Kayserili işçiler: İşçilerin durumu da kötüye gidiyor
Kayseri'de yaşayan işçiler, 15 Temmuz'un yıl dönümünde aradan geçen 1 senelik farkı Evrensel'e anlattı.
Hacı KURBAN
Sevil AKKAYA
Kayseri
Yaz mevsiminin kavurucu sıcaklığının henüz kendini göstermediği sabah serinliğinde Ziya Gökalp Mahallesinde, 15 Temmuz darbe girişimini ve üzerinden geçen 1 yılda yaşananları konuşmak üzere işçilerle buluşuyoruz. 15 Temmuz üzerine başlayan sohbetlerin hepsi bir noktadan sonra ekonomik kaygılara bağlanıyor.
“15 Temmuz’un yıl dönümü. Bu bir yıllık süre içerisinde işçiler nelere maruz kaldı sizin gözlemleriniz nelerdir? OHAL koşulları işçilerin hayatını nasıl etkiledi?” diye soruyoruz önce. Bu konudan muzdarip bir işçi başlıyor anlatmaya. 15 Temmuz’u bir dümen olarak gördüğünü söylüyor ve “İşçilerin durumu da ülke gibi kötüye gidiyor. Tazminatı da ortadan kaldıracaklar. OHAL ile grev hakkımız kaldırıldı, artık grev de yapamıyoruz. Hükümetin işçiye getirdiği hiçbir şey yok. Sonumuz ne olacak bilmiyorum“ diyor.
İŞÇİLERİN BİR KISMI KONUŞMAK İSTEMEDİ
Bu sözlerin ardından bir başka işçi sohbete dahil oluyor: “15 Temmuz’un üzerinden dediğiniz gibi 1 yıl geçti. İlk günü hatırlıyorum fabrikalar çalışmamıştı. Cumhurbaşkanının çağrısıyla meydanlara doluşmuştuk. Vatanımıza sahip çıktık, darbeyi bizler önledik. Bu süreçten sonra beni etkileyen bir şey olmadı.” Tüm bunlar konuşulurken, sohbete katılmayanlara neden fikirlerini dile getirmediklerini soruyoruz. Tedirgin bir şekilde 15 Temmuz hakkında konuşmak istemediklerini söylüyorlar ve gelen servise binerek fabrikaların yolunu tutuyorlar.
‘OHAL KÖTÜ OLSA...’
Yeni vardığımız durakta da kendimizi bir grubun içinde buluyoruz ve sohbet başlıyor. Biz 15 Temmuz ve sonrasındaki süreç hakkında soru sormaya başlayınca içlerinden biri sıkıntılarını anlatmaya başlıyor: “Hiçbir düzen kalmadı ki. Bizim fabrikada da öyle batmak üzere. İş bulan çıkıyor. Her gün işe gidip gidip geliyoruz. Ama bir şey de yapamıyoruz. İşten kendim çıksam işsizlik maaşı alamayacağım, fabrika batınca ayrılmak zorunda kalsam tazminatımı alamam. Kış geliyor bir de çok düşünceli bir hal içindeyiz.“ Cumhurbaşkanının “OHAL ile grev tehditlerini engelledik” şeklinde yaptığı açıklamayı sorduğumuzda ise “Grevi tehdit olarak görmeleri normal çünkü herkes kendi çıkarının peşinde” diyor ve servisinin gelmesiyle yanımızdan ayrılıyor.
Sözü alan başka bir işçi ise “OHAL ile çalışanların bir alakası olduğunu düşünmüyorum” diyor. “Eğer devlete karşı sıkıntılı bir şey yaptıysan o zaman çalışanlarla bir alakası olmuş olabilir. Normal çalışan için OHAL geçerli değil” demesi üzerine neden grevin tehdit olarak algılandığını soruyoruz. “Bilmiyorum, bunu anlayamadım. Her şeyi durdurabilecek olsa CHP liderinin İstanbul’a gidişini engellerdi. Bana herkes istediğini yapıyor gibi geliyor. Zaten grevin tehdit olduğunu da düşünmüyorum” diyor.
İŞÇİLERE OLUMSUZ YANSIYOR
Eskişehirbağları işçi duraklarında görüştüğümüz işçilerin bir bölümü “OHAL’in işçiye de, patrona da yaramadığı” görüşünde. Gerekçe olarak ise patronların ihracat yapmakta sıkıntılar çektiğini, bu durumun işçilere de olumsuz yansıdığını anlatıyorlar. OHAL’i sıkıyönetim ile benzeten işçilerin yanı sıra, devlet güvencesi için OHAL’in gerekli olduğunu söyleyen işçiler de var. Ayrıca OHAL’i günlük yaşantısında hissetmeyen bazı işçiler ise, “OHAL’in yararı da yok, zararı da” diyor.
‘Boş tencere’ iktidarın neresinde?
Tehlike nedir?
Yeni anayasa tartışmaları, AKP’ye can suyu olur mu?
Erdoğan'ın Irak ziyaretinin 3 sebebi ve değişim rüzgarı!
Özgürlükçü Anayasa
1 Mayıs ve sonrası
Galatasaray kaparak, Fenerbahçe kaptırmayarak…
Bahçeli siyasete ayar çıtasını Erdoğan’ın en yakınına kadar çıkardı!
Savaş: Öznel niyet ve nesnel çelişki
Ne “yoksul” bir “zenginlik”…
Sancılı düşünceler
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
