30 Temmuz 2017 10:57

HDK Ekoloji Meclisi: Ormansız gelecek olmaz

HDK Ekoloji Meclisi’nin 2. Orman Çalıştayı izmir’de yapıldı.

Paylaş

HDK Ekoloji Meclisi’nin İzmir’de Tepekule Kongre Merkezinde gerçekleştirdiği 2. Orman Çalıştayı’nda ormanlara bakış açısı, iktidarın ormancılık politikaları, ormanlara yönelik tehditler ve orman işçiliği gibi birçok konu tartışıldı. “Ormansız gelecek olmaz” pankartının açıldığı Çalıştay’da açılış konuşmasını HDK Eş Sözcüsü Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu yaptı. 1980’lerde yakmalara ve arazi açmak için kesimlere karşı devletin ormanları halktan koruduğunu hatırlatan Hamzaoğlu, şimdi tam tersi bir duruma gelinerek halkın ormanları devletten koruduğunu dile getirdi. Özel mülkiyetin doğanın ve yaşamın yok oluşuna etkilerine de değinen Hamzaoğlu, özellikle enerji üretimi ve tüketimi ile ilgili çarpıcı verileri aktardı. 1972 yılındaki BM Konferansında “Çevre hakkı insan hakkıdır” denildiğini ama bunun lafta kaldığını söyleyen Hamzaoğlu, “Uzaydan çekilen fotoğraftan bile elektrik tüketiminin dünyadaki dağılımındaki eşitsizlik açıkça görülebilir” dedi. Türkiye’de faaliyette olan termik santrallerin 2014 yılında 6.5 milyon ton su çektiğini ve 24.2 milyon ton atık oluşturduğuna dikkat çeken Hamzaoğlu, “Bunun 9.1 milyon tonu tehlikeli atık sınıfında. Termik santrallerin büyük etki ettiği hava kirliliği Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1. derece kanser yapıcı etken olarak tanımlandı. Hepimiz sigara içiyormuşuz gibi akciğer kanseri riskiyle yaşıyoruz ve resmi kurumların buna hiçbir müdahalesi yok” dedi.

ELEKTİRİK KİMİN İÇİN ÜRETİLİYOR?

Sunumunda “Elektrik kimin için?​” sorusunun yanıtına yoğunlaşan Hamzaoğlu, çok elektrik tüketen demirçelik ve çimento sektörü ile ilgili verileri paylaştı. Hamzaoğlu, “Ham çelik dünyada yüzde 30, Türkiye’de yüzde 70 elektrikli ark ocağında üretiliyor. Avrupa’nın geneli 1970’li yıllardan itibaren çok büyük oranda çelik üretimlerini azalttı. Ham çelik üretiminde Türkiye dünyada 8. sırada. Çelik ihracatında da dünya 7.si. Kendimiz için üretmiyoruz yani. Türkiye’nin sanayide kullanılan elektriğin yüzde 15’i sadece elektrikli ark ocaklı demir çelik tesislerinde harcanmış. Çimento sektöründe de durum hemen hemen aynı” dedi.

EKOLOJİK KRİZ GİDEREK BÜYÜYECEK

HDK Ekoloji Meclisi Sözcüsü Prof. Dr. Beyza Üstün de ormana müdahalenin kapitalizmin krizinde artarak sürdüğüne dikkat çekerek, “Kapitalizme hizmet eden faşizmde ekolojik kriz giderek büyüyecek. Orman ekosistemine müdahalenin en başında savaş geliyor. 2015 yılında Cudi yangının olduğu bölgelerde aldığımız numunelerde ağır metal çıktı. Ama kimyasal kullanıldı diyemedik” dedi.

TIKANAN HUKUKU YAŞAM NÖBETLERİ AŞABİLİR

Mezopotamya Ekoloji Hareketi adına çalıştaya katılan Güner Yalçın da, MEH’in kuruluş süreci, çalışmaları ve bölgede yanan ormanlarla ilgili bilgiler verdi. EGEÇEP adına çalıştaya katılan gazetemiz Evrensel’in  İzmir muhabiri Özer Akdemir ise ülke genelinde ve Ege Bölgesinde özellikle madencilik, enerji politikalarının ormanlara müdahalesi ile ilgili örnekleri anlattı. Ülkedeki ekoloji mücadelesinde yaşam alanlarını korumak için direnen halkın ormanları korumak için de önemli direnişler sergilediğini aktaran Akdemir, tıkanan hukuksal süreçleri ancak derelerin, ormanların, meraların, dağların nöbetini tutan bu direnişlerle, yaşam nöbetleriyle aşılabileceğini dile getirdi.

EGEMEN SINIFLAR ORMANLARA YÖNELDİ

Ormancılık konusunda önemli eserleri bulunan Doç. Dr. Yücel Çağlar ise ormanların ve ormancılığın ekonomik politik boyutlarına değindi. Orman yangınları konusunda bazı yanlış bilgilerin olduğunu belirten Çağlar, “Anadolu’da orman ekosisteminin yüzde 55’i birinci derece yangın riski altında. Biz bu yanma olasılığını en aza indirme pratiklerini geliştirmeliyiz” dedi. Orman denince bir ekosistemin anlaşılması gerektiğini aktaran Çağlar, “Türkiye’de egemen sınıflar ormanlara değil orman sayılan yerlere odaklanmıştır” dedi. Çağlar, çıkarılan yasalarla ormanların yağmasının, tarım ve imara açılışının hız kazandığını, 2B uygulamasının bu yağmayı hızlandırdığını ileri sürdü. Orman işçilerinin çalışma koşullarına da değinen Çağlar, orman işçilerini, “Sosyal güvenlikleri olmayan, en çok iş kazaları ile karşı karşıya olan çağdaş köleler” olarak tanımladı.

HDK Ekoloji Meclisi TMMOB biriminden Besim Sertok ise tarihsel süreç içerisinde yasalar ve ormancılığa etkileri konusunda bilgiler verdi. (İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Somali’de karakol yakınında bombalı saldırı

SONRAKİ HABER

Fatsa'da yapılmak istenen taş ocağına tepki büyüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...