Trabzonspor Stadı: Su basıyor, UEFA kriterlerini taşımıyor

Bülent FALAKAOĞLU

Trabzon’un yerel haber sitesi “Haber61”den Tuncay Lakot, Doğan Alayoğlu önemli bir habere imza atarak stat hakkındaki gerçekleri gün yüzüne çıkardılar.

Açığa çıkan bilgilere göre...

Akyazı Stadı’nda sistemsel bir arızadan dolayı su basma olayları gerçekleşiyor. 

Stadın bazı bölümleri ve soyunma odaları sular altında kalıyor.

Kısa süreli yaşanacak bir elektrik kesintisi dahi, suları tahliye edecek hidrolik sistemi devre dışı bırakıyor.

Akyazı Stadı’nın elektrik sistemi geçici olarak kabul edildi. 

Elektrik sistemi 6 trafoyla çalışıyor. Sistemin 6 trafoyla yönetilmesi ayda 150 bin TL elektrik faturasının gelmesine neden oluyor.
Stat Trabzonspor’a devredilmiş değil. Ve bu nedenle TOKİ ve Spor Bakanlığı bordo mavililerin müdahil olmasını engelliyor. Soruna çözüm üretilemiyor. 

Akyazı Stadı UEFA standartlarına henüz tam olarak hazır değil. 

Güvenlik tedbirleri UEFA’nın istediği düzeyde değil. 

UEFA kriterlerinin tam anlamıyla yerine getirilebilmesi için en az 6-7 milyon TL para gerekiyor. 

Stadı inşa eden TOKİ’nin yaptığı tahliye merdivenleri yeterli değil.

Şimdi Trabzonspor, UEFA kriterlerden birinin gereği olarak, stat içerisinde yeni tahliye merdivenleri yaptırıyor. 

ŞİMDİ KİME TEŞEKKÜR EDİLECEK?

Yerel ve genel tüm seçimlerde oy malzemesi olarak kullanılıp ancak 10 yıl sonra Trabzon’a teslim edilebilmesine rağmen... 
TOKİ’nin tesisi kullanılabilir halde teslim etmemesinin yanında... Spor kompleksi diye geçen stad Trabzonspor’un da elini kolunu bağlıyor.   
Yine, Haber61’in haberine göre 

Arazinin tapusu yok ve arazi Hazineye ait.

Arazi Spor Bakanlığına devredilmiş olsa da kullanım hakkı hâlâ Hazineye ait. 

Kompleks’in Trabzonspor’a devredilmesi durumunda... Trabzonspor’un yapacağı isim hakkı satışı gibi anlaşmaların geliri Hazineye devredilmek zorunda. 

Oysa...

Sıralamakla bitmeyecek bunca skandal barındıran bu stadın açılışında....

Dönemin Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç... 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak....

Hatta tüm konuşmacılar... 

Stat tamamlandığı için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a nasıl teşekkür etmemiz gerektiğinden bahsetmişlerdi.

BİLİM, ‘STADIN YERİ YANLIŞ’ DEMİŞTİ

Şimdi her yağan yağmurda (Ki Trabzon’da eksik olmaz) sadece stadın içini değil stadın etrafını da su bastıkça... 
Vakti zamanında yapılan bilimsel uyarılar geliyor akla.

Jeoloji Mühendisleri Odası Trabzon Şubesi Başkanı Semih Hamzaçebi demişti ki... 

Sağlam zemin aramadan, dolgu üzerinde, zemin etüdü yapılmadan işe başlandığı kanısındayız. 

Bu stadyuma ve çevresinde yapılan sosyal donatılara daha sonra güçlendirme yapılamaz. Önlem bugünden alınmalıdır.
Deniz dolgusu üzerinde sağlam zemin aranmadan yapılan bu imalat ileride telafisi mümkün olmayan hadiseleri kaçınılmaz kılar.
Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş da...

Şu uyarıyı yapmıştı.

Dolgu alanının oturacağı yumuşak taşlaşmamış zeminin kalınlığı yaklaşık 10 metredir. Bu tür zeminler, ‘zeminde oturma’, ‘zeminde sıvılaşma’ ve deprem şiddetini arttırma’ özelliğine sahiptir.

Bölgede yaşanabilecek olası bir deprem 6.6 şiddetinde olacaktır. 

Bu durumda deniz doldurularak yapılan Trabzon’daki Akyazı Stadyumu ile Ordu ve Giresun Havaalanı olarak bilinen OR-Gi çökme ihtimali yüksek. 

BİLİME YER OLMAYINCA...

Tek başına stadı yapan firmanın hikayesi bile bize çok şey anlatıyor.

Firmanın adı Sarıdağlar.  

Firma için ‘sicili bozuk’ denebilir. Zira, firmanın Erzurum Palandöken’de inşa ettiği kayakla atlama pisti heyelan sonucu çökmüştü. 

“Kayakla atlama kulelerinin bulunduğu Kiremitliktepe’nin zemini gevşek. Buradan aktif fay hattı geçiyor. Fay hattı üzerine atlama kulesi olmaz”...

Şeklindeki uzmanların uyarıları dikkate alınmamıştı ve kayak rampalarının çökmesi kimse için sürpriz olmamıştı! 

Gençlik ve Spor Bakanlığının Giresun merkezde yaptırdığı “Gençlik Merkezi” inşaatı da, başka bir örnekti. 

İnşaat yanlış yer seçimi ve tedbirsizlik sonucu heyelana sebep olmuştu. 

İnşaatın etrafındaki onlarca ev hasar görmüştü.

Ne diyelim: Bilime ve mühendisliğe değil betona ve ranta önem veren anlayışın kaçınılmaz sonucu! 

Jeoloji mühendisliği bilim ve ilkeleri göz ardı ediliyor. Rant ve inşaat öne çıkıyor.

‘Helal müteahhitlerle’ iş kotarılıyor.

Sonuç: Her gün yeni bir skandal!

Akyazı stadında karşılaştıklarımız sadece bunlardan biri.