Katar ve YPG kavgası muhakak bir kaybeden yaratacaktır

H. Mehmet GÜNDAY
 
Trump yönetimi iç ve dış politikada insanlık tarihinin gelişimine aykırı davranmaya devam ediyor. Trump’ın içeride medyaya, göçmenlere, LGBT bireylerine ve yoksul Amerikalılara yaklaşımı nefretin ötesine çoktan geçti. Dışarıda ise özellikle Ortadoğu ülkeleri arasında düşmanlıkları körükleyip silah satışını iki katına çıkardı. Körfez ülkeleri krizinde hem Suudi Arabistan hem de Katar 2 hafta arayla Amerika’dan milyarlarca dolarlık silah aldılar.

Trump, Beyaz Saray’daki ilk altı ayında Türkiye’nin beklentilerini ise tamamen görmezden geldi. YPG, ABD’nin müttefiki olarak kalmaya devam ederken, Gülen konusu mahkemeye taşınmadı, üstelik Erdoğan’ın korumalarına tutuklama kararı çıkartılarak ikili ilişkilerdeki gerginlik yeni bir boyuta taşındı. Trump ve Erdoğan arasında Cuma günü yapılan telefon görüşmesi 16 Mayıs’da ABD’de yapılan görüşme ile aynı şekilde sonuçlandı: Anlaşamamakta anlaşmak! 

SEYAHAT YASAĞI VE DIŞ POLİTİKA ANLAYIŞI

Güvenlik endişeleri ve korku politikaları ile yoluna daha kolay devam edeceğini anlayan Trump, ardı ardına seyahat engelleri getirdi.  Trump yönetimi önce 6 müslüman ülke vatandaşlarına ABD’ye seyahat yasağı koydu, sonra uçak kabinlerine cep telefonlarından büyük elektronik cihazların alınmasını engelledi. Son olarak ise geçtiğimiz hafta 105 ülke’den 250 havalimanına eksta güvenlik ve arama uygulaması talebinde bulundu. Bu sözde güvenlik önlemleri ABD’nin dış politikasının daha saldırgan, tehtitkar ve rahatsız edici olmasından kaynaklanıyor. Trump, kesintisiz bir şekilde Ortadoğu’da İran ve Suriye’yeyi tehdit ediyor. Asya’da ise gözünü Kuzey Kore’ye çevirmiş durumda. En tehlikeli durum ise bütün bu gelişmelerin sadece 6 ay içerisinde gerçekleşmiş olmasıdır. Şunu söyleyelim, Trump yönetimi hâlâ ABD’deki tüm kurumları kontrolü altına alamadı, özellikle pentagon eski yönetimin atadığı komutanlar ile askeri politikaları sürdürüyor, zaman içerisinde ABD’nin dış politikada daha saldırgan bir noktaya geleceğini ilk 6 aydaki gelişmeler kanıtlamış oldu. Dış politikadaki saldırganlık Katar ve YPG özelinde Türkiye ve ABD’yi de karşı karşıya getiriyor.

TRUMP VE ERDOĞAN TELEFON GÖRÜŞMESİ

Erdoğan ve Trump cuma günü bir telefon görüşmesi yaptı. Bu görüşmeye ilişkin Beyaz Saray açıklamasında Katar krizinin ve terörizme karşı finansal desteğin kesilmesinin konuşulduğu belirtiliyor. Erdoğan açısından olumlu geçmeyen ve mesajlar içeren bir görüşme olduğunu söylemek mümkün. Hatta, YPG’ye dair her hangi bir vurgunun yer almamış olması şaşırtıcı olmanın ötesinde çok manidardır, neticede YPG’ye silah sevkiyatının devam etmesine ilişkin bir endişe Erdoğan tarafından dile getirilmemiş gibi görünüyor. Demekki Erdoğan’ın öncelikli endişesi Katar’a uygulanan ambargodur YPG’ye silah verilmesi değil. Ancak, Trump Telefon görüşmesinde Erdoğan’a açık bir şekilde “terörizmin finanse edilmesi son bulmalıdır” diyerek Katar üzerinden aslında Türkiye’ye de mesaj verdi. 

Türkiye’nin Katar’a sahip çıkmasının ABD trafından hoş karşılanmadığı mesajlarla en üst seviyeden Erdoğan’a aktarılmış oldu.

ERDOĞAN ATEŞLE OYNUYOR

ABD ve Türkiye’yi karşı karşıya getiren iki temel başlık var; Katar krizi ve YPG’ye silah yardımı. Türkiye, Katar’a koşulsuz destek vermeye devam ederse Trump yönetimi tarafından “terörizmi destekleyen ülkeleri destekleyen ülke’’ konumuna gelebilir. Trump gibi tahmini zor biri açısından bu sözün sarfedilmesi olasılık dahilindedir ve Trump yönetimi hiç çekinmeden bunu yapabilir.  

ABD savunma Bakanının YPG’ye silah yardımının Rakka operasyonundan sonra da devam edeceğini söylemesi Ankara’nın tepkisine yol açtı. Bu açıklamadan 3 saat sonra Türkiye Afrin’de bulunan YPG mevzilerini vurdu. Ankara’nın ABD’ye vermek istediği mesaj kendisi açısından yıkıcı sonuçlar yaratabilir. 

Katar ve YPG kavgası muhakak bir kaybeden yaratacaktır.