İşçi ve emekçilerin 'Adalet Yürüyüşü' mektupları

Korozo işçisi
Esenyurt/İstanbul

Ben İstanbul Esenyurt’ta 12 saat vardiyalı çalışan Kürt bir işçiyim. Bu, Evrensel gazetesine ikinci mektubum. Öncelikle sesimize ses olduğu için bir kez daha Korozo’dan tüm Evrensel çalışanlarına sonsuz teşekkürler sunuyorum. 

Biz işçilerin bu kadar sorunları, hak gaspları varken bu adaletsiz ortamda haklarımızı kazanıp kazanacağımızdan endişe duyuyorum. Grev, yürüyüş, basın açıklaması gibi tüm yasal haklarımız elimizden alınmışsa hâlâ bazı devlet büyüklerinin “Adalet sokakta aranmaz” demeleri ne kadar da acı bir durum. Keyfi bahanelerle OHAL’i uzatan bir anlayış istediği kişiye istediği zaman kelepçeyi takıp cezaevine atabiliyor ya da topluma düşman olarak gösterebiliyor. CHP geç kalmış olsa da, muhalefet olduğunu anladı ve uzun bir yürüyüş başlattı. Bu yürüyüş, aslında ilk milletvekili içeri alındığında başlatılmış olsaydı, daha samimi bir anlam kazanırdı. Ve de kendi milletvekillerinin tutuklanmalarını beklemezdi. 

Fabrikamızda da bu yürüyüş oldukça çok tartışılıyor. Destek verenlerin sayısı, destek vermeyenlere göre çok daha fazla. Bazı AKP’li arkadaşlarımız “itibarımızı dünyaya rezil ediyorlar” deseler de, “hangi itibardan bahsediyorsun” diyen arkadaşlarımız ne mutlu ki hâlâ aramızdalar. “Adalet getireceğim” diyerek başa gelenlerin adaletten eser bırakmaması ne yaman bir çelişkidir. Sırf muhalif olduğu için zindanlara atılan binlerce  masum insan varken hâlâ bize adeta kahvehaneye çevirdikleri Meclisi işaret ediyorlar. Açlık grevinde ölmek üzere olan Nuriye ve Semih kardeşlerimizi zindana atanlar unutmasınlar ki; ne bu halk ne de tarih direnenleri ve zulmedenleri unutmayacak. Bir de sendikaların ve STK’ların bu yürüyüşe neden destek vermediklerini anlamıyorum. Gerçekten direnenleri neden yalnız bırakıyorlar? Adaleti bir an önce ülkemize getirmemiz lazım. Yoksa çocuklarımıza padişahlıkla ve gericilikle yönetilen bir ülke bırakacağız. Ve son olarak bu yürüyüşe haber değeri vermeyen medya patronlarına sesleniyorum; tarihin çöplüğünde yeriniz hazır. Adalet herkese lazım.

BİRLİKTE SES ÇIKARMALIYIZ

Maltepe Belediyesi işçisi
İstanbul

Ben Maltepe Belediyesi’nde çalışan taşeron işçiyim. Milletvekili Enis Berberoğlu’nun içeriye atılmasıyla başlayan Adalet Yürüyüşü’nü biz de takip ediyoruz. Bugün nereden bakarsak bakalım her tarafta adaletsizlik var. Örneği eğitime ayrılan bütçe en çok imam hatiplere veriliyor. Çocuklarımız bilimden uzaklaşıyor. Yüzlerce gazeteci düşüncelerinden dolayı cezaevlerinde. Çalışma koşullarımız her gün daha da ağırlaşıyor. Taşeron sistemi, esnek çalışma... Daha birçok şey söylenebilir. Onun için biz işçiler olarak bu sürece müdahil olmalıyız. Çünkü adalet herkes için geçerlidir. Bu adaletsizliğe karşı birlikte ses çıkarmalıyız. 

ADALET İŞÇİLERLE GELECEKTİR

Maltepe Belediyesi işçisi
İstanbul

Merhaba Evrensel okurları;

Ben Maltepe Belediyesi’nde çalışan taşeron işçiyim. Günlerdir adalet yürüyüşü devam ediyor. Bizler de birçok işçi arkadaşımızla bu yürüyüşün ne anlama geldiğini ve neden desteklenmesi gerektiğini tartışıyoruz. Bazı arkadaşlarımızın bu sürecin buraya gelmesinin nedeninin CHP olduğunu söylerken, bazı arkadaşlarımız da “İyi yapıyorlar ancak bir şey değişmeyecek. 16 Nisan’da referandumda gördük, ne yaparsak yapalım bir şey değişmiyor” diyor. Evet bu sürecin buraya gelmesinde CHP’nin payının olduğunu söyleyebiliriz. Ancak mesele sadece herhangi bir partinin sorunu değil. Bundan dolayı biz işçiler bu sürece müdahil olmak zorundayız. Sendikalar, emek örgütleri, her düşünceden farklı kesimler... Herkes için adaletsizlik gitgide daha kötüye gidiyor. Adaletsizliğin adalet sayıldığı bu ülkede biz de varız. Ve buradan tüm işçilere sesleniyorum kıdem tazminatımızın kaldırılmasına karşı esnek ve kuralsız çalışma koşullarına karşı taşeronluk sistemine karşı biz de adalet istiyoruz. Onun için adalet kimsenin tekelinde değil, adalet en çok işçilere lazım. Hak, hukuk, adalet işçilerle gelecektir.