12 Temmuz 2012 10:45

Yaşam süresi değil çilesi uzuyor

Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine göre ortalama yaşam süresi uzuyor. 2010-2015 dönemi tahminlerine göre Türkiye’de beklenen yaşam süresi 74 yıl. Rakamlar böyle ama emekçi 74 yıl nasıl yaşar bilinmez. Elbette, gelişen teknoloji ve olanaklar yaşam süresinin uzamasını sağlayabilir. Ama, bu konuda da genel bir eşitlik oldu

Yaşam süresi değil çilesi uzuyor
Paylaş
Arif Koşar

Nüfus tartışmaları, Başbakan Erdoğan’ın “Her ailede en az üç çocuk olmalı” çıkışıyla başlamıştı. “Her kürtaj bir Uludere’dir” açıklaması ile yeniden gündem olmuş, “Kürtaj ve sezaryenle Türk milletinin dünya sahnesinden silinmesi için sinsi bir plan” denildiğinde doruk noktasına çıkmıştı. Elbette, kadın hakları ve demokratik hak ve özgürlüklerle birlikte süren bir tartışmaydı.

EŞİT DEĞİL

İşte bu çok tartışılan konuyla ilgili Türkiye İstatistik Kurumu hem mevcut verileri hem de geleceğe dair tahminlerini açıkladı. Buna göre; Türkiye nüfusunun 2050 yılında 94 milyon 585 bin kişi olması bekleniyor. Beklenen yaşam süresi ise 74 yıl. İşte bu verileri konuştuğumuzda Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özgür Müftüoğlu bir uyarıda bulunuyor: “Yaşam süresi uzuyor ama eşit değil. Bütün toplum kesimleri için böyle bir genelleme yapabilmek mümkün değil. Doğadaki değişim; gıda maddelerinin insan sağlığını olumsuz etkileyecek şekilde olması hem yaşam süresini hem de niteliğini azaltıyor. Sonuçta bunlar ortalama istatistikler. Nereye bakıyorlar, kime soruyorlar tartışma konusu.”

YAŞAM KALİTESİ DÜŞÜK

Müftüoğlu, yaşam süresiyle birlikte yaşam kalitesinin de tartışılması gerektiğini belirterek ayrıca şunları söylüyor: “Hem ülkeler arasında, hem de sınıflar arasında eşitsizlikler artıyor. Yaşam, yaşam kalitesi ve çalışma yaşamına ait konularda bu eşitsizlikler de artıyor. Genel olarak yaşam süresinin uzadığını söylemek mümkün değil. Çalışma hayatında meslek hastalıkları, yaşam kalitesi ve süresi açısından çok önemli. İş kazalarında hayatında kaybedenler. İş yoğunlaşması, güvencesizlik, bütün bunlar yaşam süresi ve kalitesini etkiliyor. İş yoğunlaşması, uzun çalışma süreleri hem psikolojik olarak hem de fizyolojik olarak olumsuz etkiler yaratıyor. Çalışanlar üzerinde kanser, kalp krizi gibi rahatsızlıklar daha sık görülüyor. Hatta bunlar özellikle çalışanlarda genç yaşlarda görülmeye başlanıyor. Dolayısıyla bütün bunlar üzerinden, çalışanlar için yaşamın uzadığını değil uzamadığını söyleyebiliriz. Ayrıca yaşamın nasıl sürdürüldüğü de önemli ve ‘emekçiler çile çekerek yaşıyor’ diyebiliriz.”

YAŞAM SÜRESİ

Bütün bunlarla birlikte, beklenen yaşam süreleri gelişmiş kapitalist ülkelerle sömürge ülkeler arasında ciddi farklılıklar da gösteriyor. 2010-2015 dönemi tahminlerine göre dünyada doğuşta beklenen yaşam süresi 69 yıl. Doğuşta beklenen yaşam süresinin en yüksek olduğu ülkeler arasında Japonya 83.7 yıl, Avustralya 82.1 yıl, İtalya 82 yıl ve İsveç 81.7 yıl ile dikkat çekiyor. Doğuşta beklenen yaşam süresinin en düşük olduğu ülkeler arasında ise Mozambik 51 yıl, Afganistan 49.3 yıl ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti 48.9 yıl ile bulunuyor. Doğuşta beklenen yaşam süresi 74.6 yıl olan Türkiye, 186 ülke arasında 75. sırada yer alıyor. Türkiye’deki çalışma ve yaşam koşulları buna ne kadar izin verir, ayrı bir tartışma konusu.
2045-2050 dönemi tahminlerine göre dünyada doğuşta beklenen yaşam süresinin 76 yıl. Bu dönemde, doğuşta beklenen yaşam süresinin en yüksek olacağı varsayılan ülkeler arasında Japonya (87.4 yıl), İsviçre ve Avustralya (86 yıl) gelmektedir. Bu dönemde doğuşta beklenen yaşam süresinin en düşük olacağı tahmin edilen ülkeler arasında ise Çad (63.2 yıl) ve Afganistan (62.8 yıl) yer almaktadır. Doğuşta beklenen yaşam süresi 78.5 yıl olarak tahmin edilen Türkiye’nin, 186 ülke arasında 99. sırada yer alması bekleniyor. (İstanbul/EVRENSEL)


HEDEF EMEKLİLİK YAŞINI YÜKSELTMEK

Müftüoğlu başka ve önemli bir bağlantıyı da açıklıyor. Bu da nüfus istatistikleri ile bireysel emeklilik şirketleri ve emeklilik yaşı tartışmaları arasındaki ilişki: “Yaşam süresi istatistiklerinin arkasındaki temel neden de emeklilik yaşının uzatılmasını meşru hale getirmek. Şimdi şöyle denilse; yaşam süresi 68 yaş. Bu koşullarda 65 yaş emekliliği kabul ettiremezsiniz. Yaşam süresini uzun gösteriyorlar. ‘50 yaşında emekli olursan 74 yaşına kadar çalışma yaşamının dışında kalırsınız’ diyorlar. Yani, yaşam süresi istatistikleri, emeklilik yaşının yükseltilmesi için kullanılıyor ve yönlendiriliyor. Özellikle bireysel emeklilik şirketleri tarafından.”


DÜNYA NÜFUSU 7 MİLYARI BULDU

2011 yıl ortası nüfus tahminlerine göre dünya nüfusu yaklaşık 6 milyar 974 milyon kişi. Nüfus büyüklüğüne göre ülke sıralamasının ilk sıralarında 1 milyar 348 milyon kişi ile Çin Halk Cumhuriyeti, 1 milyar 242 milyon kişi ile Hindistan ve 313 milyon kişi ile Amerika Birleşik Devletleri yer aldı. Dünya nüfusunun yüzde 1.1’ini oluşturan Türkiye nüfusu 74 milyon kişi ile 187 ülke arasında 18. sırada yer aldı.
2050 yılı nüfus tahminlerine göre dünya nüfusu 9 milyarı aşacak. 2050 yılında Hindistan’ın 1 milyar 692 milyon kişi ile en fazla nüfusa sahip ülke olması bekleniyor. Nüfus büyüklüğü bakımından Hindistan’ı sırasıyla 1 milyar 295 milyon kişi ile Çin Halk Cumhuriyeti ve 403 milyon kişi ile Amerika Birleşik Devletleri izleyecek. Nüfusu 2050 yılında 94 milyon 585 bin kişi olarak tahmin edilen Türkiye’nin 187 ülke arasında 19. sırada yer alması bekleniyor.


TÜRKİYE’NİN NÜFUS ARTIŞ HIZI DÜŞÜYOR

2010-2015 dönemi tahminlerine göre dünya nüfusunun artış hızı yüzde 1.1. Bu dönemde, nüfus artış hızının en yüksek olduğu ülkeler arasında yüzde 3.5 ile Nijer, yüzde 3.1 ile Afganistan ve yüzde 3 ile Yemen bulunuyor. Nüfus artış hızının en düşük olduğu ülkeler arasında ise yüzde 0.2 gerilemeyle Almanya ve Romanya, yüzde 0.6 gerilemeyle Ukrayna, yüzde 0.7 gerilemeyle Bulgaristan yer alıyor. Bu dönemde Türkiye’nin nüfus artış hızı yüzde 1.3 olup 187 ülke arasında 92. sırada bulunuyor.
2045-2050 döneminde ise dünya nüfusunun artış hızının yüzde 0.4 olması bekleniyor. Bu dönemde, Türkiye’nin nüfus artış hızının yüzde 0.2 ile 187 ülke arasında 109. sırada yer alacağı tahmin ediliyor.


KADIN BAŞINA DÜŞEN ÇOCUK SAYISI 2.5

2010-2015 dönemi tahminlerine göre dünyada kadın başına düşen ortalama çocuk sayısı 2.5. Toplam doğurganlık hızının en yüksek olduğu ülkeler arasında Nijer 6.9, Somali 6.3 ve Afganistan 6 ile dikkat çekiyor. Toplam doğurganlık hızının en düşük olduğu ülkeler arasında ise Japonya ve Avusturya 1.4, Bosna-Hersek 1.1 ile yer alıyor. Toplam doğurganlık hızı 2.1 olan Türkiye, 186 ülke arasında 114. sırada yer alıyor.
2045-2050 dönemi tahminlerine göre dünyada kadın başına düşen ortalama çocuk sayısının 2.2 olması bekleniyor. Bu dönemde toplam doğurganlık hızının en yüksek olacağı varsayılan ülkeler arasında Zambiya 4.5, Somali 4.4 ve Nijer 4.2 olarak yer alıyor. Bu dönemde, toplam doğurganlık hızının 1.8 olacağı tahmin edilen Türkiye’nin, 186 ülke arasında 126. sırada yer alması bekleniyor.

ÖNCEKİ HABER

Özgürlük ve kardeşlik HDK ile örülür

SONRAKİ HABER

Sürekli örgütlülük için komiteler kuruldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...