24 Temmuz 2017 06:38

Polonya'da 'tek parti' rejimi kapıda

AB üyesi Macaristan'dan sonra Polonya da yargı bağımsızlığını ortadan kaldırmak için önemli bir adım attı. Düzenleme, protesto edildi.

Paylaş

Yücel ÖZDEMİR
Köln

Avrupa Birliği (AB) üyesi ve Doğu Avrupa'nın önemli iki ülkesi Macaristan ve Polonya'da basın ve yargının tek partinin emrine sunulması, kuvvetler ayrılığının tamamen ortadan kaldırılması konusunda önemli adımlar atıldı. Yapılan düzenlemeler sayesinde rakiplerini zayıflatan Macaristan Yurttaşlar Birliği (Fidesz) ve lideri Viktor Orban bu nedenle 2002'den bu yana sürekli iktidarda. Yargıyı ve basını tamamen kontrol altına alan Orban, ülkedeki sol ve sosyal demokrat parti ve hareketlerin sesini duyurmasını engellemek için basın yasalarına önemli düzenlemeler yaparak tam kontrolü eline aldı. AB'nin yaptığı uyarıları takmayan Orban'a karşı halen somut bir yaptırım uygulanabilmiş değil.
Temel hak ve özgürlükleri kısıtlayarak, basını ve yargıyı kontrol altına alan Orban'ı taklit denen Polonya'daki Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) ve lideri Jaroslaw Kacinski de 2015'te yapılan genel seçimlerde elde ettiği salt çoğunluğu iyi değerlendirmek istiyor.

ADIM ADIM TEK PARTİ REJİMİ

Önce basın ve istihbarat örgütünü kontrol altına almak için düzenlemeler yaptı. Şimdi de yargıyı partisine bağlamak için önemli bir yasal değişikliği hazırlamış, parlamento ve senatodan geçirmiş bulunuyor. Hakimler Kurulu'nun ve Anayasa Mahkemesi'nin doğrudan Adalet Bakanı'na bağlanmasını, üyelerinin Adalet Bakanı tarafından seçilmesi ya da emekliye sevk edilmesini içeren değişiklik bütün tartışmalara rağmen PiS'in çoğunlukta olduğu parlamentodan sonra senatodan da geçti.

Yargının tek parti denetimine geçmesi için en son Cumhurbaşkanı Andrzej Duda'nın onaylayarak yürürlüğe koyması gerekiyordu. PiS tarafından cumhurbaşkanı seçilen Duda, halk içerisinde yükselen tepkiyi ve AB'den gelen eleştirileri de gözetleyerek bugün yasa tasarını reddettiğini açıkladı ve hükümet partisi PiS'e Yargıçlar Kurulu'nun yüzde 60'nın parlamento tarafından seçilmesine imkan tanımasını istedi. Aksi takdirde Anayasa Mahkemesi üyelerinin Adalet Bakanı tarafından seçilmesini içeren düzenlemeyi de reddedeceğinin mesajını verdi.
Duda'nın bu kararının ardından Kacinski ile arasının açılması ve yeni bir iktidar kavgasının başlayabileceği ileri sürülüyor.

BİNLERCE KİŞİ SOKAĞA ÇIKTI

Pazar günü başta Varşova olmak üzere bir çok kentte bir araya gelen onbin kişi bir kez daha bağımsız yargı ve bağımsız basın talebiyle büyük bir gösteri düzenledi. Senatoda oylamanın yapıldığı saatlerde, göstericiler hazırlanan yasaya onay verilmemesini istedi. Ancak, çoğunluğu PiS'in elinde olan senato sokaktan gelen tepkiye kulaklarını tıkayarak, Kacinski'nin istediği yönde oy kullandılar. Gösteriye katılanların önemli bir bölümün genç olduğu dikkat çekti. Aynı saatlerde diğer kentlerde de gösteriler düzenlendi. Varşova'da Anayasa Mahkemesi binası önünde yapılan gösteriye 17 bin kişi katıldı.

Duda'nın veto tehdidi karşısında geri adım atmaya yanaşmayan Kacinski ve Başbakan Beate Szydlo “yargı reformunda” değişikliğe gitmeyeceklerini söyleyerek, olduğu gibi kabul edilmesini istediler.

AB NE YAPACAK?

Tek adam-tek parti rejimine doğru hızla ilerleyen Polonya'daki gelişmeler karşısında AB'nin ne yapacağı ise en çok merak edilenler arasında bulunuyor. AB yetkilileri bugüne kadar sürekli yazılı ya da sözlü açıklamalarla hukuk devleti prensiplerine bağlı kalınmasını, aksi halde yaptırımların geleceğini ima ettiler.

Halbuki, AB ile üye ülkeler arasında imzalanan anlaşmalar, kuvvetler ayrılığı, hukuk devleti ve bağımsız yargı konusunda ihlallerin yapılması durumunda hangi yaptırımların uygulanacağı açık olarak belirtiliyor. Bunların başında biçimsel olarak bir soruşturmanın açılması geliyor. Ancak bunun pek de etkili olmadığı Macaristan'daki gelişmeler sırasında görüldü. AB anlaşmalarını ihlal eden ülkelerin uyarıları dikkate almaması durumunda AB Komisyonu'nun önerisiyle Avrupa Adalet Divanı'nda hakkında dava açılıyor ve yüksel para cezası talep ediliyor.
Polonya hakkında da Ocak 2016'da hukuk devletinin korunmasının ihlal edilmesi soruşturma başlatılmış durumda. Soruşturmanın tamamlanmasından sonra geri adım atılmaması durumunda ülkenin AB'deki oy hakkı elinden alınabiliyor. İhlallere rağmen bugüne kadar başta Macaristan olmak üzere üye ülkelere karşı bu adım atılmış değil. Bir sonraki adım ise ekonomik yardımların kesilmesi.
Macaristan ve Polonya'daki gelişmeler, AB üyesi ülkelerde de tek adam tek parti rejimine doğru adımların atıldığını, AB'nin gerekli yaptırımları uygulamadığını gösteriyor.

ÖNCEKİ HABER

Afganistan'da intihar saldırısı: En az 24 ölü

SONRAKİ HABER

Ankara'da gözaltına alınanlardan 57'si serbest

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...