Zeytin gen bahçesi takası ile ilgili protokol iptal edilmelidir

Prof. Dr. İbrahim Ortaş

Çukurova Üniversitesine hazine tarafından tahsisli olan 203 ada, 2 ve 4 parsel tarım arazilerinin üniversitenin rızası olmadan tahsisinin kaldırılarak Adana’da kurulan Bilim Teknoloji üniversitesine verilmesi konusunda Adana 1. İdare Mahkemesine yapılan itiraz 2012/422 sayılı yürütmeyi durdurma kararı ile sonuçlanmıştır. Bu olumlu gelişme üniversite arazilerinin 5403 sayılı Yasa’ya göre mutlak sulu tarım arazisi olması ve üzerindeki genetik materyalin yerinin doldurulamayacağı gerçeğinin bir kez daha yargı yolu ile belirlenmiş olması toprak ve doğa adına çok sevindiricidir.
Tarım Toprakları ve Genetik Materyal Konusu Kamuoyuna Sağlıklı Bir Şekilde Anlatılırsa Sonuç Alınır
2006 yılından beri gerek Adana Kamuoyuna ve gerekse de ilgililere her fırsatta toprağın önemi tarafımızdan vurgulanmıştır. Zeytin Gen ve Turunçgil Gen kaynaklarının sürdürülebilir yaşam için korunması anlatılmıştır. Bu konuda kamuoyundan geniş destek de sağlanmıştır. En son geçen hafta (1-7 Temmuz 2012) İtalya- Bari’da yapılan Eurosoil 2012 kongresinde European Soil Bureau direktörü Dr. Luca Montanerella’nın da bulunduğu Avrupa topraklarının korunması çalıştayında da “yaşanan iyi-kötü örnekler” kısmında yaşadığımız olumsuzluklar ve 5403 sayılı Yasa’ya sahip çıkmamızın önemini anlattım ve Avrupa Birliğinin bu konuda hükümetlere toprak koruma konusunda daha sıkı çalışmalarını önerdim. Bu anlamda önümüzdeki dönemlerde iklim değişimleri ve bozulan dengenin yeniden kazanılması için toprak koruma konusunda daha sıkı ve eğitici programlar gündeme gelebilir.
Daha önce de değişik vesilelerle belirttiğim gibi konu iyi anlatıldığı zaman yargı mercileri ve kamuoyu hep doğadan yana olmuştur. Adana 1. İdare Mahkemesi tarafından ilgili tahsisin kaldırılması kararının durdurulmuş olması, üniversite arazileri konusunda atılmış olan yanlış bir adımdan geri dönüleceği anlamına gelecek umudumuzu güçlendirmiştir. Bu kararla Mayıs 2012 tarihinde Adana Valiliği-Üniversitemiz Rektörlüğü arasında varılan anlaşma gereği Valilik adına Adana Defterdarı ve Çukurova Rektörlüğü adına Ziraat Fakültesi Dekan Vekilinin imzaladığı Zeytin GEN Bahçesi 199/2 No’lu parselin (mülkiyet: İl Özel İdare; alan: 100.833 da) TOKİ Hastanesi yan tarafındaki 1115/2-3-7 No’lu parseller (mülkiyet : Ç.Üniv. alan: 99,180 da) ile tapu takası yapılacak; Zeytin GEN Bahçesi 199/1 No’lu parselin (mülkiyet: Milli Emlak; alan: 98,573 da) ise 1114 ve 1234 Ada muhtelif parseller (mülkiyet: Ç.Üniv.; alan : 98,573 da) ile karşılıklı tahsis takası yapılacaktır” işleminin acele alınmış bir karar olduğu ve eğer bu protokol yapılmasaydı kök mülkiyeti üniversiteye ait olan Zeytin Gen bahçesi yerinin imar planına yapılan itiraz için emsal teşkil edeceğini düşünüyorum. Bu işlemi ile Zeytin Gen bahçesi yerine üniversiteye ait tapulu alanın takası protokolü ile birinci sınıf arazilerin yer değişimi sağlanmıştır. Söz konusu arazilerin yanı başında TOKİ tarafından yapılan hastane alanı için açılan tüm davalar kazanılmış ve ilgili yerin tarım arazisi olduğu ve amaç dışı kullanımının yanlışlığı anlaşılmıştır. O dönemde de yapılan anlaşmanın esastan yoksun, eksik ve ilgili toprak yasasına göre yanlış olduğunu belirtik. Üniversite üst yönetiminin zamanında yapılan imar plan değişimlerine karşı itiraz etmesi ve kararlılık göstermesini hep istedik.
“Zeytin gen bahçesi yeri ile takas yapılan üniversite arazileri protokolü iptal edilmelidir”
Üniversite bildiğim kadarı ile Zeytin Gen bahçesinin imar planına üniversite hukuk müşavirliğinin açtığı iptal davası devam etmektedir. Üniversitenin tapulu arazisinin takas işlemi için yapılan protokolün içerik ve esaslarının tam belirlenmemiş olması tarım arazileri kimliğini değiştiremeyeceği gerçeği ile ileride taraflar arasında yeni itilafların doğacağı şimdiden açıktır. Kaldı ki bu protokolün üniversite kamuoyunun bilgisi dışında geliştiği, buna itiraz ettiğimiz ve ileride başta çakılı denmeler üzerinde yapılacak en küçük bir amaç dışı kullanıma karşı TOKİ hastanesi davası emsal gösterilerek dava açılacaktır.
Bu vesileyle madem Adana 1. İdari Mahkemesi Narenciye Gen bahçesi için yürütmeyi durumda karar verdi ve daha önceden Yargıtay tarafından TOKİ hastanesi davası kazanıldı, diğer davaların tümü lehimize o zaman bu takas işlemini yeniden gözden geçirelim derim. Eğer üniversite ile valilik arasında yapılan protokol gereği tapu devri yapılmadıysa, söz konusu alandaki çakılı denemelerin mutlak tarım arazisi kapsamında olması nedeniyle yürütmenin durdurulması ve yapılan protokolün tapu değişimi ve tahsisin kim ve hangi amaçla kaldırılacağının da net olarak belirtilmemesi nedeniyle bozulması yoluna gidilmesi gerektiğine inanmaktayım.

KARARLILIK HAKLILIĞIN GÖSTERGESİDİR

Umarım yeni yönetim Narenciye Gen bahçesi için Adana 1. İdari Mahkemesinin yürütmenin durdurulması kararını ve TOKİ hastanesi hakkında Danıştay kararlarını da dikkate alarak konuyu esastan görüşerek arazilerin amaç dışı kullanımının önüne geçecek köklü önlemler alır. Yeni yönetimin eli bu anlamda da sağlam sayılır. Adana 1. İdare Mahkemesinin Narenciye Gen bahçesi için aldığı yürütmeyi durdurma kararı sevindirici olup bu konuda verilen uğraşının doğru ve haklı olduğu görülmüştür. Bütün bu kazanımlar biraz da başından beri olaya sahip çıkan kurum ve kişilerin kararlı duruşlarına borçluyuz. Bu konuda çaba harcayan herkese şükranlarımı sunuyorum. Bütün bu hukuksal mücadelede başından beri kararlı tutum sergileyen, duruşunu bozmayan Mahkemelerimizin, hakim ve hukukçularımızın titizliği de takdire şayandır.

*Çukurova Üniversitesi