9 Temmuz 2017 00:20

KESK emekçilerin karar aşamalarına katılımını güçlendirmeli

Birkan BULUT
Ankara

KESK 9. Olağan Genel Kurulu’nda delegeler 3 yıl boyunca yapılanları değerlendirerek eleştiri ve önerilerde bulundu. Eleştirilerin ana eksinini KESK’in OHAL ve KHK’larla ihraç edilen kamu emekçileri için, giderek tek adamlaşan rejim koşullarında nasıl bir mücadele yürüttüğü ve kendi örgütsel yapısında neler yapabileceği yönündeydi. KESK’in işyerleri temelinde örgütlenerek daha kapsayıcı bir mücadele izlemesi gerektiğini belirten delegeler, KESK’in emekçilerin karar aşamalarına katılımını güçlendirmesi gerektiğini vurguladılar. 

KESK 9. Olağan Genel Kurulu 3 günün ardından yapılan seçimlerle sona erdi. Genel kurulda yapılan tartışmalarda, KESK’in tek adam rejimine, iş güvencesinin kaldırılmasına ve yüz bini aşkın kamu emekçisinin ihracına karşı nasıl bir mücadele yürüteceği konuşuldu. Tartışmalarda en dikkat çeken eleştiriler arasında KESK’in örgütsel sorunları ve yaşanan saldırılara karşısındaki izlediği yoldu. Genel kurul boyunca yaşanan tartışmalardaki öneriler, eleştiriler 4 ana başlıkta toplanabilir. 

KESK’İN İŞYERLERİNİ TEMEL ALARAK MÜCADELE ETMESİ

Genel kurul tüzük değişikliğinde değişiklik yapılması önergesi ile başladı ve önerge reddedildi. Önergeyi verenler KESK’in 2014 genel kurulunda yaptığı tüzük değişikliği ile getirdiği eş başkanlık, genel meclis ve kadın meclislerinin kaldırılmasını istediler. Bunun nedeni ise meclislerin işyerlerinden, emekçilerden kopuk kurullar haline gelmesiydi. Yapılan konuşmalarda genel meclislerde sendika merkez yönetimlerinin bile bir kişi ile temsil edildiği, atanmış üyelerin karar yetkisi olan KESK Genel Meclisi’nde yer aldığı belirtildi. Bunun karar alan ve uygulayanların farklı kişilere dönüştüğüne dikkat çeken delegeler, KESK’in işyerleri ve şubelerden başlayarak sendika genel merkezine giden bir karar alma sürecini uygulmasının sendikal demorkasinin gereği olduğunu söylediler.

Delegelerden Satı Burunucu Çalı, KESK’in bugün kamu emekçileri arasındaki örgütlülüğünün yüzde 8 olduğuna dikkat çekti. Kamu emekçilerin KESK içerisinde karar alma süreçlerine katılımının önemli olduğu vurgulayan Çalı, “Karar aşamasına katılmayan emekçiler, alınan karara da katılamazlar. Tarihte hiçbir dönüşüm kitleler katılmadan olmamıştır” dedi. Emekçilerin önerisi olmayan örgütsel kararların sendikada uygulanmaması gerektiğini belirten Çalı, sözün ve kararın emekçilerde olduğu, bu dönem çeşitli fabrikalarda işçilerin grev yasaklarına karşı mücadele ettiği gibi bir mücade için sendikalardaki ara kurulların kaldırılmasını önerdi. Çalı, “Ne kadro eylemi, ne de başka bir şey! Emekçinin grevden daha etkili bir silahı yoktur. Bu nedenle KESK grevli gerçek bir toplusözleşme hakkı için mücadele yürütmeli” dedi.

‘KARAR ALANLAR İLE UYGULAYAN AYRI OLAMAZ’

KESK Genel Sekreterlik görevini devreden Hasan Toprak da program ve tüzük kurultayı” önersini eleştirdi. Toprak, “Bir tüzük değişikliğine ihtiyaç var ancak program ve tüzük değişikliği denildiğinde başka birşey ifade edersiniz. Aslında program dediğiniz genel kurul kararlarıdır. Bu dönem genel meclisin işlemediğini hepimiz kabul ediyoruz. Karar alanlar ile uygulayan ayrıysa sendikal demokrasi yoktur, aynıysa sendikal demokrasi vardır” dedi.   

‘SİYASİ PARTİ ELEŞTİRİSİ KÜRT İLLERİNDE YAŞANANLARA TEPKİ VERİLMESİNİ ENGELLİYOR’

Eş başkanlık ve meclisleri savunan delegeler ise buna karşı çıktılar. “KESK’in bir siyasi parti gibi hareket ettiği”, “meclis sisteminin işleyişi gerilettiği, işlevini yitirdiği” eleştirilerine cevap veren bir delege, örgütsel sorunların genel kurulun kısıtlı süresinde konuşulmasının mümkün olmadığını savundu ve program-tüzük kongresi yapılmasını önerdi. KESK’e yönelik “sendikal bürokrasi” eleştirilerine ise “KESK’in Türk-İş gibi bir yapıya sahip olmadığı” şeklinde yanıt verdi. Öte yandan KESK’in siyasi parti gibi davranmaması eleştirilerinin de Kürt illerinde yaşananlara tepki verilmesine engel olduğunu iddia etti.

ADALET YÜRÜYÜŞÜ VE LAİKLİK ELEŞTİRİSİ

Genel kurulda dile getirilen bir başka düşünce de KESK’in laiklik mücadelesini esas almasıydı. Türkiye’nin giderek gericileştiği bir süreçte KESK’in bu alanda daha etkili mücadele etmesi gerektiğini belirten delegeler, KESK’in geçmişe laiklik mücadelesini Kemalizm ile eş gördüğü, yeterince önemsemediği ve Adalet Yürüyüşü’ne katılımda da geç kaldığını söylediler. Bu konuda konuşan delegeler aynı zamanda “KESK’in yeniden kurularak “fiili ve meşru mücadele yürütmesi, sokakları daha etkili kullanmasını önerdiler. 

NURİYE GÜLMEN VE SEMİH ÖZAKÇA DİRENİŞİ

Genel kurul bir kişinin Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın direnişinin desteklenmediği şeklinde bir eleştirisi ile başlamıştı. Genel kurul delegeleri ve KESK yönetimi yapılan eleştiriyi olgunlukla karşıladı. Yapılan konuşmalarda her anlayıştan delege Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın eylemine değindi. Açlık grevlerinin kritik bir noktaya geldiğine dikkat çekilen konuşmalarda kimi delegeler KESK’in aynı zamanda üyesi olan Gülmen ve Özakça’ya daha fazla destek vermesini isterken istenirken, kimi delegeler ise eleştirel yaklaştı. Delegeler Gülmen ve Özakça’nı sendikanın dışında bir eylem yapma hakları olduğu ancak kimsenin kendi iradesiyle yaptığı eyleme sendikayı destek vermeye mecbur tutamayacağını ifade ettiler. Ancak tüm konuşmalarda Gülmen ve Özakça’nın işlerine geri döneme talebine sahip çıkıldı. 

SEÇİMLERDE 5 GRUP ADAY OLDU

Yapılan seçimlerde 5 gruptan adaylar yer aldı. Merkez yürütme kuruluna A gurubundan Elif Çuhadar ve Hanifi Yaylacı, B grubundan Mehmet Bozgeyik ve Gülistan Atalay Tekdemir, C Grubundan Ramazan Gürbüz ve Kamuran Karaca, D Grubundan Aysun Gezen ve Yusuf Şenol, E Grubundan ise İlhan Yiğit aday oldu. 

Denetleme Kuruluna A Grubundan Olgun Eroğlu ve Ayşegül Kocaslan Kaplanca, B Grubundan Hava Karahancı ve Abdullah Demir, C Grubundan Zeynep Korkmaz, D Grubundan Mustafa İlkyaz, E Grubundan ise Nazmiye Saral aday oldu. 

Disiplin Kurulu'na ise A Grubundan Rukiye Çakır ve Sevgi Yılmaz, B Grubundan Onur Karahancı ve Rahime Demir, C Grubundan Fatih Adıgüzel, D Grubundan Tülay Yıldırım, E Grubundan ise Yılmaz Bozkurt aday oldu. Gazetemiz baskıya girdiğinde sandıklar henüz açılmamıştı.

TÜZÜK VE PROGRAM KURULTAYI KARARI 

Genel kurulda tartışılan tüzük ve program kurultayının toplanması eleştirilere karşın oy çokluğuyla kabul edildi. Karara göre 1 yıl içerisinde “sendikal yapının v işleyişin demokratik ve katılımcı bir anlayışla yeniden yapılandırılması için”tüzük ve program kurultayı toplanacak. Genel kurulda kabul edilen diğer karar önergelerin bazıları da şöyle; “OHAL KHK’ları ile ihraç edilen kamu emekçileri için başta açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça olmak üzere etkili, kitlesel ve yaygın mücadele yürütülecek.” “KESK, temel insan haklarına, laik eğitim ve laik yaşam biçiminin engellenmesine karşı her türlü mücadeletyi yürütmek için tüm demorkatik kitle örgütleri, parti ve Uluslar arası örgütlerle çalışma yürütecek.” “KESK KHK’lar ile fiilen iş güvencesinin ortadan kaldırılmasına yönelik her türlü saldırya karşı emekçilerin birleşil mücadelesini örgütlemeldir. Kamu alanında örgütlü diğer memur konfederasyonlarını tutum almaya zorlamalı, görüşme ve çağrılar yapmalıdır. İşçilerin iş güvenecesi kıdem tazminatının kaldırılması ve memurun iş güvencesinin kaldırılması mücadelesi birleştirilmelidir. Bu dönem TİS çalışmalarında iş güvencesi tmel gündem olarak savunulmalıdır (Ankara/EVRENSEL)
 

Evrensel'i Takip Et