12 Temmuz 2012 11:02

Acılarımız çözümsüzlük için bahanemiz değil, çözüm için gerekçemizdir

Bask Ülkesi’nde sol, sosyalist siyasi örgüt ve bağımsız sol çevrelerin oluşturduğu Bask dilinde kendisini “Ezker Abertzalea” diye adlandıran ve Bask Ulusal Solu şeklinde çevirebileceğimiz siyasi cephe, Batasuna partisinin kapatılmasının ardından, Bildu ve son seçimlerde de Amaiur adı altında örgütlenerek seçiml

Acılarımız çözümsüzlük için bahanemiz değil, çözüm için gerekçemizdir
Paylaş
Seyit Aslan

26 Şubat 2012’de ise Bask Ulusal Solu, hem Basklı örgütleri ulusal sorunun çözümü için bir araya getirmek, hem de sorunun diğer tarafları olan İspanya ve Fransa Devletlerini diyalog masasına oturtmak için bir yol haritası açıkladı.

“Çözüm Rüzgarı: Demokratik Süreçte Barışı İnşa Ediyoruz” başlıklı bu yol haritası toplumsal mutabakat, yaraların sarılması, demokratik ve barışçıl bir gelecek kurulması için atılması gerekli adımları özetliyor. İşte Bask Ulusal Solu’nun barış için yol haritası:

SİLAH BIRAKMAK BARIŞ İÇİN YETERLİ DEĞİL

ETA tarafından yapılan silahlı faaliyetin tamamen terk edildiği deklarasyonu, on yıllarca süren çatışmalı sürecin sona ermesi ve demokratik bir geleceğin inşa edilmesi için gerçek bir olanağın kapılarını açmıştır. Bask Ulusal Solu, ülkemizde barışın tesisindeki sorumluluğunun farkındadır ve yeni bir dönemin başlaması için elinden geleni yapmaktadır.

Ancak hiç kuşku yok ki tek başına bu, barışın Bask Ülkesi’ne geldiği anlamını taşımamaktadır. Silahların tek taraflı olarak bırakılması, barışla eş anlamlı değildir.

Şiddet farklı şekillerde hâlâ sürmektedir. Politik baskıların da sona erdirilmesi, gerçek demokrasinin sağlanmasının ve şiddetin son bulmasının olmazsa olmazıdır.

ADİL BİR POLİTİK VE HUKUKİ SÜREÇ

Baskı ve şiddet ortamından, barış ve adalet ortamına geçiş için yapılması gerekenler vardır:  
* Bask Ulusal Solu’nun tek taraflı adımları demokratik süreci yürürlüğe sokmuştur. Fakat barışı garantileyecek güncel demokratik bir senaryonun hayata geçiş süreci uzun olacaktır. Adil bir politik ve hukuki süreç birlikte inşa edilmelidir.
* Süreç içinde başka çatışmaların ortaya çıkmaması adına, barışa ulaşacağımız demokratik süreci geliştirmek için politik önlemlerle birlikte, bir geçiş dönemi hukukuna ihtiyacımız olacaktır.  
* Hakların inkarı ve şiddetin şekillendirdiği geçmişi silmek için politik ve sosyal tüm dinamiklerin çözüme katılımı sağlanmalıdır.
* Bu sürecin mağdurlarının acılarını dindirecek, karşılıklı saygı çerçevesinde bir süreç yürütülmelidir
* Çatışmalı süreçte acı çekmiş herkesin yaralarının sarılması ve gerçeğin ortaya çıkarılması için bir uzlaşma süreci desteklenmelidir.
* Sürece “kazanan” ve “kaybeden” şeklinde bakılmamalı, çözümün tüm ülke için olduğu, “kazananın” tüm ülke olması gerektiği unutulmamalıdır.

SİYASİ TUTUKLULAR EVLERİNE DÖNMELİ

ETA tüm silahlı faaliyetlerine son vermiştir. Hiç şüphesiz, bu durum şiddetin tamamen sona erdiği anlamına gelmemektedir. Bu yüzden;
* Öncelikle, tamamen insanlık dışı olan cezaevi politikası sona erdirilmelidir. Cezalarının dörtte üçünü ya da üçte ikisini tamamlamış bulunan ağır hasta politik mahkumlar serbest bırakılmalıdır.
* Basklı politik mahkumların farklı cezaevlerine nakillerine son verilmeli, evlerine dönmelerini sağlayacak süreç başlatılmalıdır.
* Bağımsızlıkçı militanlara yönelik baskı politikaları, polis tacizi ve tutuklamalar; davalar ve hapis cezaları kesinlikle son bulmalıdır.
* Ayrımcı politik uygulamalar yürürlükten kaldırılmalı, Bask halkının politik ve sivil hakları garanti altına alınmalı, Sortu’nun (2011 yılında kurulan Basklı sosyalist parti)  önündeki yasal engeller kaldırılmalıdır.

ŞİDDET TAMAMEN ORTADAN KALDIRILMALI

Barış içindeki bir ülkede binlerce silahlı insana ihtiyaç yoktur. Ülkenin askerden arındırılması süreci başlatılmalıdır. Bunun için;
* Baskı ve savaş siyasetinin son bulmasıyla birlikte, silahlar ve özel yasalar günlük hayatımızdan çıkartılmalıdır.
* ETA askeri yapısını dağıtmalı, silahlardan tamamen arınmalıdır. Aynı şekilde İspanya ve Fransa devletleri de silahlı operasyonlarına ve çatışma yaratan baskılarına son vermelidirler.
* Çatışmalı süreç boyunca uygulanmış olan özel yasalar kaldırılmalıdır. Barış ve özgürlük içinde bir gelecek için şiddete neden olan tüm enstrümanlar terk edilmelidir

KARŞILIKLI TANIMA VE UZLAŞMA

Çatışma süreci bir çok yurttaşın hayatında büyük acılara neden oldu. Çok sayıda insan bu süreçte fiziksel ve manevi zararlar gördü; öldü, işkence gördü, kötü muameleye maruz kaldı, kaybedildi, hapsedildi ya da sürgün edildi. Bu acılardan aileleri ve yakınları da nasibini aldı. Eğer adil, huzurlu ve barış içinde bir Bask Ülkesi hayal ediyorsak, bu acılarla yüzleşmek ve onları hafifletmek zorundayız.
* Bask toplumu açık yaraların iyileşmesi için azimle çalışmaya hazırdır. Biliyoruz ki uzlaşma çok uzun bir yoldur. Yüzyıllar önceden başlayarak bugüne gelen bir çatışmanın bir anda çözüme kavuşması mümkün değildir.
* Bunun sağlanması için Bask toplumu ve devletler, neden oldukları sorunlara çözüm bulmalıdır.
* Toplum, şiddet sürecinden doğrudan ya da aileleri aracılığıyla etkilenmeş olanların acılarının hafifletilmesi için elinden geldiğince yardımcı olmalı, sürece katılmalıdır.
* Ayrıca, bilmeliyiz ki toplumsal ve demokratik bir mutabakat sağlanmadan uzlaşma mümkün olmayacaktır.

GERÇEK ACI AMA GEREKLİDİR

Halkımız geçmişte olanlar konusunda farklı bakış açılarına sahiptir. Bu yüzden geçmişle ilgili bütün gerçek olduğu gibi ortaya çıkartılmalıdır.
* Kimse yaşananları konuşmaktan korkmamalıdır; konuşmak bizi özgürleştirecek, uzlaşmayı güvence altına alacak ve yaşananların tekrarlamamasını garantileyecektir.
* Geçmişi konuşmak zordur, fakat barış içinde bir toplum yaratmak için vazgeçilmez önemdedir. Bir Zulu atasözünün dediği gibi, “Gerçek acı ama gereklidir”
* Bask Ulusal Solu bunun için; isteyen herkesle çatışmalı süreci konuşmak, tartışmak için hazırdır. Acılarımız diyalog yolunu kapatmak için bahanemiz değil, daha adil ve barışçıl bir geleceği kurmak için gerekçemiz olmalıdır.  

İNKAR- İMHA POLİTİKALARI SON BULMALI

Öte yandan Bask halkı, tarihi boyunca İspanya ve Fransız devletlerinin sistematik şiddetinin kurbanı olmuştur ve bu durum devam etmektedir. Halkımız, bir ulus olarak haklarının ısrarla reddedilmesiyle işleyen bir adaletsizlik ve baskı mekanizmasına maruz kalmıştır.
İspanyol ve Fransız hükümetleri de Bask Ülkesinde yarattıkları; binlerce kadın ve erkeğin, baskı politikaları ve iki ülke tarafından yürütülen kirli savaş nedeniyle yaşadıkları acıyı kabul etmek zorundadır. Basklı gençler nesiller boyunca sırf öyle istedikleri için mücadele etmediler. Hayır, binlerce ve binlerce genç mücadele ettiler çünkü baskı altında, dışlanmış; kendi kültürlerini, kimliklerini, ve binlerce yıldır var olan bir halk olarak onurlarını tanımayan politikalar ve devletler tarafından yönetildiler.
Bask Ulusal Solu, hiçbir politik tarafın, bu uzun çatışmalı süreçteki sorumluluğundan kaçmaması gerektiğini, çatışmanın içinde bulunan kimsenin bu süreçte izleyici ya da değerlendirici pozisyonunda kalamayacağının bir kez daha altını çizmeyi gerekli görmektedir.


KENDİ KADERİNİ TAYİN HAKKI

Bask Ülkesinin tarihi, dilsel, sosyal, ekonomik ve kültürel varlığı tanınmalı ve saygı duyulmalıdır. Barışı tesis etmek için “Ulusun kendi kaderini tayin” hakkı da dahil olmak üzere tüm Bask halkının tüm hakları kabul edilmelidir.
Ulusların kendi kaderini tayin hakkı politik bir tercih değil temel, kolektif ve evrensel düzeyde kabul gören bir haktır. Bu hak, kendi geleceği hakkında nihai kararın Bask Halkının kendisi tarafından verileceğini kabul eder. 

DİYALOG VE BİRLİK

Geçmişin ortaya çıkarılması kadar tekrar etmemesinin garanti altına alınması da önemlidir.
Bunun için, yaşananları konuşmak kadar gelecek hakkında bir fikir birliği de sağlamak zorundayız. Ağer adil, gerçek ve kalıcı bir barış için yola çıkacaksak, Basklı örgütlerin de demokratik bir ortamı inşa etmek için kendi aralarında birliğe ihtiyaçları vardır.
Öte yandan barış sürecinde oluşturulacak yasal çerçeve için de diyalog ve mutabakat acil olarak hayata geçirilmelidir.

MAHKUM VE SÜRGÜNLER EVLERİNE DÖNMELİ

Atılması gereken bir başka adım ise, sürgünlerin ve mahkumların evlerine dönmesinin sağlanmasıdır:
* Mahkum ve sürgünlerin uzun süreli yokluklarının neden olduğu adaptasyon sorunlarının çözümü ve günlük hayata kazanımlarının sağlanması için de gerekli önlemler alınmalıdır.
* Silahlı bir çatışma -silahlar susmuş olmasına rağmen- yüzlerce insan onlarca yıl hapsedilerek çözüme ulaştırılamaz.
* Dünyada son yıllarda bir çok ülkede, yasal ve diplomatik süreçler işletilerek, mahkum ve sürgünlerin evlerine dönmeleri ve sürece katkı sunmaları sağlanarak adil ve sürdürülebilir barış ortamlarının hayata geçirildiği örnekler çok sayıda yaşanmıştır.
* Bunun aynısının bizim ülkemizde de yapılması mümkün ve gereklidir. Bu yüzden ETA ile İspanyol ve Fransız hükümetleri bir diyalog ve uzlaşma sürecini başlatmalıdırlar.


UZLAŞMAK UNUTMAK DEĞİLDİR

Uzlaşma, ne unutmak ne de bugüne kadar birbirlerine düşman edilmiş olanların bir anda arkadaş olmaları anlamına gelmemektedir. Uzlaşma, karşılıklı taraflarının birbirlerinin varlığını tanıması ve kabul etmesidir. Acıya saygı duymak ve acıyı kabul etmektir. Çatışmanın bu kadar uzun yıllar devam etmiş olmasının bir nedeni de başkasının acısını anlamakta yetersiz kalmamızdı. Bu yeni süreçte herkes birbirinin derin yaralarını iyileştirmek için büyük çaba sarf etmek zorundadır.  
Bu bağlamda, Bask Ulusal Solu, uzun çatışmalı süreçte yara almış herkese -kimsenin acısını derecelendirmeden, acılar arasında ayrımcılık yapmadan- saygısını ve samimiyetini göstermek arzusundadır.  Geçmiş, sayısız insanı etkiledi. Hepsinin acısını tanıyoruz.
Her iki taraftan da kurbanlar olduğu bir propaganda cümlesi değil açık bir gerçektir. ETA eylemlerinin yanı sıra, diğer silahlı örgütlerin, özel timlerin, devlet terörizminin, baskı, inkar ve imha politikalarının, işkence ve insanlık dışı uygulamaların, temel hakların yokluğunun ve ayrımcılığın çok sayıda kurbanı olmuştur. Bu tarihi gerçeği kimse reddedemez.
Bask Ulusal Solu, Bask Ülkesinde hem ETA tarafından hem de İspanyol ve Fransız devletlerinin yürüttüğü kirli savaş ve baskı politikaları tarafından yaratılan şiddeti kabul etmektedir.
Bask Ulusal Solu, gerek yazılı gerek sözlü açıklamalarında ETA şiddeti karşısında zaman zaman duyarsız bir imaj çizdiğini de kabul etmektedir. Yine çatışmanın ilk zamanlarında bazı kurbanlara diğerlerinden daha az hassasiyet gösterildiğinin de farkındadır. Bütün bunları açık açık kabul ediyoruz ve karşı taraftan da benzer durumların aynı duyarlılıkla kabul edilmesini talep ediyoruz. Eğer adil ve gerçek bir barışı inşaa etmek istiyorsak, bütün bu gerçekleri tanımak halkımızın yaralarının iyileşmesi için hayati önemdedir.

HAKİKAT KOMiSYONU KURULMALIDIR

Bask Ulusal Solu, yaşananların konuşulmasının, gerçeğin tam anlamıyla ortaya çıkarılmasının  hayati olduğunu düşünmektedir. Halkımızın, gerçeği bilmeye ihtiyacı vardır fakat bu politik çatışma süreci ve sonuçları hakkında tüm gerçek olmalıdır.
Gerçeği bilmek, şiddet ortamından demokrakratik ortama geçişi kolaylaştıracak, uzlaşma sürecine katkıda bulunacak ve bizi özgürleştirecektir.
Bask Ulusal Solu, bunun ancak uluslararası düzeyde, bağımsız ve siyaseten tarafsız bir hakikat komisyonu kurularak yapılabileceğini düşünmektedir. Bu komisyon çatışmalı sürecin nedenlerini ve sonuçlarını; bu süreçte meydana gelen ihlalleri analiz etmelidir. Bu komisyon sadece geçmişin aydınlanması için değil, gelecekte benzer sorunların yaşanmaması, gerçek adalet ve mağduriyetlerin ortadan kaldırılması için de bir temel olacaktır. Bu hakikat komisyonunun, bütün tarafların; hükümetlerin, politik partilerin ve sivil toplumun iş birliğine ihtiyacı olacaktır. Komisyon, güncel çatışmadaki rollerinin üzerinde durmalıdır.  (devletler kadar diğer farklı kurumların, medyanın, toplumun, siyasetçierin ve silahlı örgütlerin)
Hiçbir sınıflandırma ya da sıralama yapmadan kurbanların hepsini dikkate alarak barışın tesisine yardımcı olmalıdır. Komisyonun kendisi, çalışmaları ve hedefleri üzerinde tüm tarafların fikir birliği sağlanmalıdır.  
Bask Ulusal Solu, hakikat komisyonunun oluşturulmasını desteklemekte kararlıdır. Bu bağlamda, bütün diğer politik partileri, İspanya ve Fransa devletlerini aynı tavrı ve gönüllüğü göstermeye çağırıyoruz. Toplum olarak yaralarımızı sarmak, çatışmayı sona erdirmek ve tarihin tekerrür etmeyeceğini garantilemek zorundayız.

*Çeviren Elif Görgü

-BİTTİ-

ÖNCEKİ HABER

Muhataba tecrit, statü talebine savaş!

SONRAKİ HABER

Sen neymişsin be lale!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...