31 Temmuz 2017 00:55

AB, Polonya’daki ‘tek parti’ rejimini durdurabilecek mi?

Polonya’da yargının kontrol altına alınması için hazırlanan üç yasadan birinin Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması üzerine AB harekete geçti.

Paylaş

Yücel ÖZDEMİR
Köln

Polonya’da 2015’te yapılan genel seçimlerden sonra tek başına hükümet olan sağcı-milliyetçi Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) tarafından kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırmak, yargıyı denetim altına almak için hazırlanan üç yasa olduğu gibi meclis ve senatodan geçerken, ikisi Cumhurbaşkanı Andrzej Duda tarafından reddedildi, biri kabul edilip yürürlüğe kondu. Yasallaşan yeni düzenlemeye göre Adalet Bakanı mahkeme başkanları ve yardımcılarını istediği gibi görevden alabilecek ya da emekliye sevk edebilecek. Reddedilen ilk iki madde de Yargıçlar Kurulu ve Anayasa Mahkemesi üyelerinin hükümet tarafından belirlenmesini içeriyordu.

Duda’nın iki maddeyi reddetmesi ilk etapta ülkede olumlu bir hava yaratmasına rağmen, onaylanan madde yargının hükümetin denetimine alınması için önemli bir adım.

Yargı bağımsızlığının kaldırılması, kuvvetler ayrılığının yok edilmesine tepki gösteren Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, söz konusu düzenleme dolaysıyla Polonya’ya karşı cezai yaptırımlara başvuracağını açıkladı. Komisyonun sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, yasanın fiili olarak uygulanmaya başlamasıyla birlikte Polonya’ya karşı cezai yaptırım sürecinin başlatacağını duyurdu. Bu yaptırımların sonucunda Polonya’nın AB’deki oy hakkının da elinden alınabileceği ileri dürülüyor. Bu da Polonya’nın üyeliğinin fiili olarak askıya alınması ya da üyelikten çıkarılması anlamına geliyor.

AB Komisyon Başkan Yardımcısı Frans Timmermans yaptığı açıklamada, bir mahkeme başkanının emekliye sevk edilmesi durumunda soruşturmayı başlatacaklarını açıkladı.

Bu çerçevede AB’nin öncelikle Avrupa Adalet Divanı’na başvurarak Polonya’ya para cezası vermeyi planladığı ifade ediliyor. Buna rağmen geri adım atılmaması durumunda ise AB’deki oy hakkını elinden almak için sürecin başlatılacağı belirtiliyor.

AB, bugüne kadar hiç bir AB üyesi hakkında böyle bir girişim başlatmadı. Olması durumunda Polonya ilk olacak.

MACARİSTAN’DAN VETO AÇIKLAMASI

Ancak bunun nasıl olacağı henüz belirsiz. AB Lizbon Anlaşması’nın 7. Maddesi’nde göre bir ülkeni oy hakkının elinden alınabilmesi için diğer üye ülkelerin tümünün onay vermesi gerekiyor. Polonya’dan önce hukuk devleti prensiplerini ayaklar altına alan, yargının bağımsızlığını ortadan kaldıran Macaristan’ın Başbakanı Viktor Orban, böyle bir önerinin gelmesi durumunda veto edeceklerini duyurdu. Bu da Macaristan’ın karşı çıkması durumunda Polonya’nın oy hakkının oy hakkının elinden alınmayacağı anlamına geliyor.

Alman basınında yer alan haberlere göre, AB’nin bu engeli aşmak için Polonya ve Macaristan’a karşı ortak bir süreç başlatılabileceği ileri sürülüyor.

AB hukuku uzmanları da Macaristan’ın vetosunun soruşturma ve oy hakkını iptal etmenin bir grup ülkeye karşı birlikte yürütülebileceğini ifade ediyor. Ancak, şu anda Macaristan’a karşı benzer bir süreç işletilmediği için bu konuda da sorunların çıkabileceği ileri sürülüyor.

  • Polonya hükümetinin kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıracak yargı düzenlemesine karşı halk protesto eylemleri yapmıştı.

HÜKÜMET GERİ ADIM ATMA NİYETİNDE DEĞİL

Polonya Hükümeti ise AB’nin uyarı ve soruşturma açıklamaları karşısında geri adım atma niyetinde değil. AB’nin yaptığı açıklamanın ardından Polonya Dışişleri Bakanı Witold Waszczykowski, önümüzdeki dönemde AB ile Polonya arasında olumsuz atmosfer nedeniyle ilişkilerin olumsuz yönde ilerleyeceklerini bildiklerini ifade ederek bu konuda AB’yi duygusal olmakla eleştirdi. Waszczykowski, önümüzdeki haftalarda AB’nin atılan adımlar karşısında daha anlayışlı davranacaklarını umduklarını da belirterek, yargı konusunda geri adım atma niyetinde olmadıklarını da sözlerine ekledi.

Polonya’ya karşı 2016’dan beri hukuk devleti prensiplerinin ihlale edilip edilmediği konusunda AB tarafından başlatılan bir soruşturma sürüyor. AB tarafından yapılan iki öneri ise bugüne kadar dikkate alınmış değil. Dolayısıyla sağcı-milliyetçi PiS partisi uzun süre iktidarda kalmak, muhtemel rakiplerini zayıflatmak için AB ile kavgayı da göze almış görünüyor.

ÖNCEKİ HABER

Özgürlük davasının fotoğrafçısı: Gerda Taro

SONRAKİ HABER

KESK, Kamu-Sen ve Memur-Sen’e çağrı yapmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...