15 Temmuz 2012 10:58

Demirtaş: Devlet meşruiyetini yitirmiştir

BDP, DTK, ESP, EMEP ile demokratik kitle örgütü ve sanatçıların polis müdahalesini protesto etmek için Sümerpark'ta başlattığı oturma eylemi sona erdi. BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Dün Amed'de devletin copundan, gazından, panzerinden başka bir şey yoktu. Elinde coptan, panzerden başka bir şeyi olmayan devlet m

Demirtaş: Devlet meşruiyetini yitirmiştir
Paylaş


BDP, DTK, ESP, EMEP ile demokratik kitle örgütü ve sanatçıların "Özgürlük İçin Demokratik Direniş" mitingine yönelik sert müdahaleyi protesto etmek için Sümerpark'ta başlattığı oturma eyleminin ardından basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, BDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Gültan Kışanak, BDP'li milletvekilleri, İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, sanatçı Rojda, Suavi, Ferhat Tunç, ESP ile EMEP temsilcileri, demokratik kitle örgütü temsilcilerinin yanı sıra yüzlerce kişi katıldı. Dünden bu yana İstasyon Meydanı'ndaki polis ablukası devam ederken, caddelere konumlandırılan zırhlı araçlar, sivil polisler ve çok sayıda çevik kuvvet polisinin önlemleri dikkat çekti. Sümerpark'ın tüm girişleri polis tarafından tutulurken giriş çıkışlarda kimlik kontrolleri ve üst araması yapıldı. Açıklama için bekleyen binlerce kişi zafer işareti yaparak sık sık "Bijî Serok Apo", "PKK halktır halk burada", "Öcalansız dünyayı başınıza yıkarız", "Erdoğan kerdoğan tu bi qurbana Ocalan" ve "Direne direne başaracağız" sloganları attı. BDP'li seçilmişlerin açıklamanın yapılacağı alana gelmesi ile birlikte kitle "Kürdistan sizinle gurur duyuyor" sloganı attı.

'HALKIN SAHİPLENİŞİ AKP'Yİ BOŞA ÇIKARDI'

Açıklama yapan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Dün geceden bu yana Amed'de faşizme karşı direniş gösteren halkımıza saygılarımızı sunmak istiyoruz" diyerek sözlerine başladı. Demirtaş, AKP'nin "faşist" rejiminin Diyarbakır'da görkemli direniş karşısında ne kadar aciz olduğunun görüldüğünü belirterek, "Dün Amed'de devletin copundan, gazından, panzerinden başka bir şeyi yoktu. Elinde coptan, panzerden başka bir şeyi kalmayan devlet meşruiyetini yitirmiştir. Kürdistan'da AKP meşruiyetini yitirmiştir. 24 saat içerisinde ortaya çıkan tablo budur" dedi. Kürt halkının 24 saat boyunca meydanlarda "Sayın Öcalan özgür olmalıdır. Öcalan'ın özgür olmasını istiyoruz" diye haykırdığını kaydeden Demirtaş, "Devlet ısrarla bu talebin ortaya çıkmaması için 24 saat sokak sokak, ev ev, meydan meydan işkence uyguluyor. Yeter ki bu talep ortaya çıkmasın. Ama engelleyebildi mi? Halkın sahiplenişi AKP'nin politikalarını boşa çıkardı" diye konuştu.

Kürt halkının PKK Lideri Abdullah Öcalan özgürleşmeden barışın olmayacağını bildiğini belirten Demirtaş, "O nedenle Sayın Öcalan'ın özgürlüğü birinci madde olarak gündemlerinde yer almıştır" dedi. Hükümetin olup bitenlerden ders çıkarması gerektiğini vurgulayan Demirtaş, "Zerre kadar halkın iradesine saygıları kalmışsa, ya da en azından kendi siyasi istikballerini düşünüyorlarsa halkın taleplerine kulak vermelidir" şeklinde konuştu. AKP hükümetinin meşruiyetini yitirdiğini belirten Demirtaş, "Ağzıyla kuş tutsa bizim için sadece faşizmi temsil ediyor. Başka temsiliyeti söz konusu değildir. Artık AKP'de olanlar da düşünmelidir. Nerede yer aldığını, hangi faşizan düzene hizmet ettiğini görmelidir" ifadesinde bulundu. Vicdanı olan herkesin rant ve çıkar partisi olan AKP'yi terk etmesi gerektiğini vurgulayan Demirtaş, AKP'li Kürt vekilleri kastederek, "Artık halklarının yanında olmalıdırlar" diye konuştu.

'ARTIK AKP'YE KARŞI DİRENİŞTEN BAŞKA ÇÖZÜM YOKTU'

Halkın demokrasi ve barışa ihtiyacı olan herkes için direndiğine dikkat çeken Demirtaş, sözlerine şu şekilde devam etti: "Herkes direniş hattında kendi yerini almalıdır. Amed 24 saat sürdürdüğü direnişi ile tüm dünyaya nasıl bir halk olduğunu göstermiştir. AKP'nin ve valiliğin yasaklamaları halkı bağlamaz. Halk yasadışı uygulamalara kendisi müdahale etmiştir." Polisin, tüm ilçe ve cadde giriş çıkışlarını ablukaya aldığını, halkın zorbalık ve işkenceye varan uygulamalara maruz bıraktığını belirten Demirtaş, "Böyle bir anlayışın artık çözüm getiremeyeceği anlaşılmıştır. Bu saatten sonra AKP'ye karşı direnişten başka çözüm yoktur" dedi. Çözüm eli uzatıldıkça coplarla, gazlarla karşılık verildiğini kaydeden Demirtaş, "O elin sahipleri direnmeyi de bilir" dedi.

Çözümün onurlu bir direniş ile mümkün olabileceğine işaret eden Demirtaş, "Bunun başka bir yolunun olmadığı dün görülmüştür" dedi. Onurlu ve direngen bir halkın temsiliyetinin kolay olmadığını belirten Demirtaş, "Halkımıza layık olmaya çalışıyoruz. Malıyla mülküyle direnen, bedel ödeyen halkın temsiliyetini almak kolay değil, halkımıza layık olmaya çalışıyoruz" diye konuştu. 14 Temmuz direnişinin yankılarının Diyarbakır sokaklarında yankılandığını vurgulayan Demirtaş, "Amed zindanında başlayan direniş, bugün her tarafta. Bizler o ruha bağlı kalırsak, sindirebilirsek layık olabiliriz. Kimse şundan şüphe duymasın; zalim kendi zulmünde boğulacaktır. Bu halkın direnişi bunu sağlayacaktır" ifadesinde bulundu. Diyarbakır'ın ortaya koyduğu duruşun örnek teşkil ettiğini kaydeden Demirtaş, PKK Lideri Abdullah Öcalan özgür olana kadar direnişin süreceğini söyledi.

'DEVLET KENDİ HALKINA SAVAŞ İLAN ETMİŞTİR'

Ardından konuşan DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk ise, Diyarbakır'da AKP faşizmi ve imha, inkar politikaları ile karşı karşıya kaldıklarını aktararak, halka dönük kin ve nefretle zalimane bir yaklaşımın söz konusu olduğunu vurguladı. "Öyle bir devlet düşünün ki; kendi halkının üzerine binlerce polisle, tankla topla savaş ilan etmiştir. Dün Amed'de devletin Kürt halkına karşı ilan ettiği bir savaş görüntüsü vardı" diyen Tuğluk, 1990'lı yıllarda Kürt halkının daha zalimane uygulamalara maruz kaldığını; ancak yılmadığını ve bedelini ödeye ödeye kazanımlar elde ettiğini söyledi. Bundan sonra da faşist, imhacı ve inkarcı yaklaşıma karşı halkla birlikte direniş mücadelelerine devam edeceklerini ifade eden Tuğluk, başka bir seçeneğin kalmadığını vurguladı.

'DEVLET ACİZLİĞİNDEN AÇIKÇA YALAN SÖYLÜYOR'

PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 354 gündür ailesi ve avukatları ile görüştürülmediğine de değinen Tuğluk, "Gemi bozuk, evrak eksik, gemi tamirde" gibi gerekçelerle görüşmelerin engellendiğini kaydederek, "Bir devlet düşünün ki bu şekilde acizliğe düşüyor ve açıkça yalan söylüyor" dedi. İmralı sisteminde evrensel hukuk ilkelerinin yok sayıldığını vurgulayan Tuğluk, "Bin yıllık devlet geleneğine sahip olduğunu söyleyen devletin düştüğü acizliktir bu. Bunlar AKP'nin imhacı ve inkarcı politikalarının sonucu gerçekleşiyor. Sayın Öcalan sıradan bir kişi ya da tutsak değildir. Milyonlarca insanın 'irademdir' dediği son Kürt isyanının lideridir. Sayın Öcalan bu topraklarda barışın ve birlikteliğini güvencesidir" dedi.

'KAZANACAK OLAN HALKIMIZ OLACAK'

"Demokrasi mücadelemizi de yine direnerek vereceğiz" diyen Tuğluk, AKP iktidarını bir kez daha uyardıklarını vurgulayarak, "Bu gidişat iyi bir gidişat değil. Halkın tahammül sınırları zorlanmamalı. Tecrit politikanızdan vazgeçin, bozuk dediğiniz gemiyi bir an evvel çalıştırın. Sayın Öcalan'ın sağlık ve özgürlük koşullarını yerine getirin. Bundan başka bir barış yolu yoktur. Açık ve net söylüyoruz. Tüm dostlarımızı, kardeş halklarımızı mücadeleye çağırıyoruz. Direnirsek kazanacağımızı biliyoruz. Kazanacak olan halkımız olacaktır" şeklinde konuştu.

Açıklamanın ardından oturma eylemine son verildi.

SONRAKİ HABER

Bareti ölümden sonra verdiler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...