06 Temmuz 2017 05:13

'Yerel gazetelerde nefret söylemi arttı'

Medyada Nefret Söylemi İzleme Projesi ekibinden Pınar Ensari, Türkiye'deki medyada nefret söylemlerine karşı mücadele edilmesi gerektiğini belirtti.

Paylaş

Hrant Dink Vakfı, 2009 yılından beri "Medyada Nefret Söylemi"ne ilişkin ulusal ve yerel medyadaki nefret söylemi çalışmalarını mercek altına alıyor. 4 ayda bir rapor yayınlayan Hrant Dink Vakfı, 2017'nin Ocak-Şubat-Mart-Nisan ayları raporuna göre; ulusal, etnik ve dini grupları hedef alan bin 806 köşe yazısı ve haber, bu yazılardaysa toplam 2 bin 335 nefret söylemi tespit edildi. Haziran ayında yayınladıkları bu rapor ve Türkiye'de medyadaki "nefret söylemini" değerlendiren Medya'da Nefret Söylemi İzleme projesi ekibinden Pınar Ensari, "Çalışma ile, medyanın sivil denetiminin önemini gözeterek ırkçılık, ayrımcılık ve ötekileştirmenin üretilmesi ve yeniden üretilmesinin en önemli araçlarından biri olan medyada, insan hakları ve farklılıklara saygının güçlendirilmesini, belli kimlik özellikleri üzerinden hedef alınan kişi veya gruplara yönelik ayrımcı dil ve nefret söylemine dikkat çekmeyi ve bu konuda farkındalık yaratmayı hedefliyoruz" dedi. 

'PARTİ, KİŞİ VE ÖRGÜTLERE YÖNELİK SÖYLEMLER ÜRETİLİYOR'

Son dönemde Suriyelilere yönelik "Nefret Söylemi"nin inanılmaz derecede arttığını dile getiren Ensari, "2015 yılından önce Suriyeliler bizim anahtar sözcüğümüz değildi. 5 yıl öncesine kadar Suriyeliler ile ilgili haber yapılmıyordu. Şimdi, son raporumuzda en çok nefret söylemi ikinci grupta yer alıyor. İlk dönemlerimizde Kürtlere yönelik nefret söylemi çok fazlaydı. İlk beşteydi. Açılım veya barış sürecinden sonra ondan da bir azalma oldu. Çünkü; parti, kişi ve örgütlere yönelik nefret söylemi üretiliyor. Genel olarak Kürtlere değil. Projemiz gereği biz sadece gruplara yönelik nefret söylemini izliyoruz. İlk dönemlerde ana akım medyada daha fazla nefret söylemi vardı. Eskiden ulusal gazetelerde yerel gazetelere oranla daha fazla nefret söylemi çıkıyordu. Son raporumuzda bu durum değişti. Şimdi yerel gazetelerde çok daha fazla. Bunun da sebeplerinden biri Suriyelilere yönelik nefret söylemindeki artış olabilir" diye konuştu. 

'OBJEKTİF BİR TANIM YAPMAK ÇOK ZOR'

"Nefret Söylemi"nin hali hazırda dünya kamuoyunda çok fazla tartışılan bir kavram olduğuna dikkat çeken Ensari, "Bu proje başladığında Türkiye'de bu kavram çok fazla bilinen bir kavram değildi. Bu çalışma ve başka kurumların yaptığı çalışmalar sayesinde nefret söylemi üreten gazeteciler bile bu kavramı kullanıyor. Objektif bir tanım yapmak çok zor" dedi. LGBT-İ üyeleri ve kadınlara yönelik "Nefret Söylemi"ni sistematik olarak izlemediklerini; ancak raporlarında örneklerle yer verdiklerini kaydeden Ensari, "Kelime oyunları çok fazla oynanıyor. Müslüman kadınlara yönelik yapılacak bir nefret söylemini 'süslüman' ifadesi kullanıyor. Bunu çok muhafazakar bir gazete de kullanılıyor, çok seküler bir gazete de kullanabiliyor" ifadelerini kullandı. 

'YENİ BİR DİL ÜRETİLMELİDİR'

"Nefret Söylemi"nin sadece medyaya özgü bir şey olmadığını dile getiren Ensari, "Siyasette, hukukta, gündelik hayatta ve eğitim alanlarında da gördüğümüz bir şey. Medyaya yansımasını görüyoruz. Türkiye'deki kutuplaşmadan haliyle medya da nasibini alıyor. Ama bu sadece Türkiye'nin de sorunu değil. Bu aslında küresel bir sorun. Gruplar değişse bile nefret söylemi değişmiyor. Bu yüzden toplumsal farkındalığı yükseltmeliyiz ve hepimizin sorumluluğudur. Ve yeni bir dil üretilmedir" dedi. 

'ÇOK DAHA TEHLİKELİDİR'

Çalışmalarında sadece yazılı basını izlediklerini, internet ve sosyal medya ağlarını izlemediklerini kaydeden Ensari, "Bu büyük bir eksiklik. Bu alanlarda çalışmalar yapılması lazım. Sosyal medya nefret söyleminin, ayrımcılığın aslında zorbalığın çok daha kolayca yaygınlaştığı bir platform. Toplum bilincinin daha rahat ortaya çıktığı bir mecra ve çok daha tehlikedir. Bir kişinin kullandığı bir ifade, toplumda linç kampanyasına dönüşebiliyor. Sosyal medya ayrıca nefret söylemine karşı mücadele edilebilecek önemli bir araçtır" şeklinde konuştu. 

'MUHALİF GAZETELER DE KULLANIYOR'

"Nefret Söylemi"ne karşı mücadele edilmesi gerektiğini belirten Ensari, "İnsanlara, bu tür kavramların söylenmesinin yanında iyi örnekler de sunmak gerekir. Çok az da olsa iyi örnekler var. Bunların da yaygınlaştırılması lazım. Bununla da muhabirlerin, editörlerin ve gazetecilerin farkındalığı yükseltilmesi lazım. Gazetecilerin bir kısmı neyin nefret söylemi olup olmadığını bilmiyor veya alternatif bir dille tanışmamışlar. O yüzden o alternatif dili hep beraber yaratmak ve yükseltmek gerekir" dedi. Muhalif gazetelerde az da olsa "nefret söylemi"nin görüldüğünü kaydeden Ensari, "Nefret Söylemi"ne karşı toplumun tüm kesimlerine dayanışma çağrısında bulundu. (DİHABER)

ÖNCEKİ HABER

Kimyasal madde deposunda patlama ve yangın

SONRAKİ HABER

12 human rights advocates detained at a meeting in Istanbul

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...