız olmasını hayal bile etmek mümkün değildir” diyenler hiç de az olmayacaktır.

Ancak, en azından iş güvencemiz, insanca yaşayabileceğimiz ücret ve çalışma koşulları ve TİS hakkı için KESK, Kamu-Sen ve Memur-Sen’e, toplu sözleşme masasına oturmadan önce, bir araya gelmeleri için bir ‘çağrı’ yapılmalıdır. Bu hem bir ihtiyaç, hem bir sendikal sorumluluk, hem de üyelerin hak ve taleplerine verilen önemi göstermesi açısından bir sınavdır. Böylece, her bir sendikanın ‘varlık’ nedeni ve ‘niyeti’ belli olur. Dolayısıyla da ‘Ak koyun kara koyun ortaya çıkar’ diyenlerin sayısı, ‘imkansız’ diyenlerden çok daha fazladır.

EMEKÇİLERE SORUMLULUĞUN GEREĞİ

Tüm Bel-Sen Antalya Şubesi olarak diyoruz ki; toplu sözleşme görüşmelerinde yer alacak olan konfederasyonumuz KESK, kendi üyesi dahil üç milyon kamu emekçisine karşı sendikal sorumluluğunun bir gereği olarak Kamu-Sen ve Memur-Sen’e hemen bir çağrı yapmalıdır. KESK, bu çağrıda ısrarcı ve tutarlı  davranmalıdır. Ve bu çağrıya Kamu-Sen ile Memur-Sen’in vereceği cevabı ve yapılacak görüşmelere dair bilgileri üç milyon kamu emekçisi ile paylaşmalıdır.

Sendikal rekabet ve bölünme hep kaybettirdi. Eğer önleyemez ve önüne geçebilecek girişimlerde bulunmaktan ‘imtina’ edersek, yine hepimize kaybettirecektir. En azından şimdilik, kamu emekçilerinin ortak talepleri üzerinden birlikte hareket etme ‘çağrısı’ bile, sadece bu gün için değil geleceğimiz için de ‘kazandıracak’ nitelikte bir adım olacaktır. Bu adımı atmanın tam zamanıdır.

Bu ‘adımı’ adımı atabilecek ‘yegane’ sendikanın KESK’ten başkası  olamayacağını da bir kez daha belirmekte büyük fayda vardır.

Son olarak, toplu sözleşme masasında yer alacak olan KESK temsilcilerinin ‘veto’ edilmesi Hükümet ve “yandaş” sendikanın bu süreçte KESK’in oynayacağı bu role ‘gölge’ düşürmek istediğini göstermektedir. Bu son gelişme üzerine, KESK’in diğer sendikalara yapacağı ‘çağrı’ önemini yitirmediği gibi aksine, daha da acil hale gelmiştir. Çünkü; Ankara’da kurulan göstermelik toplu sözleşme masasında sahnelenmek istenen ‘oyunu’ ancak böyle bozabiliriz.

ÖNCEKİ HABER

AB, Polonya’daki ‘tek parti’ rejimini durdurabilecek mi?

SONRAKİ HABER

Katar’a askeri müdahale kapıda mı?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa