Atalık, tarımda gümrük vergisinin düşürülmesini anlattı

ZMO İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık tarım ürünleride gümrük vergisinin düşürülmesinin üreticilere etkisini anlattı.

13 Temmuz 2017 07:31
Paylaş

Fatih Polat'ın hazırlayıp sunduğu 5 Dakikada’nın bu haftaki konuğu Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık'tı. Atalık’la Bakanlar Kurulu kararıyla tarım ürünlerinde gümrük vergisinin düşürülmesini ve bunun yerli üreticiye etkilerini konuştuk. 

Bakanlar Kurulu gümrük vergilerini canlı büyükbaş ithalatında yüzde 135’ten yüzde 26’ya, dondurulmuş, soğutulmuş ya da taze sığır eti ithalatında yüzde 100-225’ten yüzde 40’a, buğdayda yüzde 130’dan yüzde 45’e, arpada yüzde 130’dan yüzde 35’e mısırda yüzde 130’dan yüzde 25’e düşürdü. 

‘BELÇİKA BÜYÜKLÜĞÜNDE TARIM ARAZİSİ ARTIK TARIMDA KULLANILMAZ OLDU’

Polat’ın “Bu üreticiler için en anlama geliyor?” sorusuna Atalık şöyle cevap verdi: 

“Dışarıdan ithal etmek her zaman Türkiye’de üretme kapasitesi olan ürünün üretiminin daralması, azalması demek. Girdileri son derece ucuza kullanan ve desteklenen tarım politikaları olan ülkelerden ithal ediyoruz bu nedenle de ucuza geliyor. Dolayısıyla bizim çiftçimiz pahalı girdi maliyetleri, sürekli artan fiyatlar ama sabit satış koşulları ve enflasyonun altında kalan fiyatlar nedeniyle sürekli üretimden kopuyor. Çiftçi kitlemiz, kent varoşlarına yerleşiyor. 

Belçika büyüklüğünde tarım arazimiz artık tarımda kullanılmaz oldu. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre; 40 tane ziraat fakültesi olan Türkiye’ye bir Hollanda büyüklüğünde tarım arazisini nadasa bırakmak yakışmıyor. Bunları üretime katması gerekiyor. 

7 YILDIR DEVAM EDEN İTHALAT

Canlı hayvan ve et ithalatında 7 yıldır gördüğümüz bir örnek var. 2010 yılında başlayan ithalat 2017 verileriyle 7 yıldır hiç hız kesmeden devam ediyor. 4 milyar 700 milyon dolar demişiz bu ithalatların tamamına. Bakıyoruz 2010’da 18 lira olan kıyma 43 liraya gelmiş, yüzde 130 fiyatı artmış. Dana kuşbaşıya bakıyoruz yüzde 115, bonfile yüzde 190 artmış. 2010 yılında tonunu 6 bin 250 dolarlardan alırken 2017’deki alış ortalaması 13 bin dolarlara gelmiş. Yüzde 130 artış olmuş onda da. 

ÜRETİME ODAKLI 

Gıda ve tarım ürünlerinde, dışarıdan sürekli içeriye taşıyarak fiyatı ucuzlatma hatta sabit tutabilmek mümkün değil. Düşünmemiz gereken tek şey üretime odaklanmak olmalı. Çiftçimizi kaçırıyor, tarım alanlarımız daralıyor ve yerlerine de binalar, sanayi tesisleri gelerek, bir daha tarımda kullanılamayacak dönüşümler yaşanıyor” 

IMF’DEN 10 MİLYAR ALABİLMEK İÇİN...

Fatih Polat’ın Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesinin “Anavatanı olduğumuz buğdayın ithalatına 2003 – Haziran 2017 arasında 12.2 milyar dolar ödedik. IMF’den sadece 10 milyar dolar alabilmek için verdiğimiz tavizler ve niyet mektupları dikkate alındığında üretmenin ve tarım politikalarının önemi daha iyi anlaşılacaktır” açıklamasını hatırlatıp bunun ekonomi üzerindeki etkilerinin nasıl olacağı sorusunu da cevaplayan Ahmet Atalık şöyle konuştu: 

“Buğdayın anavatanıyız. 4 5 milyon ton civarında yurtdışından alıyoruz. 1-1.5 milyar dolarlık ödemeler yapıyoruz. Çok değil daha 2004 yılında Aziz Babacan Devlet Bakanıyken IMF’den 10 milyar dolar alabilmek, 3.7 milyar dolarlık borcumuzu da öteletmek için korkunç mücadeleler verildi. Verilen niyet mektuplarını da hatırlayanlar vardır. Özelleştirmeler tarım kesimini yok eden politikalar oldu. Sadece tarımdaki bir ürüne, buğdaya baktığımızda 2003’ten 2017 Haziran sonuna kadar 10-12.2 milyar dolar ödemişiz. IMF’den bir sürü taviz karşılığı 10 milyar dolar yerine sadece anavatanı buğdayın üretimini kurgulasak 12 milyar dolar kazanmış olacağız”

‘BUĞDAY İTHALATININ ARTMASI DEMEK’

Fatih Polat Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in 2017 yılı anadolu, ekmeklik, kırmızı, sert buğdayın alım fiyatını ton başına 940 lira olarak açıklamasını hatırlatınca Atalık “Kilo başına 94 kuruş yani. Odamızın maliyet hesabı 1 lira 10 kuruştur. Çiftçinin beklentisi de 1 lira 5 kuruş civarındaydı. Buna yaşam payını da eklediğimizde 1 lira 30 kuruş ediyordu. Açıklanan 94 kuruşluk fiyat çok düşük bir fiyattır. Bu Türkiye’nin buğday ekim alanlarını ve üretimini daraltacak bir fiyattır. Yüzde 10’luk enflasyonun da çok altındadır. Yüzde 3’lük bir artış gelmiştir geçen yıla göre. Bu canlı hayvan ithalatında olduğu gibi buğday ithalatının da artması demek” dedi. (EVRENSEL WEB TV)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Meteorlar, Locarno’ya seçildi

SONRAKİ HABER

‘Açık Sırlar’ Can Yayınlarından çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...