11 Temmuz 2017 00:40

Geleceğimiz için mücadeleye devam

Adalet Yürüyüşü'nün ardından düzenlenen Adalet Mitingi'nde katılımcıların beklentisi 'mücadele' oldu.

Paylaş

Vedat YALVAÇ
İstanbul

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 25 gün süren Adalet Yürüyüşü, önceki gün Maltepe’de düzenlenen görkemli bir mitingle sona ererken, mitinge katılanlar bundan sonrası için beklentisini “Burada son bulmamalı, mücadele devam etmeli” sözleriyle dile getirdi. Miting alanında görüştüğümüz bir çok kişi, ülkenin ve dolayısıyla çocuklarının geleceğinden kaygı duyduklarını belirterek, gelecek nesillere “huzur, adalet ve özgürlük” içinde yaşayabileceklerini bir ülke bırakmak istediklerini söylediler.

Ali Rıza Demirci“Milletvekillerimiz bile içeri alındı, daha ne olsun artık” diyen işçi emeklisi Ali Rıza Demirci, “Yıllar sonra torunlarım, dedemiz bizim için ne yaptı demesinler” diyerek mitinge katılmış. Ülkede yaşanan ayrışmadan rahatsız olduğunu dile getiren Demirci, dil, din farkı olmadan herkesin fikirlerini özgürce ifade edebileceği bir ülke istediğini belirtiyor.

Kutuplaşma ve güvensizlik, işçi emeklisi Hüseyin Söylemez’in de derdi: “İnsanlar baskılandı. İki kişi bir araya gelince birbirinden şüphelenir hale geldi. Komşuluk ilişkilerimiz bitti. Zamanında yardım ettiğim bir sürü komşum partimi bildikleri için şimdi konuşmaz oldu.”

NEFES ALACAK BİR ÜLKE İÇİN

“Her işe çocuklarını koydular. Liyakat diye bir şey kalmadı. Çocuklarımız işsiz. Asgari ücretle çalışıyorlar. Güvenceli işlerde çalışmıyorlar” diyen Bekdemir, ülkenin baskıdan nefes alınamaz hale geldiğini belirterek, çocuklarına böyle bir gelecek bırakmak istemediğini ifade ediyor.

Bekdemir, adalet yürüyüşünün burada sona ermemesi gerektiğini söylüyor: “Bu örgütlü mücadele daha etkili hale getirilmeli. Daha çok birbirine güvenen, menfaat ilişkilerinin olmadığı, safların sıklaştığı, zarar gören, ezilen herkesin birleştiği bir ortam yaratmamız lazım.”

EĞİTİM SIFIR, SAĞLIK SIFIR

Filiz Meydan ve Kamile Dolu

Muğla’dan gelen Filiz Meydan ve Kamile Dolu’nun yanına yaklaşıyorum. Meydan da “çocuklarının geleceği için” kaygılı. “Geçmişte bu kadar çalma çırpma yoktu. Alın terimizin karşılığını alıyorduk. Şimdi eğitim sıfır, sağlık sıfır. Her şey kötüye gidiyor” diyor.

“Türkü Kürdü birbirine düşürdüler” diyen Dolu ise “Oysa işlerine geldiğinde Çanakkale’de birlikte savaştık diyorlar. Din ve devlet işleri bir birine karıştığı için her şey çorbaya döndü” diyor.

Doğan ve Sevim Şahin çifti çocuklarının ve torunlarının geleceği için adalet ve huzur istiyor. 63 yaşında emekli olduğunu, aldığı ücret yetmediği için şu anda başka bir işte çalıştığını belirten Doğan Şahin, “Bu hükümetle bir gelecek olmaz” diyor. Torunuyla yanımıza yaklaşan Sevim Şahin, “Torunumuzun geleceği için, insanca yaşaması için buradayız. Biz göremeyiz de inşallah o görür... Beni tutukladığında suçum ne diye sorabilmeliyim. Ama şimdi her şey tek kişinin elinde” diye konuşuyor.

BURADAN DEVAM ETMELİ

65 yaşındaki Kazım Görür de “Bu yürüyüş son olmamalı. Bu siyasi atmosfer sıcak tutulmalı, gerekirse Edirne’den Karsa yürünsün” diyor. İktidarın dindar ve kindar bir nesil yetiştirme politikası yüzünden gençlerin dışarı çakamaz hale geldiğini söyleyen Görür, şöyle devam ediyor: “Normalde benim bu yaşta burada ne işim var? Üç çocuğum var. Biri çalışıyor, diğer ikisi işsiz. Onların geleceği için burdayım. Emekli maaşımla zaten zor geçiniyorum ama buna rağmen kendi imkanımla geldim buraya...”

AKP ÜYESİYİM, ADALET İÇİN GELDİM

Özal Kahraman

Özal Kahraman Antalya Kaş’tan geliyor. Erdoğan’a hakaretten ceza almış. Kendisiyle husumeti olduğunu söylediği kişiler tarafından şikayet edildiğini söyleyen Kahraman, şunları anlattı: “Mahkemede şahitlik de ettiler. Dava görüldü ve 16 bin lira para cezası aldım. Şimdi 15 Temmuz’a kadar bu parayı yatıramazsam 2 yıl hapis cezası yatacağım. Benim gibi 400 bin kişi mi ne varmış? Sözüm ona Cumhurbaşkanımız şahsına hakaret edenleri affetti ama kimseyi affetmedi. Hepsi sözde kaldı. Herkes para cezası ödüyor. 2011 yılından beri AKP üyesiyim. Adalet için geldim. Türkiye adaletsiz bir ülke. FETÖ’cü onca siyasetçi var, onlardan bir teki tutuklanmışken bir sürü insan haksız yere içeride yatıyor. İşsizim, bunalımdayım. Adalet dediğin bağımsız olacak. Bugün bana yarın sana...”

TAŞERONA KADRO VERİLMEDİĞİ İÇİN

Kadıköy Belediyesinde 12 yıldır taşeron işçi olarak şoförlük yapan Ersin Coşkun, çalışma hayatındaki adaletsizliklerden şikayetçi. “Taşeron işçiyim ve biz de adalet istiyoruz. İşyerinde daha fazla iş yapmamıza rağmen taşeron olduğumuz için kadrolu arkadaşımızın yarısı kadar ücret alıyorum. Kaç yıldır kadro bekliyoruz ama bir şey olduğu yok” diyor. Ülkedeki kutuplaşma ortamının işyerine de yansıdığını söyleyen Coşkun, miting alanında oluşan birliğin bozulmaması gerektiğini belirterek, “Ne kadar birlik olursak o kadar diri oluruz” diyor.

Ersin Coşkun

ÜNİVERSİTEDE DE ADALET YOK

Ahmet Geyik

Enis Berberoğlu’na gelene kadar ülkede çok fazla adaletsizlik yaşandığını belirten üniversite öğrencisi Ahmet Geyik’e göre “CHP’nin ipin ucunu bir yerden tutması geç de olsa önemli.” Ahmet’in babası eskiden MHP’li imiş, şimdi ise AKP’li. “Bir insan dindar ise her dediği doğru her komünist yanlış. Bu algıyı kıramıyorsun. Babam da böyle düşünüyor” diyen Ahmet, okulunda bizzat yaşadıkları üzerinden sorguluyor ülkedeki adaleti: “Mesela ben Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde yemeklere yapılan zamları protesto ederken güvenliklerle kavga çıktı. Bir güvenlikçi davacı oldu ve okuldan atıldım. Şimdi bu adalet mi?”

SAVUNMA HAKKI KISITLANIYOR

Rıdvan Çakır ve Kardeşi

Avukat Rıdvan Çakır, Kütahya’dan kardeşi ile birlikte gelmiş mitinge. Genç bir avukat olan Çakır, savunma hakkının kısıtlandığını belirterek, “Müvekkillerimizle görüşmeye gittiğimizde başımızda kameralar ve gardiyanlar duruyor. FETÖ kılıfı altında muhalifler yok edilmek isteniyor. Kimse ses çıkaramıyor. Ülkedeki bu derin sessizliğe karşı adalet için buradayım” diyor. Geçmişte AKP’ye oy verdiğini belirten Çakır’ın görüşleri şöyle: “AKP içerisinde bu durumdan rahatsız olanlar var ancak Erdoğan korkusundan ses çıkaramıyorlar. Biz yıllarca hem ailece hem de il olarak Erdoğan’ın politikalarını benimsemiş kişileriz. Ülke öyle bir bataklığa sürükleniyor ki.... Artık dayanılmaz boyuta gelen bu korku imparatorluğuna dur demek gerekir.”  Çakır’ın liseli olan kardeşi de “masum insanların özgürlüğünün kısıtlandığını ve içeride pek çok mağdur olduğunu” ifade ediyor.

GREV YASAĞINA KARŞI YAPTIĞIMIZ GİBİ YAPILMALI

27 yaşındaki metal işçisi İlker ise taleplerini şöyle sıralıyor: “Vergi adaletsizliği ortadan kalksın, iş cinayetleri son bulsun, çalışma saatleri düşürülsün, grev yasakları son bulsun... Aldığım 2500 lira ile geçinemiyorum. Türkiye’deki yoksulluk sınırının çok altında çalıştığımız için sosyal hayatımızdan feragat ederek geçinebiliyoruz...”

Milletvekillerinin cezaevine konulmasına da tepkili. “Altı buçuk milyon kişinin oyunu almış bir siyasi partinin eş başkanının hükümet tarafından cezaevine konulması halk iradesine ipotek koymaktır” diyor.

Adalet yürüyüşü ve mitingin “son değil başlangıç olması” çağrısına katılıyor İlker ve grev yasağına karşı metal işçileri olarak verdikleri mücadeleden örnek veriyor. “Farklı alanlarda ve farklı eylem biçimleriyle devam etmeli. Biz sözleşmeye girdiğimizde patronla değil AKP ile sözleşmeye girdiğimizi biliyorduk. Grevimizin hükümet tarafından yasaklanacağını bildiğimiz için adımlarımızı da ona göre attık. Grev yasağına rağmen fiili mücadeleyi sürdürdük ve büyük kazanımlar olmasa da kazanımlar elde ettik. İstediğimiz rakamı almasak da hem mücadele etmeyi öğrendik hem de bazı kazanımlar elde ettik. Hükümetin tüm yasaklarına rağmen adalet için de fiili olarak mücadeleyi sürdürmemiz lazım” diyor.

ÖNCEKİ HABER

Musul’da sevinçler buruk, yıkım büyük

SONRAKİ HABER

Usta oyuncu Fikret Hakan hayatını kaybetti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa